BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/10 Esas 2020/113 Karar Sayılı İlamı
Esas No: 2020/10
Karar No: 2020/113
Karar Tarihi: 20.02.2020
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/10 Esas 2020/113 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/10
KARAR NO : 2020/113
DAVA : Şahsi Sorumluluk-Tazminat
DAVA TARİHİ : 16/01/2004
KARAR TARİHİ : 20/02/2020
Mahkememizin 2008/670 Esas sayılı dosyasından tefrik edilen iş bu davada yapılan iş bu yargılama sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... Bank A.Ş'nin 10.07.2001 tarihli ... mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 384 nolu BDDK kararıyla 4389 Sayılı Yasanın 14/3-4. maddelerine istinaden ...'ye devredildiğini, Bankalar Yeminli Murakıpları tarafından hazırlanan 12.07.2002 tarihli raporda ilgililerin sorumluluklarının belirlendiğini ve bankada 1995, 1996, 1997, 1998, 1999, 2000, 2001 yıllarında yönetim ve denetim kurulu üyesi olanların 25.12.2001 tarihli olağanüstü genel kurulları ile 1998, 1999, 2000 yıllarına ait ibralarının kaldırılmadığı gibi 09.07.2001 tarihine kadar görev yapan yönetim ve denetim kurulu üyelerinin de ibra edilmediğini ve davalı Mete Uğuz'un yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığı dönemde kanun ve ana sözleşmenin kendilerine yüklediği görevleri yerine getirmeyip, gerçeğe aykırı bilanço ve kar-zarar cetveli düzenleyerek kanuna ve bankacılık ilke ve teamüllerine aykırı davrandığı, suç teşkil eden fiillerle aldığı hatalı kararlar ve usulsüz kullandırdıkları krediler ve kaynaklar sebebiyle bankayı zarara uğrattığını, TTK. 336. maddesine dayalı olarak açılan bu davada TTK. 341. maddesi gereğince dava ön şartı olarak belirtilen genel kurul kararının da alındığını, Bankalar Yeminli Murakıplar Kurulunun 12.07.2002 tarihli sonuç kısmında ... A.Ş ve bunun dışında 3 firmaya daha bankaca kredi tahsis edilip kullandırıldığı ... A.Ş firmasının sahibi olduğu ... A.Ş'nin B tipi hisse senetlerinin rayiç fiyatın üstünde bir değerden alındığını ve firmanın borcuna mahsup edildiğini, ... A.Ş firması dışındaki firmalara kullandırılan krediler nedeniyle oluşan banka zararını Mahkememizin ... E. sayılı dosyasıyla dava konusu yapıldığından iş bu davada sadece ... A.Ş firmasına kullandırılan kredi nedeniyle uğranılan zararın istendiğini, bu firmanın geri ödeme gücü bulunmadığı halde kredi tahsis edilip kullandırılması ve firmanın sahibi olduğu ... A.Ş B tipi hisse senetlerinin bankaca rayiç değerinin üstünde bir değerden satın alınarak firmanın borcuna mahsup edilmesi sebebiyle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla uğranılan 9.853,97 TL banka zararının 09.01.2002 tarihinden işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
ISLAH /
Yargıtay bozma kararından sonra davacı vekilince sunulan 19.11.2013 tarihli dilekçeyle, davanın 9.853,97 TL'den açıldığını, dava konusu zararın 192.443,62 TL olması sebebiyle dava değerinin 182.589,65 TL arttırılarak istenen toplam zararın 192.443,62 TL olduğu belirtilerek bu miktarın faiziyle birlikte davalıdan tahsilinin istendiği anlaşılmıştır.
