Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1779
Karar No: 2020/5237
Karar Tarihi: 19.11.2020

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/1779 Esas 2020/5237 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2019/1779 E.  ,  2020/5237 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce verilen 03.05.2017 gün ve 2016/704-2017/349 sayılı kararı bozan Daire"nin 07.01.2019 gün ve 2017/2781 - 2019/8 sayılı kararı aleyhinde taraf vekilleri tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin 1976 yılında evlendiğinde takılan altın ve ziynet eşyaları ile ailesinden intikal eden eşyaları Emniyet Sandığı ...Şubesinden 25.06.1976 tarihinde kiraladığı 126 numaralı kasaya koyduğunu, 1983 yılında Emniyet Sandığının kapatılarak Ziraat Bankası"na bağlandığını, kiralık kasaların da önce Ziraat Bankası ... Şubesine, sonra da ...Şubesine devredildiğini, müvekkilinin yıllık kasa kiralarını muntazam bankaya ödediğini, 2003 yılında banka görevlilerince kasa dairesinde yapılan incelemede müvekkiline ait kasanın bulunamadığını ve durumun tutanak ile tespit olunduğunu, söz konusu kasada müvekkilinin 80.000 TL değerinde ziynet eşyasının bulunduğunu, kasa kaybı nedeniyle maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek, 80.000 TL maddi ve 40.000 TL manevi tazminatın 11.09.2003 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, uyulmasına karar verilen bozma ilamı ve davaya konu kasanın kirasının ödendiği ve anahtarının da mevcut olduğu gözetildiğinde kasanın kiralandığının anlaşıldığı, kasaya konulan mallar ile ilgili herhangi bir tutanak usulü bulunmadığından beyanın esas olduğu, aksi kanıtlanamadığı için davacının var olduğunu iddia ettiği ziynet eşyalarının kasada olduğunun kabulü gerekeceği, bu ziynet eşyalarının güncel değerine davacı lehine maddi tazminat olarak hükmetmek gerektiği, ziynet eşyalarının kaybından dolayı duyulan üzüntü nedeniyle davacının aşırı zenginleşmesine ve davalının maddi değer kaybına uğramayacağı uygun bir miktara davacı lehine manevi tazminat olarak hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 68.835,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi tazminatın faiziyle davalıdan tahsiline dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyizi üzerine karar Dairemizce bozulmuştur.
    Taraf vekilleri, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
    Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, taraf vekillerinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, taraf vekillerinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 20,80 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 477,45 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen taraflardan ayrı ayrı alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 19.11.2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
    KARŞI OY

    Dava, taraflar arasında düzenlenen kiralık kasa sözleşmesinden dolayı uğranılan maddi ve manevi zararın tahsili istemine ilişkindir.
    Davacının 26.05.1976 tarihinde Emniyet Sandığı ...Şubesinde kiraladığı 126 nolu kasanın 02.01.1984 tarihinde T.C. Ziraat Bankası’na devredildiği ve kiralık kasanın bulunamadığı konusunda herhangi bir uyuşmazlık yoktur.
    Bu husus Dairemizin önceki bozma ilamlarıylada kabul görmüş ve kesinleşmiştir.
    Uyuşmazlık, kiralık kasada bulunan eşyaların maddi değeri, dolayısıyla uğranılan zararın miktarı ve manevi tazminata ilişkin yasal koşulların oluşup oluşmadığı hususlarında toplanmaktadır.
    Davalı banka kiralık kasanın kaybolması nedeniyle kusurlu olup meydana gelen maddi zararın tamamından hukuken sorumludur.
    Uyuşmazlık konusu olaya uygulanması gereken 818 sayılı Mülga Borçlar Kanunu’nun 98/2. maddesi yollamasıyla haksız fiillerden doğan sorumluluğa ilişkin hükümler kıyas yoluyla sözleşmeye aykırılık hallerine de uygulanır. BK’nın 42/1. maddesi hükmü uyarınca zarara uğranıldığının ve zararın miktarını ispat, zarara uğradığını iddia eden davacıya aittir.
    Gerçek zararın miktarının ispati mümkün olmadığı takdirde ise BK’nın 42/2. maddesi uyarınca hakim olayların olağan akışının ve zarar görenin aldığı önlemleri dikkate alarak zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.
    Somut olayda, davacı 1976 yılında evlendiğinde takılan altın ve çeşitli ziynet eşyaları ile ailesinden kendisine intikal eden hatıra ve mücevheratı kiraladığı kasaya koyduğunu ileri sürmüştür. Dava dilekçesinde de özellikleri belirsiz bir takım ziynet eşyası ve mücevheratın bulunduğunu belirtmiştir.
