19. Hukuk Dairesi 2017/2715 E. , 2020/798 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki asıl alacak ve karşı alacak davalarının ilk derece mahkemesinde yapılan yargılaması sonunda asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın kabulüne yönelik olarak verilen kararın davalı-karşı davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi tarafından verilen istinaf isteminin esastan reddine yönelik kararın süresi içinde davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl davada davacılar vekili, davalı şirket ile dava dışı banka arasında 30.12.2010 tarihli genel ticari kredi sözleşmesi imzalandığı, 287.500.-TL tutarlı 15.02.2011 tarihli limit artırım sözleşmesinin 230.000.-TL"lik kısmına davacı ...’un kefil olduğunu ve bu miktar karşılığında maliki olduğu taşınmazlar üzerine ipotek tesis edildiğini, davalı şirketin kredi borçlarını ödememesi sebebiyle kredi hesaplarının kat edilerek, dava dışı banka tarafından asıl borçlu davalı şirket ile kefil davacı ..."a borcun ödenmesi yönünde ihtarname gönderildiğini, davacı ...’un eşi davacı ..."nin de, bu ihtarname sonrasında ticari itibarının zedelenmemesi, ipotekli taşınmazın ihaleyle satılmaması, asıl borcun temerrüt, faiz ve sair nedenlerle daha da fazlalaşmaması için ihtar edilen borcu ödediğini, yapılan ödemelerin davacı ..."un söz konusu sözleşmeye olan kefaleti sebebiyle yapıldığını ileri sürerek, 105.523.-TL"nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek kredi sözleşmesinde belirtilen faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili, davalı şirket ile dava dışı banka arasında 30.12.2010 tarihli genel ticari kredi sözleşmesi tanzim ve imza edilerek kredi kullanıldığı, bu sözleşmenin 15.02.2011 tarihinde limitinin arttırıldığını, davacı ..."un limit arttırım sözleşmesine kefil olduğunu, davacı ..."un bu sözleşmeye kefaletinin, eşi olan diğer davacı ..."nin ...,... ilçesinde maliki olduğu taşınmazının davalı şirkete satışını yapmak istemesinden kaynaklandığını, bu taşınmazlardan birinin davalı şirket tarafından harici olarak satın alındığını ve karşılığında da davacı ..."ye 17.02.2011 tarihinde 50.000.-TL ödendiğini, ancak taşınmazın tapuda devrinin yapılmadığını, davalı şirket ile dava dışı banka arasında imzalanan sözleşmede ..."nin kefalet imzasının bulunmadığını, ... tarafından yapıldığı iddia edilen ödemelerde de kredi sözleşmesinden kaynaklandığına ilişkin bir ibarenin bulunmadığını, davacı ...’un sözleşmede kefalet imzası bulunsa da, ... ’un hiçbir ödemesi bulunmadığından dava açma hakkı bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Karşı davada davalı-karşı davacı vekili, karşı davalı ..."nin maliki olduğu ...,...ilçesinde bulunan taşınmazın alım-satımı hususunda haricen anlaştıklarını, anlaşma gereğince 17.02.2011 tarihinde alım bedeli olarak 50.000.-TL"nin karşı davacının ...,... Şubesi’ndeki ticari kredi hesabından karşı davalı ..."ye ödendiğini, ancak karşı davalının taşınmazın devrini yapmadığını ileri sürerek, karşı davalı ..."ye ödenen 50.000.-TL"nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Karşı davada davacı-karşı davalı vekili, karşı davacının talebinin karşı davalı ... ile olan ayrı bir hukuki ilişkiden kaynaklandığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, asıl davada, davalı şirketin dava dışı bankadan kredi kullandığı ve bu krediye davacı ..."nün kefil olduğu, kullanılan kredi borcunun ödenmemesi sebebi ile davacıların dava dışı bankaya davalı şirket adına ödeme yaptıklarının bilirkişi raporu ile sabit olduğu, davacıların davalının borcunu ödemekle dava dışı bankaya halef olarak davalıdan talepte bulunabileceği gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulü ile, davacıların davalı yararına dava dışı bankaya yapmış olduğu 102.127,33 TL ödemenin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, karşı dava yönünden ise, karşı davacı şirketin ...,... Şubesi’ndeki hesabından karşı davalı ..."nin hesabına "menemen gayrımenkul alımı için" açıklaması ile 50.000.-TL göndermesine rağmen, celbedilen tapu kayıtlarının incelenmesinde karşı davacı tüzel kişiliğin maliki veya hissedarı olduğu bir taşınmaza rastlanmadığı, bu itibarla karşı davalı ..."nin edimini yerine getirmediği halde almış olduğu miktarı iade ettiğine ilişkin bir belgenin de sunulmadığı, davalı ..."nin sebepsiz zenginleştiği gerekçesiyle karşı davanın kabulü ile ödenen 50.000.-TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte karşı davalıdan alınarak karşı davacıya verilmesine karar verilmiş, hükme karşı davalı-karşı davacı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre, davalı şirketin dava dışı bankadan kredi kullandığı ve bu krediye davacılardan ..."nün kefil olduğu, ancak kullanılan kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle kefil olan davacı ... ile kefilin eşi diğer davacı ..."nin dava dışı bankaya davalı şirket adına ödeme yaptıkları, davacılardan ..."un kefalete ilişkin yasal hükümler uyarınca, diğer davacı ..."nin ise kefil olmamasına rağmen davalının borcunu kapatmak amacıyla onun yararına yaptığı ödeme nedeniyle vekaletsiz iş görme hükümlerine dayalı olarak davalıdan istemde bulunma hakkına sahip oldukları, davacılar tarafından dayanılan toplam 50.667,33 TL tutarındaki ödemelere ilişkin dekontlarda davacıların isimlerinin yazılı olduğu ve davalı şirket tarafından ödemenin davacılar tarafından yapıldığının kabul edildiği, ancak toplam 51.450.