7. Hukuk Dairesi 2015/1305 E. , 2016/9322 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, davalı işyerinde yaka kapama bölümü elemanı olarak çalışmakta iken iş akdinin davalı işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının ödetilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacının iş akdinin devamsızlığı nedeniyle haklı sebeple feshedildiğini ve tüm alacaklarının ödendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının iş akdini işçilik alacakları ödenmediğinden haklı nedenle feshettiği kabul edilerek ihbar tazminatı ve ödenmeyen ücreti bulunmadığından ücret alacağı talebi reddedilmiş, sair talepleri kabul edilmiştir.
Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı, yapmışsa fazla çalışma ücretlerinin ödenip ödenmediği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Somut olayda, davacı fazla mesai alacağı talep etmiştir. Mahkemece, akdin feshi ve fazla mesai konusunda işveren kayıtlarına itibar edilmemesi ve tanık beyanlarına göre fazla mesai hesabı yapılması dosya içeriğine göre yerindedir. Ancak alınan tanık beyanları fazla mesai alacağını ispata yeterli değildir.
Dinlenilen davacı tanıkları “ haftanın 6 günü çalışıyorduk. Mesaimiz sabah 08.00, akşam 18.30 saatleri arası idi. Bu söylediğim saatlerin dışında işin yoğun olduğu bölümlere göre fazla mesai oluyordu. Davacının çalıştığı 1. bantta hemen hemen hergün 20.45 "e kadar kesinlikle mesai oluyordu. Sevkiyatın yoğunluğuna göre bazen bu 22.00 "a kadar olurdu. cumartesi günleri sabah 08.00, akşam 17.00 arası çalışıyorduk. Bazen cumartesi günleri de mesainin uzadığı olurdu”, davalı tanıkları ise “ İş yerinde mesai haftanın 5 günü sabah saat 08:00 da başlar, akşam saat 18:30 a kadar devam eder. Bu söylediğim saatlerin dışında çok nadiren ayda ortalama 1-2 gün 20.45 "e kadar fazla mesaiye kalırız. Sevkiyatın olduğu bazı aylarda 1 cumartesi, bazen 2-3 ayda 1 Cumartesi günü sabah 08.00 ile akşam 17.00 saatleri arası çalışırız. Akşam 22.00 "a kadar fazla mesaiye kaldığımız olmaz. Haftanın devamlı 6 günü çalışmamız söz konu değildir. Belirttiğim gibi sevkiyatın olduğu bazı Cumartesi günleri çalışırız. Gün içinde 2 kez 20 "şer dakika çay molası, 1 kez 50 dakika yemek molası vardır ” şeklinde beyanda bulunmuşlardır. Bu beyanlara itibarla fazla çalışma hesabı mümkün değildir. Bu nedenle mahkemece, özellikle davacı tanıkları yeniden dinlenerek ve tanık ..."ın işveren aleyhine açılmış davası bulunduğu da gözetilerek haftanın hangi günü ortalama olarak saat kaçtan kaça kadar çalıştıkları konusunda net olarak beyanları alınmalıdır.
Ayrıca, bilirkişinin fazla mesai hesap yöntemi hatalıdır. Bilirkişi hesabında, davacı tanığının 22.00"e kadar çalışmasının bildirilmesi durumunda günlük mesainin 08.00-22.00 arası olduğu, 14 saat çalışmada 2 saat ara dinlenmesini indirilmesi suretiyle günlük çalışma süresinin 12 saat olacağının belirlenmesi; haftanın diğer günleri de aynı yöntemle çalışma süresi tam olarak belirlendikten sonra tüm haftanın çalışma süresi belirlenerek varsa haftalık fazla mesai süresinin hesaplanması gerekirken; “tanık beyanlarına göre haftada 3 gün günde 2 saat olmak üzere haftada 3 x 2=6 saat ve ayda 2 kez 22.00"a kadar birer saatten 2 saat fazla çalışma yapıldığı kabul edilerek haftaya bölünmek sureti (2/4=0,5 )ile ek olarak haftalık yarım saat daha fazla mesai yapılmış olmaktadır. Toplam haftalık fazla mesai süresi 8 + 6 +0,5 =14,5 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır ” denilerek sadece bildirilen fazla çalışma süresinin eklenmesi suretiyle hesaplama yapılması usul ve ilkelere aykırıdır. Bu nedenle yeniden alınacak bilirkişi raporunda bu hususa dikkat edilmeli, ayrıca hesaplama sırasında ilk kararın davacı tarafından temyiz edilmemesi nedeniyle usuli kazanılmış hak ilkesi gereği davalının daha aleyhine bir karar verilemeyeceği de gözden ırak tutulmamalıdır.
Yine hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı tarafından imzalı bordrolarda fazla çalışma tahakkuku olan ayların hesap dışı bırakılmak suretiyle hesaplama yapılması gerekirken fazla mesai saatlerinin hesaptan indirilmesi suretiyle hesaplama yapılması hatalı olup bu yönüyle bilirkişi raporu hükme esas alınmaya elverişli de değildir. Yeni alınacak raporda bu hususlar göz önünde tutularak çıkacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 26.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.