SAVUNMA /
Mahkememizin 2008/670 E. sayılı dosyasındaki yargılama sırasında vefat ettiği ve dosyaya ibraz edilen ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin ...E. ... K. sayılı veraset ilamıyla mirasçılarının belirlendiği ancak mirasçıları tarafından mirasın reddine ilişkin ... Sulh Hukuk Mahkemesinin ... ve ... E. sayılı dosyalarında ibraz edildiği ve bu nedenle davanın mirasçılarına yönlendirilemediği ve mirasın reddi halinde terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesinin yasa gereği olduğu, ... Sulh Hukuk Mahkemesinin ... tereke sayılı dosyasında terekenin iflas hükümlerinin tasfiyesine ilişkin davanın görüldüğü ve ...'un tereke tasfiye memuru olarak atandığı anlaşılmakla tasfiye memuruna tebligat yapılmış herhangi bir savunmada bulunmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE /
Mahkememizin ... E. sayılı dosyasından davalı ... hakkındaki davanın tefrik edildiği ve ... E. sayısına kaydedildiği ve 28.12.2017 tarihli 2017/1186 K. sayılı kararla davanın dava şartı-görev yönünden usulden reddine ve karar kesinleştiğinde talep halinde dosyanın ... Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesi yönünde hüküm kurulduğu, kararın davacı ... tarafından temyizi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 02.10.2019 tarihli kararıyla '' ...... Dava, mahiyeti itibariyle yöneticinin sorumluluğuna dayalı tazminat istemine ilişkin olup, davalının vefatı ve mirasçılarının tümünün mirası reddetmesi nedeniyle davalı terekesinin iflas hükümlerine göre tasfiyeti cihetine gidilmesinden dolayı dava kayıt kabul davası niteliğine dönüşmüştür. Bu durumda mahkemece taraf teşkili sağlanarak işin esasına girilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile davanın terekenin tasfiyesi davası mahiyetinde olduğundan bahisle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.'' gerekçesiyle mahkememiz kararı bozularak gönderilmiş, bozma kararına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
İş bu dava, mahkememizin 2008/670 E. sayılı dosyasında tüm yargılama işlemleri tamamlandıktan sonra davalılardan ...'un vefat etmiş olması nedeniyle anılan dosyadaki karar celsesinde 20.12.2016 tarihinde tefrik edilmiştir. Dolayısıyla 2008/670 E. sayılı dosyasındaki tüm deliller alınan bilirkişi raporları, bu davadaki davalı Mete Uğuz terekesini de kapsamaktadır. Anılan dosyada yapılan yargılamada tüm deliller celp edilerek incelenmiş ve 20.10.2016 tarih 2016/742 K. sayılı kararla davanın reddi yönünde hüküm kurulmuştur. Davacı ...'nin temyizi üzerine dosya yargıtaya gönderilmiş ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesince 12.11.2019 tarihli kararıyla onanmıştır. Davacı vekilinin karar düzeltme isteminde bulunması nedeniyle dosyanın yargıtaya gönderildiği ve henüz dönmediği anlaşılmıştır.
Huzurdaki bu davada, tefrik kararından sonra yapılan tek işlemin vefat eden davalı ... terekesine tasfiye memurunun atanmasının beklenmesi ve tasfiye memurunun atanmasından sonra tebligatın yapılmasıdır. Bu nedenle mahkememizin ... E. sayılı dosyasındaki tüm deliller, bu davanın delillerini oluşturmakta olduğundan anılan dosyaya atıf yapılarak delillerin değerlendirilmesi yapılmıştır.
