8. Hukuk Dairesi 2010/3449 E. , 2011/1210 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı
... ile ... aralarındaki katkı payı alacağı davasının reddine dair Manisa 1. Aile Mahkemesinden verilen 24.03.2010 gün ve 55/154 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, evlilik birliği içinde edinilen; 3821 ada 1 parselde 6. kat 23 numaralı bağımsız bölüm, Şahin marka araç, Saygın Zeytinyağı Fabrikasında hisse ve Manisa Menkul Kıymetler aracılıyla edinilen hisse senetlerinin davalı üzerine tescil edildiğini açıklayarak vekil edeninin % 50 oranında katkıda bulunduğunu iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasını ve 10.000 TL alacağın boşanma dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsili ile vekil edenine ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının katkı payının bulunmadığını ve zamanaşımı süresinin dolduğunu açıklayarak, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, TMK.nun 178.maddesine göre, boşanma davasının kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar bir yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hükmün esası davacı vekili ve vekalet ücretine ilişkin bölümü ise davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar 12.02.1989 tarihinde evlenmişler, 28.07.2000 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 26.01.2001 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. TMK.nun 179.maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Boşanma davasının açılması ve kesinleşmesi tarihleri itibariyle taraflar arasında başka mal rejimi seçilmediğinden 1.1.2002 tarihine kadar yürürlükte bulunan 743 sayılı Medeni Kanununda belirtilen yasal mal rejimi olan mal ayrılığı rejimi geçerlidir (743 TMK.nun m.170). Bu nedenle de uyuşmazlığın 4721 sayılı TMK.nun 5. maddesi yoluyla Borçlar Kanununun genel hükümlerine (BK.mad.125) göre çözüme kavuşturulması gerekmektedir.
Borçlar Kanununun 125. maddesi uyarınca; kural olarak alacak davaları on yıllık zamanaşımına tabidir. Borçlar Kanununun 125. maddesindeki “bu konuda başka suretle hüküm mevcut olmadığı takdirde her dava on senelik müruru zamana tabidir.” hükmündeki (her dava) sözcüklerini “bütün alacaklar” şeklinde anlamak gerekir. TMK.nun genel nitelikli hükümler kenar başlığını taşıyan 5. maddesi uyarınca Borçlar Kanununun zamanaşımına ilişkin hükümleri uygun düştüğü ölçüde tüm özel hukuk ilişkilerine uygulanır, denilmektedir. Bu açıklamalar karşısında yerel mahkemece yanlışa düşülerek 4721 sayılı TMK.nun 178. maddesindeki 1 yıllık zamanaşımının uygulanması doğru olmamıştır. Bu hüküm 01.01.2002 tarihinden sonra açılan edinilmiş mallara katılma rejimine ilişkin davalar hakkında uygulanır. Mahkemece; TMK.nun 6.maddesine göre davacıya iddiasını ispat için süre ve imkan verilmesi, iddia ve savunma çerçevesinde tüm taraf delillerinin toplanması ondan sonra uyuşmazlığın esası bakımından karar verilmesi gerekirken, dava konusu taşınır, taşınmaz ve hisse senetlerinin edinildiğinin ileri sürüldüğü tarih itibariyle uyuşmazlığın 1.1.2002 tarihinden önceye ilişkin olduğu gözden kaçırılarak yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalı vekilinin hükmün vekalet ücretine ilişkin bölümüne yönelik temyiz itirazlarına gelince; davalı yargılama oturumlarında kendisini vekille temsil ettirmiştir. Dava reddedildiğine göre, dava değeri üzerinden kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca vekalet ücreti taktiri gerekirken, bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması da doğru değildir.
Davacı ve davalı vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasa hükümlerine uygun bulunmayan hükmün esasının ve vekalet ücretine ilişkin bölümlerinin HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadelerine 07.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.