(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2016/6379 E. , 2019/4544 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının 05.09.2011-10.09.2013 tarihleri arasında davalı nezdinde eğitim danışmanı olarak aylık 1.940,00 TL brüt ücretle çalıştığını, iş sözleşmesinin işçilik alacaklarının ödenmemesi haklı nedeniyle davacı tarafından feshedildiğini öne sürerek kıdem tazminatı ile fazla çalışma, yıllık ücretli izin, ücret, ulusal bayram ve genel tatil ve kötüniyet tazminatı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının kendi isteği ile işten ayrıldığını, davacının herhangi bir alacağının da bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere göre ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle temyiz edenin sıfatına ve temyiz nedenlerine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında uyuşmazlık, işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait alacağı bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı Kanun"un 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 31. maddesinde, hakimin davayı aydınlatma ödevi düzenlenmiş olup, madde uyarınca, hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabileceği, soru sorabileceği ve delil gösterilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davalıya ait işyerinde eğitim danışmanı olarak 2 yıl 4 gün çalışması bulunan davacının kullanmadığı yıllık ücretli izin süresinin 18 gün olduğu belirlenerek, bu süre karşılığı alacak hüküm altına alınmıştır. Davalı işveren; davacıya dava açılmadan önce göndermiş olduğu cevabi ihtarında, davacının kullanmadığı yıllık ücretli izin süresinin 18 gün olduğunu kabul etmekle birlikte bu alacağı davacının kendisine olan borcundan mahsup ettiğini bildirmiştir. Yargılama aşamasında da bu avans ödemesi nedeniyle davacının yıllık izin ücreti alacağı bulunmadığı savunulmuştur.
Gerçekten, dosya içerisinde bulunan tarihsiz bir dilekçe ile davacının 5 taksit halinde ücretinden kesilmek üzere davalı işverenden 2.000,00 TL avans talebinde bulunduğu görülmektedir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının bu dilekçesinin tarihsiz olması ve önceki dönemlerde işçinin rızası ile yapıldığı ispatlanamayan toplam 6.900,00 TL ücret kesintisi bulunduğu gerekçe gösterilerek işçinin yıllık ücretli izin alacağından mahsup yapılmadan hesaplama yapılmıştır. Ne var ki; davacının hükme esas alınan bu rapordan önce dosyada aldırılan bilirkişi raporlarında yıllık ücretli izin alacağından mahsup yapılmış olmasına itiraz etmediği görülmektedir. Davacı yanın, dava dosyasına sunduğu ıslah dilekçesinde, önceye ait bir ücret alacağı taleplerinin olmadığını, taleplerinin sadece son 9 günlük ücret alacağına yönelik olduğunu belirtmesi karşısında, rıza dışında ücretten kesintiler olduğuna dair bir iddianın bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.Davacının avans istemine ilişkin dilekçesi tarihsiz olmakla birlikte ekli banka dekontu ve banka hesap ekstresinden anlaşıldığı üzere davacıya 27.08.2013 tarihinde banka kanalıyla 2.000,00 TL avans ödemesi yapılmıştır. Davacı, almış olduğu bu avansı henüz ödemeye başlamadan iş akdine 10.09.2013 tarihinde son vermiştir. Bu nedenle fesih tarihinde işverene 2.000,00 TL borcu bulunmaktadır. Davalı, yıllık ücretli izin alacağı borcunun kendisine olan alacaktan mahsup edilmesini talep ettiğine göre davacının yıllık ücretli izin alacağı talebinin reddi yerine kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, 28.02.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.