7. Hukuk Dairesi 2015/1307 E. , 2016/9323 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, davalı işyerinde üretim bölümü elemanı olarak çalışmakta iken usta başı tarafından kendisine karşı hakaret, tehdit ve darp eylemi olduğunu buna karşı çıkınca da iş akdinin davalı işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının ödetilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacının hiçbir haklı neden olmadan mesai saatleri içerisinde ustasına saldırıp boğazını sıkmasından dolayı haklı nedenle feshedildiğini bu nedenle davacının kıdem ve ihbar tazminatı hakkı bulunmadığını, sair taleplerinin de yersiz olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalı tarafça davacı için isnat edilen ustabaşının boğazını sıkma eylemini davacının gerçekleştirildiğine ilişkin görgüye dayalı tanık beyanı olmadığı, doktor raporu vs. yazılı herhangi bir belge de bulunmadığı, böylece iş akdini haklı nedenle sona erdirdiğinin ispat yükü üzerinde olan davalının bunu ispat edemediği gerekçeleriyle davacının kıdem ve ihbar tazminatı ile ispat ettiği sair işçilik alacaklarının kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında, davalı tarafından yapılan feshin davacıya kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesini gerektirip gerektirmediği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda, davacı dava dilekçesinde hakaret ve darp edilerek işyerinden çıkarıldığını iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı talep etmiştir. Dinlenen tanıklar görgüye dayalı bilgileri olmadığını ancak davacının ustası ile kavgası nedeniyle işten çıkarıldığını beyan etmişlerdir. Dosyadaki 15.10.2012 tarihli belgede işverence “... departmanında çalışmakta iken, mesai saatleri içerisinde ustanızla sözlü münakaşaya girdiğiniz ve sonrasında ustanıza saldırarak boğazını sıktığınız tespit edilmiştir. Konunun ciddiyeti işyeri düzeni açısından konuya ilişkin yazılı savunmanızı vermenizi rica ederim.” şeklindeki yazı ile davacının savunması istenmiş, davacı da bu yazı altına el yazısı ile “Bana hakaret etti” şeklinde yazmak suretiyle olayı tevil yoluyla ikrar etmiştir. İşveren feshi haklı nedene dayanmasına rağmen mahkemece kıdem ve ihbar tazminatına hükmedilmesi hatalı olmuştur.
3-Taraflar arasında davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı, yapmışsa fazla çalışma ücretinin hesaplanması konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Somut olayda, davacı fazla çalışma alacağı talep etmiştir. Mahkemece, akdin feshi ve fazla çalışma konusunda işveren kayıtlarına itibar edilmemesi ve tanık beyanlarına göre fazla çalışma hesabı yapılması dosya içeriğine göre yerindedir. Ancak alınan tanık beyanları fazla çalışma alacağını ispata yeterli değildir.
Dinlenilen davacı tanıklarından ..... “Biz haftanın 6 günü çalışıyorduk. Measimiz sabah 08.00, akşam 18.30 saatleri arası idi. Bu söylediğim saatlerin dışında haftada 3-4 gün mesaiye kalıyorduk. Bunun bir kısmı haftada 2-3 gün akşam 20.45"e kadar, sonra işin durumuna göre ayda 3-4 defa da 22.00-23.00 "a kadar sevkiyatların çok sıkışık olduğu dönemlerde olurdu. Cumartesi günleri sabah 08.00, akşam 17.00 saatleri arası çalışıyorduk. 1 saat öğlen yemek molası ve 2 kez 15 "er dakika çay molamız vardı.” şeklinde, diğer davacı tanığı ... “Biz haftanın 6 günü çalışıyorduk. Mesaimiz sabah 08.00, akşam 18.30 saatleri arası idi. Bu söylediğim saatlerin dışında davacının hafta içi 2-3 gün akşam 20.45"a kadar, ayda bir kere 22.00 mesaisi yapıyorduk ve cumartesi günü akşam 17.00 "a kadar çalışıyorduk. 45 dakika öğlen yemek molası vardı.” Diğer davacı tanığı ..." ta “Biz haftanın 6 günü çalışıyorduk. Mesaimiz sabah 08.00, akşam 18.30 saatleri arası idi. Bu söylediğim saatlerin dışında işin yoğun olduğu bölümlere göre fazla mesai oluyordu. Davacının çalıştığı bölümde de hemen hemen hergün 20.45 "e kadar mesai oluyordu. Sevkiyatın yoğunluğuna göre bazen bu 22.00 "a kadar olurdu. cumartesi günleri sabah 08.00, akşam 17.00 arası çalışıyorduk. Bazen cumartesi günleri de mesainin uzadığı olurdu. 1 saat öğlen yemek molası ve 2 kez 15"er dakika çay molamız vardı.” şeklinde beyanda bulunmuşlardır.