Mahkememizin 2008/670 E. 2016/742 K. sayılı dosyasının öncesinde 2004/34 E. sayısına kayıtlı olduğu ve ilk verilen 2005/475 K. sayılı 25.07.2005 tarihli kararla ''davalıların şahsi sorumluluğunu gerektiren ... A.Ş tarafından ... A.Ş'ye kullandırılan kredi sebebiyle uğranılan banka zararının tamamının ... A.Ş tarafından ödenmiş bulunması ve dava dışı şirketin riskininde ... tarafından tasfiye edilmiş olması nedeniyle konusu bulunmayan şahsi sorumluluk davası yönünden karar verilmesine yer olmadığına'' karar verildiği, kararın temyizi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 17.09.2007 tarihli kararıyla ''..... dava, davacının eski yönetim kurulu üyeleri olan davalıların usulsüz kredi işlemleri ile davacıyı zarara uğrattıkları iddiasına dayalı sorumluluk davası olup, mahkemece, yazılı gerekçelerle yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Oysa, davacı vekili dava dilekçesinde, dava dışı ... A.Ş'ye kullandırılan krediler nedeniyle oluşan tüm banka zararının tahsili istenilmiş, yargılama aşamasında da, davalıların sorumluluklarının sona ermediğini, zira dava dışı anılan şirketten yapılan tahsilatların iskonto ile sağlanabildiği iddia edilmiş olup, mahkemece bu davanın bir sorumluluk davası olduğu da nazara alınarak, gerektiğinde ilgili tüm kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, dava konusu kredi işlemleri nedeniyle davacının bir zararının bulunup bulunmadığı, saptanmak ve sonucuna göre bir karar vermek gerekirken bu yöndeki eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.......'' gerekçesiyle mahkememiz kararı bozularak gönderilmiş, bozma kararına uyularak yargılamaya devam edildiği, Yargıtay bozma kararından sonra davacı vekilince 19.11.2013 tarihli ıslah dilekçesinin sunulduğunun anlaşılmakla;
Uyulan bozma kararı doğrultusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve uzman bilirkişiler ..., ... ve ... tarafından düzenlenen raporda özetle; huzurdaki davada ... A.Ş'ye kullandırılan kredi sebebiyle uğranılan banka zararı ... ile dava dışı firma arasında yapılan protokol neticesinde tasfiye edildiğinden yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna gidilmesini gerektirecek koşullardan zarar unsurunun bulunmadığı, faizde yapılan indirimin ise tamamen ...'nin tasarrufunda olduğu ve alacaklının kendi rızası ile bu tutardan vazgeçmesinin sorumluluğunun davalı yönetim kurulu üyelerine yükletilemeyeceği bununla birlikte mahkemenin aksi kanaatte olması halinde davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...,..., ..., ..., ... ve davalı ...'dan 2.001,94 USD miktarındaki zararın istenebileceği, davanın açıldığı tarihteki kur üzerinden bu miktarın TL karşılığının 2.956,73 TL olduğu açıklanmıştır.
Aynı bilirkişilerce düzenlenen 25.02.2013 tarihli ek raporda kök rapordaki açıklamalar tekrar edilmiş ve aynı neticeye varıldığı ifade edilmiştir.
Tarafların rapora itirazlarının ek rapor ile giderilemeyeceği anlaşıldığından yeniden bilirkişi incelemesi yapılmış ve ikinci bilirkişi heyetince düzenlenen 29.09.2015 tarihli raporda özetle; davacı tarafından zararın dayanağı olarak iki nedenin ileri sürüldüğü bunların, kredi değerliliği olmayan ve geri ödeme gücü bulunmayan ... A.Ş'ye banka tarafından kullandırılan krediler nedeniyle oluşan 9.853,97 TL ve yine aynı firmanın sahibi olduğu ... A.Ş hisse senetlerinin borcuna mahsuben bankaca rayiç fiyatının üstünde bir değerden satın alınması nedeniyle oluşan 182.590,64 TL'lik zarardan ibaret olduğunun belirtildiği,...'nin mahkemeye hitaben düzenlediği 13.10.2009 tarihli yazıda, ... A.