
Esas No: 2016/13944
Karar No: 2018/84
Karar Tarihi: 17.01.2018
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/13944 Esas 2018/84 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili,davalı bankanın müvekkili hakkında icra takibi başlattığını, takibe dayanak olan sözleşmelerde müvekkilinin kefil olarak yer aldığını, asıl borçlu şirkete kullandırılan kredilerin şirketin diğer ortakları tarafından kullanıldığını, sözleşmelerde yer alan imzaların müvekkiline ait olmadığını ve borçtan sorumlu tutulamayacağını belirterek takip dosyası nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile davalının kötü niyet tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının dava dışı şirketin kullandığı krediye istinaden kefil olduğunu, ileri sürdüğü iddiaların yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece,yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporlarına göre, davacı banka tarafından dava dışı şirket ile bağıtlanan 2 adet Genel Kredi Sözleşmesi ile dava dışı şirkete kredi açıldığı ve kullandırıldığı,alınan grafolog raporuna göre davacının 29/11/2011 tarihli 400.000,00 TL limitli kredi sözleşmesini kefil sıfatıyla imzaladığı,takibe konu borcun kefalet limiti kapsamında kaldığı, davacının kendi temerrütünün hukuki sonuçları da dikkate alınarak borçtan sorumlu tutulması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davaya konu icra takibinde davalı banka alacağının dayanağı olarak 31.03.2010 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi ile 29.12.2011 tarihli Genel Kredi Sözleşmelerini göstermiştir.Mahkemece yaptırılan grafolog bilirkişi incelemesine göre, takibe konu edilen 29.11.2011 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi’ndeki imzanın davacıya ait olduğu, 31.03.2010 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi’ndeki imzanın ise davacıya ait olmadığı tespit edilmiş, hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda ise alacağın hangi kredi sözleşmesinden kaynaklandığı hususunda bir inceleme yapılmamıştır. Mahkemece banka kayıt ve defterleri üzerinde yerinde inceleme yaptırılıp, bilirkişiden ek rapor alınarak icra takibine konu alacağın hangi kredi sözleşmesinden kaynaklandığının açıkça tespit ettirilerek, davacının imzasının bulunduğu Genel Kredi Sözleşmesi’nden kaynaklanıp kaynaklanmadığı belirlenmek suretiyle toplanacak tüm deliller doğrultusunda varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde davacıya iadesine, 17/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.