20. Hukuk Dairesi 2014/5395 E. , 2014/9027 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında dava konusu ... Köyü 131 ada 11 parsel sayılı 30.115,63 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, kestane bahçesi niteliği ile belgesizden, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit edilmiştir.
Davacı ... Yönetimi, davaya konu taşınmazın 6831 ve 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre kesinleşmiş orman tahdit sınırları içinde kaldığını, orman niteliğini kaybetmediğini, özel mülkiyete konu edilemeyeceğini ileri sürerek orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, öncesinin orman olduğu ve kesinleşen orman kadastrosunun sınırları içinde kaldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davaya konu ... Köyü 131 ada 11 parsel sayılı taşınmazın orman vasfı ile Maliye Hazinesi adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 24.02.2009 gün ve 2008/17981 - 2009/3176 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Dosya içeriğinden, çekişmeli taşınmazın bulunduğu bölgede 1968 yılında orman kadastro çalışması yapıldığı anlaşılmakta ise de, kesinleşip kesinleşmediği anlaşılamamaktadır. Orman kadastrosu yöntemince ilân edilerek kesinleşmiş ise, yeniden yapılacak keşifte, 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B maddesinin uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılması, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6 - 7 adet orman sınır noktasının bulunup röperlenmesi, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumunun genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanması, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve krokinin alınması, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile orman niteliğinde Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 08.04.2013 gün ve 2012/15093 - 2013/3901 sayılı kararı ile ikinci kez bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Dava dilekçesindeki talep, kesinleşen tahdit içindeki taşınmaz bölümünün tapu kaydının iptali ve tesciline ilişkin olduğundan, mahkemece yapılacak iş; kesinleşmiş tahdit içinde kalan kısmın, talep sonucunu aşmayacak şekilde tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle tesciline karar vermekten ibarettir. Bu nedenle, yapılan keşif sonucu orman ve fen bilirkişilerce düzenlenen krokilerde davalı taşınmazın (C) harfi ile gösterilen 27404,45 m2"lik kısmının kesinleşen tahdit içinde kaldığı anlaşıldığından, bu bölüme yönelik davanın kabulüne karar verilmesi, (A) harfi ile gösterilen 585,51 m2"lik ve (B) harfi ile gösterilen 2099,31 m2"lik kısımların kesinleşen tahdit dışında kaldığı anlaşıldığından, bu bölümlere yönelik davanın reddine karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın 18.06.2012 tarihli bilirkişi heyeti raporunda (C) harfi ile gösterilen 27404,45 m2"lik kısmının 131 ada 11 parsel numarası verilmek suretiyle orman niteliğiyle Hazine adına, aynı raporda (A) harfi ile gösterilen 585,51 m2"lik ve (B) harfi ile gösterilen 2099,31 m2"lik kısımlarının ise aynı ada son parsel numarası verilmek suretiyle davalı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 1966 yılında seri bazda yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine 03/11/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.