Dinlenilen davalı tanıklarından .... “ İşyerinde mesai haftanın 5 günü sabah saat 08:00 da başlar, akşam saat 18:30 a kadar devam eder. Bu söylediğim saatlerin dışında bizim bölümde nerdeyse hiç fazla mesai olmaz. Bazen 1 bazen de 2 ayda belki 20.45 "e kadar fazla mesaiye kalırız. Üretim bölümünde de fazla mesaiye kalma çok olmaz, ancak ne kadar aralıklarla fazla mesai yapıldığı konusunda bilgim yoktur. Bazı aylarda 1 Cumartesi günü bazen sabah 08.00 ile akşam 17.00 saatleri arası bazen de öğlen 13.00"a kadar çalıştığımız olur. Bazı aylar cumartesi günü hiç çalışmadığımız da olur. Akşam 22.00 "a kadar fazla mesaiye kaldığımız olmaz. Bütün haftanın 6 günü çalışmamız söz konusu değildir. Belirttiğim gibi sevkiyatın olduğu bazı cumartesi günleri çalışırız. Gün içinde 2 kez 20 "şer dakika çay molası, 1 kez 50 dakika yemek molası vardır. Diğer davalı tanığı ... ise “işyerinde mesai haftanın 5 günü sabah saat 08:00 da başlar, akşam saat 18:30 a kadar devam eder. Bu söylediğim saatlerin dışında bizim bölümde nerdeyse hiç fazla mesai olmaz. Ben 2,5 yıldır 1 kez 20.45 "e kadar fazla mesaiye kaldım. Üretim bölümünde işin durumuna göre fazla mesaiye kalma olabiliyor. Ancak ne kadar aralıklarla fazla mesai yapıldığı konusunda bilgim yoktur. Bazı aylarda 1 cumartesi günü bazen sabah 08.00 ile akşam 17.00 saatleri arası bazen de öğlen 13.00"a kadar çalıştığımız olur. Bazı aylar cumartesi günü hiç çalışmadığımız da olur. Akşam 22.00 "a kadar fazla mesaiye kaldığımız olmaz. Bütün haftanın 6 günü çalışmamız söz konu değildir. Belirttiğim gibi sevkiyatın olduğu bazı cumartesi günleri çalışırız. Gün içinde 2 kez 20"şer dakika çay molası, 1 kez 50 dakika yemek molası vardır.” şeklinde beyanda bulunmuşlardır.
Bu beyanlara itibarla fazla çalışma hesabı mümkün değildir. Bu nedenle mahkemece, özellikle davacı tanıkları yeniden dinlenerek ve tanıklar .... ile ..." ın işveren aleyhine açılmış davaları bulunduğu da gözetilerek haftanın hangi günü ortalama olarak kaçtan kaça kadar çalıştıkları konusunda net olarak beyanları alınmalıdır.
Ayrıca, bilirkişinin fazla çalışma hesap yöntemi hatalıdır. Bilirkişi hesabında, davacı tanığının 22.00"e kadar çalışmasının bildirilmesi durumunda günlük mesainin 08.00-22.00 saatler arası olduğu, 14 saat çalışmada 2 saat ara dinlenmesini indirilmesi suretiyle günlük çalışma süresinin 12 saat olacağının belirlenmesi; haftanın diğer günleri de aynı yöntemle çalışma süresi tam olarak belirlendikten sonra tüm haftanın çalışma süresi belirlenerek varsa haftalık fazla mesai süresinin hesaplanması gerekirken; “tanık beyanlarına göre haftada 3 gün günde 2 saat olmak üzere haftada 3 x 2=6 saat ve ayda 2 kez 22.00"a kadar birer saatten 2 saat fazla çalışma yapıldığı kabul edilerek haftaya bölünmek sureti (2/4=0,5 )ile ek olarak haftalık yarım saat daha fazla mesai yapılmış olmaktadır. Toplam haftalık fazla mesai süresi 8 + 6 +0,5 =14,5 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır ” denilerek sadece bildirilen fazla çalışma süresinin eklenmesi suretiyle hesaplama yapılması usul ve ilkelere aykırıdır. Bu nedenle yeniden alınacak bilirkişi raporunda bu hususa dikkat edilmeli, ayrıca hesaplama sırasında ilk kararın davacı tarafından temyiz edilmemesi nedeniyle usuli kazanılmış hak ilkesi gereği davalının daha aleyhine bir karar verilemeyeceği de gözden ırak tutulmamalıdır.
Yine hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı tarafından imzalı bordrolarda fazla çalışma tahakkuku olan ayların hesap dışı bırakılmak suretiyle hesaplama yapılması gerekirken fazla mesai saatlerinin hesaptan indirilmesi suretiyle hesaplama yapılması hatalı olup bu yönüyle bilirkişi raporu hükme esas alınmaya elverişli de değildir. Yeni alınacak raporda bu hususlar göz önünde tutularak çıkacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
4-Davacı dava dilekçesi ile asgari geçim indirimi talep ettiği halde mahkemece bu konuda olumlu veya olumsuz karar verilmemesi de bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 26.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.