5. Hukuk Dairesi 2016/3987 E. , 2017/5980 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Yasa ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesi uyarınca kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini davasının kabulüne dair verilen yukarıda tarih ve numaraları yazılı hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş, davalı vekili de temyiz dilekçesinde duruşma isteminde bulunulmuş olmakla, duruşma için belirlenen 16.02.2017 günü temyiz eden davalı vekilinin yüzüne karşı; usulüne göre çağrı kağıdı gönderilmesine rağmen gelmediğinden temyiz eden davacı idare vekilinin yokluğunda duruşmaya başlanarak, davalı vekilinin sözlü açıklamaları da dinlendikten ve dosyadaki kağıtlar okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Dava, 4650 sayılı Yasa ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesi uyarınca kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ağaçlara yaş,cins ve verim durumu dikkate alınmak suretiyle değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Alınan rapor ve yapılan inceleme zemin bedeli açısından hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;
Tortum Belediye Başkanlığının 02/04/2015 tarihli yazısında; dava konusu taşınmazın 1/5.000 ölçekli nazım imar planında taşkına maruz alanda, diğer tarım alanında ve mücavir alanda kalmakta olduğu, meskun olmadığı ve belediye hizmetlerinden faydalanmadığı belirtilmiştir.
Dosyada mevcut 25/05/2015 havale tarihli bilirkişi kurulu raporunda, taşınmazın meskun sahaya yakın, çevresindeki parsellerle mahalle görünümünde olduğu, devlet hastanesi bitişiğinde, belediye binasına 300 metre mesefede olduğu ve tüm belediye hizmetlerinden faydalandığı belirtilerek arsa olarak değer biçilmiştir.
Bu durumda, mahkemece öncelikle taşınmazın vasfı ile ilgili olarak belediyenin imar yazısı ve rapor arasındaki çelişki giderilip, arsa mı yoksa arazi mi vasfında olduğu kesin olarak belirlendikten sonra;
Taşınmazın arazi vasfında olduğunun tespiti halinde gelir metoduna göre belirlenen zemin değerine hükmedilmesi,
Arsa vasfında olduğunun tespiti halinde ise, öncelikle Bilirkişi kurulunca incelenen ve değer biçmeye esas alınan emsal taşınmazın, bilirkişi raporunda belirtilen tarihteki satışına ilişkin alıcı, satıcı, satış tarihi, satış bedeli ve yüzölçümünü gösterir şekilde tapu kayıtlarının getirtilip, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibariyle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal kabul edilen taşınmazların ise bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibariyle fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parselleri mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parselleri mi olduklarının ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulup, değerlendirme tarihi olan 2015 yılında, dava konusu taşınmaz ile hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal kabul edilen taşınmazların, Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerlerinin, ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden araştırılmasından sonra gelecek belgelere göre bilirkişi raporunun denetlenerek; raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığına kanaat getirilmesi halinde yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2-Davacı idare tarafından düzenlenen kıymet takdir raporunda dava konusu taşınmaz üzerinde betonarme tuğlalı konut, kulube, bahçe duvarı, yığma kargir konut, ahır samanlık bulunduğu belirtilerek bu yapılara değer biçildiği halde hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda gerekçesi açıklanmadan önce sadece mesken ve duvar bedeli hesaplandığı gibi, yapılara Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca yayınlanan Mimarlık ve Mühendislik Hizmet Bedellerinin Hesabında Kullanılacak 2015 Yılı Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Hakkındaki Tebliğe göre yapı sınıfları ve bu yapı sınıflarına uygun birim fiyatları, ve yaşları belirlenip buna göre yıpranma payı düşülerek değer biçilmesi ile yetinilmesi gerekirken kıymet takdir raporundaki yapı bedelinin dava tarihine endekslenmesi ile bilimsel olmayan yöntemle değer biçilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenle HUMK’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine, temyiz eden davalı yararına yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 1.480,00-TL. vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, 16/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.