    Ziraat Bankası Teftiş Kurulu Başkanlığınca yapılan idari soruşturma raporunda davacının beyanına başvurulmuş, davacı buradaki 7. soruya karşılık verdiği cevap 7. de “Kiralık kasada nikahta takılan takılarla, ailemden intikal eden zincir ve inci var. Ayrıca ya Malazgirt ya da Cumhuriyetin 50. yılını temsil eden hatıra para var. Saç örgüsü şeklinde ince bilezik vardı. 40 gr değerindeydi. Kol saati var gümüş yüzüğüm var. 1,5 metre uzunluğunda zincir var. Birde altın kaplamalı köstekli saat var.” şeklinde beyanda bulunmuştur. Oysa dava dilekçesinde bu beyanın aksine çok daha çeşitli ve miktarda hiçbir şekilde düğünde takılan ziynet eşyası niteliğinde bulunmayan bir çok değerli eşyanın bulunduğunu ileri sürmüştür. Bu dahi davacının kiralık kasada ne tür kıymetli eşya bulunduğuna dair kesin bir kanaatin olmadığını göstermektedir.
    Davacı kiralık kasada bulunduğunu iddia ettiği kıymetli eşyaları her türlü delille ispatlayabilir. Oysa dosya kapsamında davacının çelişkili beyanlarını içeren soyut iddiası dışında, iddiasını ispatlayacak herhangi bir delil bulunmamaktadır. Ziynet eşyasına ilişkin ziynet senedi, düğünde takılan takılara ilişkin fotoğraf, video kaydı, fatura gibi deliller olmadığı gibi belirttiği mücevherlere ilişkin de herhangi bir delil bulunmamaktadır.
    Kaldı ki bu kadar maddi ve manevi değeri olan eşyaların 27 yıl süre ile akibetinin hiç takip edilmemesi de kuşkuyu artırmaktadır.
    Tüm bu açıklanan nedenlerle davacı BK’nın 42/1. maddesi uyarınca kiralık kasada bulunan değerli eşyaların neler olduğunu ve zararın miktarını usulüne uygun herhangi bir delille ispatlayamamıştır. Bu nedenle mülga 818 sayıl BK’nın 42/2. maddesi uyarınca hakimin olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri dikkate alarak zararın miktarını re’sen hakkaniyete göre belirlemesi gerekir.
    Ayrıca zarar görenin fiili, meydana gelen zararın artmasına neden olmuş ise, bu durum birlikte kusur olarak kabul edilir. Bu durumda BK’nun 44/1 fıkrası uyarınca maddi tazminattan uygun bir indirim yapılması gerekir. Davacı 27 yıl süre kiralık kasanın akıbetini araştırmamış olmaması, değişen adresini yıllarca bankaya bildirmemesi, kiralık kasanın da emniyet sandığından bankaya devri nedeniyle devrin akıbeti konusunda herhangi bir girişimde bulunmadığından zararın artmasından dolayı müterafik kusuru bulunmaktadır.
    Davacının manevi tazminat istemine gelince; 818 sayılı BK’nunda sözleşmeye aykırılıktan doğan sorumluluk nedeniyle manevi tazminat ödeneceğine ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Sözleşmeye aykırılık tek başına manevi tazminat gerektirmez. Ancak borcun zamanında veya hiç yerine getirilmemesi nedeniyle meydana gelen olaylardan dolayı davacının kişilik hakları ihlal edilmiş veya bu olaylar nedeniyle büyük bir acı, üzüntü meydana gelmiş ise somut olayın özelliğine göre manevi tazminata hükmedilebilir. (BK 49. md.)
    Davacı Teftiş Kurulunca yapılan idari soruşturma sırasındaki beyanında kiralık kasadaki eşyaların bir kısmının aileden yadigar manevi değeri olan eşyalar olduğu yönünde hiçbir beyanda bulunmadığı gibi, aile yadigarı, manevi değeri çok yüksek olan kişideki öneminin de büyük olduğu bir takım değerli eşyaları 27 yıl gibi çok uzunca bir süre arayıp sormaması ilgilenmemesi nedeniyle davacının eşyaların kaybolmasından dolayı acı ve üzüntü içerisinde olduğu yönünde kuşkular olduğu, bu durumda da manevi tazminatın yasal unsurlarının da gerçekleşmediği gözetilerek davacının manevi tazminat isteminin reddi gerekir.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi