11. Hukuk Dairesi 2017/3049 E. , 2019/352 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 16/11/2015 tarih ve 2014/7-2015/246 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı ... ve Marka Kurumu vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin 2010/39650 sayılı ve "..." unsurlu/ibareli marka başvurusuna, müvekkilinin 2000/24186, 2000/24187, 169503, 2005/18588, 2009/47951, 99/023183 "a ...", "a ... mall", "...", "... akıllı limit", "... alo taksit", "... mall" ibareli markalarını mesnet göstererek yaptığı itirazın, TPE YİDK"nun 2013-M-6273 sayılı kararıyla reddedildiğini, müvekkili markaları ile davalı şirket markasının hem okunuş hem de yazı olarak aynı olduğunu, ayrıca müvekkili markasının tanınmış bir marka olması nedeniyle TPE YİDK kararının hukuka aykırı olduğunu, davalı şirket adına yapılan başvurunun tescil edilmesi halinde haksız menfaat elde edileceğini, haksız rekabete yol açacağını ileri sürerek TP YİDK’nın 2013-M-6273 sayılı kararının iptalini, 2010/39650 sayılı markanın hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep etmiştir.
Davalı ... ve Marka Kurumu vekili TPE YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın reddini talep etmiştir.
Davalı şirket tarafından cevap dilekçesi verilmemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; tüketicilerin davacının "..." markasını taşıyan mal ve hizmetten yararlanmak isterken davalının "..." ibareli başvuru konusu işareti taşıyan mal ve hizmet satın alma biçiminde bir yanılgıya düşebileceği, gerek bütünsel ve gerekse içerisinde bulunan unsurlar itibariyle başvuru konusu işaretin davacı markalarını sunan işletmeyle idarî ve ekonomik anlamda bağlantılı bir işletme tarafından piyasaya sunulduğu biçimde bir algılama oluşturmasının mümkün olabileceği, davalının davacı markasının tanınmışlığından istifade ederek toplumun dikkatini çekebileceği, bu tanınmışlıktan haksız bir yarar sağlanabileceği, davacıya ait tanınmış markanın iltibas ve ayırt ediciliğini zedelemesinin kuvvetle muhtemel olduğu, 556 sayılı KHK"nın 8/4 maddesindeki şartlar gerçekleştiğinden başvuru markasının tescilinin mümkün olmadığı gerekçeleriyle TPE YİDK"nın 2013-M-6273 sayılı kararının iptaline, 2010/39650 sayılı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı ... ve Marka Kurumu vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ... ve Marka Kurumu vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı ... ve Marka Kurumu vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 13,00 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 15/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.