Ş'nin borcunun ... ile akdettikleri protokol çerçevesinde dava tarihi olan 06.01.2004'ten önce 06.03.2003 tarihinde ödenerek tasfiye edildiği, bu nedenle anılan firmaya kullandırılan krediden dolayı, bu nedenle davalıların bir sorumluğunun bulunmadığı, 27.10.2000 tarihli yönetim kurulu çerçevesinde bankaca satın alınan 699.581 TL nominal değerle ... A.Ş rehinli hisse senetlerinin İMKB rayiç değerinin (1.527 TL) üzerindeki bedelle (1.788 TL) satın alınıp kredi borçlarına mahsup edilmesi sonucu bankanın 182.590,64 TL zarar ettiğinin belirlendiği, bu zararın firma ile ... arasında akdedilen 31.07.2002 tarihli ve 68.825 USD tutarlı protokol kapsamında bulunmadığı ve bu zarara dayanak 27.10.2000 tarihli yönetim kararında imzası bulunan ve anılan tarihler arasında kredilerden sorumlu banka genel müdürü, yönetim kurulu başkanı, vekili, murahhas üye, yönetim kurulu üyesi sıfatıyla görevli olan ..., ..., ... ve ...'ın 182.590,064 TL'ik banka zararından sorumlu bulunduğu, aynı kararda imzası bulunan davalı ...ve diğer davalılar (2008/670 E. sayılı dosyada) ..., ..., ..., ...'ın ise bankacılık dışında uzmanlık isteyen bu konuda yönetim kurulu başkanı ile genel müdür tarafından borsa değerinin fevkinde fiyattan hisse senedi alınarak borcun tasfiyesi hakkında yeterince bilgilendirilmemiş oldukları dikkate alınarak sorumluluklarına gidilemeyeceği, mahkememizin bu dosyasıyla, yine mahkememizin 2009/851 ve 2002/171 E. sayılı dosyalarına konu edilen zararın dava konusu bu zararı da içerdiği ve iş bu davanın mükerrer talebi içerdiği, bu konudaki takdirin mahkemeye ait olduğu açıklanmıştır.
Dosyada mevcut bulunan raporların teknik inceleme ve netice itibariyle birbirini teyit ettiği anlaşılmış ve raporlardaki teknik açıklamalara itibar edilmiştir.
Dava, yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna ilişkindir.
Davacı taraf, davalıların ... A.Ş yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptıkları dönemde ... A.Ş'ye usulsüz kredi kullandırdıkları ayrıca bu firmanın sahibi olduğu ... A.Ş hisse senetlerinin rayiç değerinin üzerinde bir fiyatla satın alınıp şirketin borcundan mahsup edildiği ve bankanın bu şekilde zarara uğratıldığını ileri sürmektedir.
Dava dilekçesinde talep edilen 9.853,97 TL'nin ... A.Ş'ye usulsüz kredi kullandırılması nedeniyle oluşan zarar, ıslaha konu edilen 182.590,64 TL ise hisse senetlerinin değerlerinin üzerindeki bir bedelle satın alınarak kredi borcuna mahsubunun yapılmasından kaynaklanan zarar olduğu anlaşılmaktadır. ...A.Ş'ye usulsüz kredi kullandırılmasından kaynaklanan zararın dayanağının ve zarar kalemlerinin ayrıntılı açıklanması için davacı vekiline süre verilmiş davacı vekilince dosyaya ibraz edilen 20.09.2016 tarihli dilekçede, ... A.Ş'ye 21.09.1999 tarihli kredi komitesi kararıyla 787,00 TL kredi tahsis edilmesine karar verildiği, firmaya 21.09.1999 tarihinde sonu 9009 hesap nolu 100.000 USD kısa vadeli ihracat kredisi kullandırıldığı, söz konusu krediye muhtelif tarihlerde yapılan tahsilatların mahsubu ile bakiye kredi alacağının 57.089 USD'ye düştüğü, bakiye kredi alacağı ve kur farkı tutarının açık kaldığı, yine firmaya 01.06.2000 tarihinde sonu 9093 ile biten hesaptan 65.000 USD kısa vadeli ihracat kredisi kullandırıldığı ve muhtelif tarihlerde yapılan tahsilatlarla kredi alacağının kapatıldığı, bu krediye ilişkin kur farkı tutarının açık kaldığı, söz konusu 9.853,98 TL olan kredi tutarının, 9009 nolu krediye ilişkin ana para tutarı ve 9009 ve 9093 nolu kredilere ilişkin kur farkı tutarı ve toplam masraf tutarından yapılan tahsilatların düşülmesi sonucu oluştuğu ifade edilmiş ve bu tutarın içinde ıslah dilekçesiyle talep edilen hisse senetlerinin değerinin üzerinde bir bedelle alınmasından kaynaklanan zarar kaleminin bulunmadığı belirtilmiştir.
