12. Hukuk Dairesi 2021/2640 E. , 2021/4113 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan ilamlı takibe karşı şikayetçi borçlunun sair sebepler yanında satış ilanı tebliğ edilmediği gerekçesiyle 112 ada 1 parsel ve 113 ada 12 parsel numaralı taşınmazlara ilişkin ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, ilk derece mahkemesince şikayetçi davacıya satış ilanı tebliğ edilmediği gerekçesi ile davanın kabulü ile her iki taşınmaz yönünden ihalenin feshine karar verildiği, kararın şikayetçi tarafından istinaf edilmesi üzerine istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, kararın alacaklı tarafından temyiz edildiği görülmektedir.
İcra takibinin dayanağı olan ipotek akit tablosunun incelenmesinde, alacaklı ... A.Ş. lehine borçlu Sınırlı Sorumlu Meyve ve Mamülleri Tarım Satış Kooperatifleri Birliği’nin bankadan kullanacağı açık kredinin teminatını teşkil etmek üzere, Sınırlı Sorumlu 223 sayılı Gülşehir Meyve ve Mamülleri Tarım ve Satış Kooperatifi adına kayıtlı olan taşınmazlar üzerinde 10.09.2007 tarihinde ipotek tesis edildiği anlaşılmaktadır.
İİK"nun 149. maddesi gereğince; icra memuru, borçluya ve taşınmaz üçüncü şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmişse ayrıca bunlara birer icra emri gönderir. Anılan maddede sözü edilen bu husus, aralarında zorunlu takip arkadaşlığı olan borçlu ile rehin veren üçüncü kişi hakkında birlikte takip yapılmasını gerektirir.
İcra müdürlüğünce yasanın emredici bu hükmüne rağmen asıl borçlu Sınırlı Sorumlu Meyve ve Mamülleri Tarım Satış Kooperatifleri Birliği aleyhine, rehin veren üçüncü kişiyle birlikte takip yapılmaması, asıl borçluya itiraz ve defilerini ileri sürme hakkı verilmemesi yasaya aykırıdır. Bu eksiklik ancak HMK"nun 124. maddesine göre, alacaklı tarafından, asıl borçluya karşı ek takip talebinde bulunulup icra emri gönderilmesi suretiyle sonradan tamamlatılabilir. Bu husus takibin her aşamasında ve süresiz olarak ileri sürülebilir.
Somut olayda, asıl borçlunun, rehin veren üçüncü kişi yanında borçlu olarak gösterilmeden takip yapıldığı, satışa hazırlık aşamasında asıl borçluya taşınmazların kıymet takdirlerinin yapıldığının bildirildiği, satış ilanının tebliğ edildiği, adı geçen asıl borçlunun usule uygun olarak takibe dahil edilmeden sadece kıymet takdiri ve satış ilanı tebliğ edilerek, satışın yapıldığı görülmektedir. Rehin veren üçüncü kişi ile asıl borçlu arasında zorunlu taki
arkadaşlığı bulunduğundan bu husus, mahkemece re"sen göz önünde bulundurulmalıdır. Asıl borçluya kıymet takdiri ve satış ilanı tebliğ edilmesi usulsüz olan icra takibini usulüne uygun hale getirmez.
Bu durumda, HMK"nun 124. maddesi uyarınca alacaklı tarafından, asıl borçlu Sınırlı Sorumlu Meyve ve Mamülleri Tarım Satış Kooperatifleri Birliği için ek takip talebinde bulunulması gerekirken doğrudan kıymet takdiri raporu ve satış ilanı tebliğ edildiğinden, asıl borçlunun usulünce takibe dahil edilmediği halde takibin yürütülmesi ve taşınmazların ihale yoluyla satılması doğru değildir.
Somut olayda ihalede taşınmazların satış bedellerinin muhammen değerleri üzerinde olduğu, kıymet takdirine usulünce yapılmış bir şikayetin de bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda İİK’nun 134/8 maddesi ilgili menfaatlerinin muhtel olduğunu ispatlayamadığından, zarar unsuru gerçekleşmemiş olup şikayetçi davacının ihalenin feshini istemekte hukuki yararı yoktur, bu sebepten satış ilanı tebliğ edilmediği gerekçesiyle ihalenin feshi isabetsizdir.
O halde mahkemece asıl borçlu takibe usulüne uygun olarak dahil edilmediğinden ihalenin feshi isteminin davanın kabulü ile ihalenin feshine hükmedilmesi gerekirken , yazılı gerekçeyle ihalenin feshine karar verilmesi isabetsiz olup Bölge Adliye Mahkemesince; HMK"nun 353/1-b-2. maddesi gereğince, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesi bu yönden düzeltilerek yeniden esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi doğru değil ise de sonuçta istinaf istemi reddedildiğinden karar sonucu itibariyle doğru olup, bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerekmiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK"nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK"nun 370. maddesi uyarınca (ONANMASINA), alınması gereken 59,30 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, 06/04/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.