-TL tutarındaki dekontlarda ise parayı yatıranın kim veya kimler olduğuna dair bir bilginin bulunmadığı, ödemenin davacılar tarafından yapıldığına ilişkin iddianın ise davalı şirketçe kabul edilmediği, isimsiz ödeme dekontlarının davacılar tarafından ibraz edilmiş olması, ödeme belgesinin davacıların elinde bulunması söz konusu ödemelerin davacılar tarafından yapıldığına karine teşkil ettiğinden, davacılar yararına ortaya çıkan bu karinenin aksi davalı tarafça ispatlanamadığından davalı tarafın asıl davaya yönelik istinaf itirazları yerinde görülmediğinden esastan reddine, karşı davacının karşı davaya ilişkin olarak ileri sürdüğü faizin ödeme tarihinden başlatılmasına ilişkin istinaf itirazının da karşı davacı tarafça, davadan önce, karşı davalının temerrüde düşürülmediği gerekçesiyle karşı davacının istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiş, hüküm davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili, davalı şirketin dava dışı bankadan kullandığı krediye davacılardan ...’nün kefil olduğunu, davalı şirketin borcunu ödememesi üzerine banka tarafından davacı ...’ye noter ihtarı gönderilmesi üzerine, davacı ...’nün, eşi olan kefil ... namına, davalı şirketin kredi veren banka nezdindeki krediyle de bağlantılı hesabına 16 adet dekontla 105.523.-TL ödeme yaptığını belirterek, bu paranın davalıdan alınarak davacıya verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacı ...’un kendisine yaptığı bir ödeme olmadığını, davacı ...’nin yaptığı ödemelerin ise sebep gösterilmeden yatırıldığını belirterek davanın reddini istemiş, davacı ...’ye karşı açtığı, karşı davasında ise davalı şirketin davacı ...’ye Menemen’deki gayrımenkulünü satması için banka havalesi yoluyla 50.000.-TL gönderdiğini, ancak gayrımenkul devrinin yapılmadığını belirterek, gönderdiği 50.000.-TL’nin davacı ...’den tahsilini talep etmiştir.
Davacı ... vekili karşı davaya cevabında, karşı davanın asıl dava ile ilgili olmadığı yönünde cevap vermiştir.
İlk derece mahkemesince asıl davanın 102.127,33.-TL üzerinden kısmen kabulüne ve karşı davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı sadece davalı-karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi davalı-karşı davacının istinaf taleplerini esastan reddetmiş, bu karara karşı davalı-karşı davacı temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
1-Davalı-karşı davacının, kabul edilen karşı davaya yönelik temyizi, asıl alacağa uygulanacak faizin başlangıç tarihinin paranın havale tarihinden itibaren başlaması yönünde olup, bu temyiz itirazı yerinde olmadığından, davalı-karşı davacının karşı davaya yönelik temyiz itirazının reddi gerekmiştir.
2-Davalı-karşı davacı vekilinin asıl davaya yönelik temyizine gelince, ilk derece mahkemesinin asıl davaya yönelik yaptığı tahkikat ve hükme esas aldığı bilirkişi raporu yeterli olmayıp, ilk derece mahkemesinin yetersiz tahkikate dayalı olarak, yazılı şekilde karar vermesi doğru olmadığı gibi, istinaf mahkemesinin de ilk derece mahkemesinin hatalı uygulamasını benimseyerek asıl davaya yönelik istinaf başvurusunu reddetmesi doğru da olmamış, hükmün asıl dava yönünden bozulması gerekmiştir.
İlk derece mahkemesince yapılması gereken iş; dosya bankacılık konusunda uzman bir bilirkişiye tevdi edilip, kendisine dava dosyası yanında, davalı şirketin hesabının bulunduğu banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapma ve belgelerden örnek alma yetkisi de verilerek; davalı şirket ile, davalı şirketin banka hesabının bulunduğu şube arasında bir kredi sözleşmesi imzalanıp imzalanmadığı, bu kredi sözleşmesinde davacı ...’nün kefil ve ipotek veren olarak sorumluluğu bulunup bulunmadığı, kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle bankaca hesap kat edilerek idari ve adli takibe geçilip, davacı ...’ye noter ihtarı gönderilip gönderilmediği hususlarının tespitinden sonra, davacıların dayandıkları 16 adet banka dekontunda yer alan ödemelerin banka kayıtları üzerinde tespiti yapılarak, bu ödemelerin davacılardan kim tarafından yapıldığı, ve ödemelerde açıklama olarak kefalet nedeniyle ödeme yapıldığı hususunda açıklama olup olmadığı hususları belirlenip, davacıların davalının hesabına davalı tarafından kullanılan kredi borcunun ödenmesi için kefalet amacıyla dava tarihine kadar yapılan ödemeler saptanıp, saptanan bu miktarın tahsiline karar vermekten ibarettir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bendde açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacı vekilinin karşı davaya yönelik temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bendde açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacı vekilinin asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, dava dosyasının Milas 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne, Dairemiz ilamından bir örneğin de İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı-karşı davacıya iadesine, 03.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.