Dosyada mevcut bulunan ve mahkememizce itibar edilen bilirkişi raporunda açıklandığı üzere, banka tarafından ... A.Ş'ye kullandırılan ilk kredinin, 13.09.1999 tarihinde 35.000 TL karşılığı 150.000 DEM tutarın vesaik karşılığı döviz kredisi ve 5.000 TL vesaik karşılığı TL kredisi olduğu, daha sonra 21.09.1999 tarihinde kefaletle kullandırılan 701.000 TL (1.530.000 USD) ve 46.000 TL (102.000 USD) olmak üzere iki adet kefalet karşılığı döviz kredisi olduğu, bu kredinin teminatı olarak da aynı tutarda 701.000 adet (701.000 TL nominal değerli ... A.Ş hisse senedi) ve 46.000 adet (46.000 TL nominal değerli ... A.Ş hisse senedi) rehine alınmasının kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. 27.10.2000 tarihli yönetim kurulu kararıyla firmaya 21.09.1999 tarihli komite kararıyla tahsis edilen 701.000 TL'lik kredinin teminatı olan rehinli hisse senetlerinin banka tarafından satın alınarak firmanın kredi borcuna mahsubu suretiyle tahsil edildiği tespit edilmiştir.
... A.Ş'ye 13.07.1999 tarihli kararla kullandırılan 35.000 TL (150.000 DEM) vesaik karşılığı döviz kredisi bakiyesinin bankanın devir tarihi olan 09.07.2001 itibariyle alacağını oluşturduğunu, davacının dayandığı bankalar yeminli murakıp raporunda bankanın devir bilançosunda halen açık olan 9009 ek nolu kredi ve bu kredinin faiz ve ferilerinin kaldığı, devir bilançosunda söz konusu krediden doğan risk olan 135.000 TL için 14.000 TL karşılık ayrıldığı ve 1.000 TL reeskont ile 11.000 TL tahakkukun iptal edildiği ve banka devir zararının 26.000 TL'lik bölümünün 13.01.2004 tarihi itibariyle ... muhasebe kayıtlarında izlenen ana para bakiyesinin 9.853,97 TL olduğu belirtilerek bu tutar üzerinden dava açıldığı görülmektedir.
... tarafından mahkememize gönderilen 13.10.2009 tarihli yazıda, kredi bakiyesinin tamamı 68.825 USD üzerinden ...A.Ş ile protokol yapıldığı ve firmanın borcunu 06.03.2003 tarihinde ödediği ve 20.05.2003 tarihli 165 sayılı komisyon kararıyla borcunu tasfiye ettiğinin bildirildiği anlaşılmaktadır.
Davacı vekilince dosyaya ibraz edilen 20.09.2016 tarihli dilekçede dava dilekçesinde istenen 9.853,97 TL'lik zararın krediden kaynaklanan bakiye alacaktan oluştuğunun ifade edildiği ve ... tarafından mahkememize gönderilen cevabi yazıda da, kredi alacağının tamamının tahsil edildiğinin bildirildiği, uyulan bozma kararında da, ... A.Ş'den kredinin tahsil edildiği anlaşılmış ise de, iskonto faiz indirimi ile alacağın tahsil edilmiş olması nedeniyle bankanın uğradığı bir zararın olup olmadığının araştırılması gerektiğine işaret edildiği, davacı vekilince faiz indirimi nedeniyle uğranılan bir zarar olduğunun iddia edilmediği, aksine bakiye kredi alacağından kaynaklanan zararın bu davanın konusunu oluşturduğunun belirtildiği ve kredi borcunun 06.03.2003 tarihinde ödendiği ayrıca 20.05.2003 tarihli komisyon kararıyla da, borcun tasfiye edildiğinin bildirilmesi karşısında davacının davalılardan isteyebileceği bir zararının bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Dava, 16.01.2004 tarihinde açılmış, bakiye kredi borcu davadan önce 06.03.2003 tarihinde ödenerek tasfiye edildiğinden ... A.Ş'ye kullandırılan krediden kaynaklı bir zararının bulunmadığının banka kayıtlarından açıkça tespit edildiği anlaşılmakla dava tarihinden önce zarar giderildiğinden 9.853,97 TL'lik zarar talebi bakımından davanın dayanağının bulunmadığı ve reddi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Davacı taraf yargıtay bozma kararından sonra sunduğu ıslah dilekçesiyle ... A.Ş'ye kullandırılan kredinin teminatı olarak alınan ... A.Ş hisse senetlerinin değerinin üzerinde bir bedelle satın alınıp firmanın borcundan mahsubunun yapıldığı ve hisse senetlerinin rayiç değerinin üzerinde bir bedelle satın alınması nedeniyle uğranılan 182.590,64 TL olduğunu ileri sürmüştür .
Dosyada mevcut bulunan bilirkişi raporuyla kredinin teminatı olarak alınan hisse senetlerinin rayiç değerinin 1.527 TL olmasına rağmen 1.788 TL üzerinden satın alınması nedeniyle bankanın 182.590,64 TL zarar ettiğinin belirlendiği ve bu tutarın ... ile ...A.Ş'ye arasında akdedilen 31.07.2002 tarihli 68.825 USD bedelli protokol kapsamında olmadığının da açıklandığı anlaşılmaktadır. Ne var ki davacı taraf bozma kararından sonra sunduğu ıslah dilekçesiyle bu zararının tazminini talep ettiğinden ve bozma kararından sonra ıslah yapılmasının mümkün bulunmadığı yerleşik Yargıtay içtihatlarıyla sabit bulunduğundan, bu zarar kaleminin bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı nedenine dayalı olarak usulden reddi gerektiği kabul edilmiştir.
Bunun dışında Mahkememizin 2002/171 E. sayılı dosyasında, ... tarafından huzurdaki bu davada davalı olan yönetim kurulu üyelerine karşı, ... A.Ş'de görevli oldukları dönemde muhtelif birçok firmaya usulsüz kredi kullandırılmış olması nedeniyle uğranılan banka zararının tazmini için açılan şahsi sorumluluk davası olduğu ve davanın 25.01.2002 tarihinde açıldığı, halen derdest bulunduğu anlaşılmıştır. Anılan bu dosyadaki zarar kalemlerinden birinin huzurdaki bu davada ıslaha konu olan ...A.Ş'ye kullandırılan kredinin teminatı olarak alınan hisse senetlerinin değerinin üzerindeki bir bedelle satın alınması sonucu uğranılan zarar olduğu, dolayısıyla huzurdaki bu davada ıslaha konu edilen 182.590,64 TL'lik zararla 2002/171 E. sayılı dosyadaki zarar kalemlerinden birinin aynı olduğunun anlaşıldığı, dolayısıyla aynı zararın ikinci kez dava konusu yapıldığı görülmekle ıslaha konu edilen miktar yönünden derdestlik ve mükerrer talep nedeniyle de davanın dinlenmesinin mümkün bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle ilk dava dilekçesinde talep edilen ve usulsüz kredi kullandırılması nedeniyle uğranılan zararın davadan önce giderilmiş olması, ıslaha konu miktar yönünden de mükerrer talep ve bozmadan sonra ıslah yapılmasının mümkün bulunmadığı gerekçesine dayalı olarak davanın reddine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı tarafından 9.853,97 TL için açılan davanın REDDİNE,
Islaha konu zarar bakımından ileri sürülen talebinde usulden REDDİNE,
Davacı harçtan muaf olmakla harç alınmasına yer olmadığına,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafça yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili Av. ...'in yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde YARGITAY yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 20/02/2020
BAŞKAN
¸e-imzalıdır
ÜYE
¸e-imzalıdır
ÜYE
¸e-imzalıdır
KATİP
¸e-imzalıdır
Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 0,00 TL
Karar Harcı : 0,00 TL
Noksan Harç : 0,00 TL
Bakiye Avans : 348,00 TL
