12. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/6130 Karar No: 2016/8784 Karar Tarihi: 24.03.2016
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2016/6130 Esas 2016/8784 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2016/6130 E. , 2016/8784 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklının, borçlu hakkında başlattığı genel haciz yolu ile ilamsız takipte, borçlu vekilinin, dosya borcunun tamamının 21.02.2011 tarihinde 31.000,00 TL olarak yatırılmasına ve borcu kalmamasına rağmen icra müdürlüğünce 13.11.2013 tarihinde yapılan hesaplamada ödeme tarihi olan 21.02.2011 tarihinden sonrası için de faiz işletildiğini, faizin %27 sabit orandan hesaplanmasının doğru olmayıp değişen oranlara göre hesaplanması gerektiğini ileri sürerek ödeme tarihi sonrası için faiz yürütülmemesine ve borç miktarının bilirkişi marifeti ile tespitine karar verilmesi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu; mahkemece şikayetin kabulü ile 13.11.2013 tarihli kapak hesabı işleminin iptaline, 14.11.2014 tarihli bilirkişi raporundaki miktarın dosya hesap özeti olarak kabulüne, değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. 6100 sayılı HMK"nun 297/2. maddesine göre hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Hukuk Genel Kurulu"nun 08/10/1997 tarih ve 1997/12-517 E.-1997/776 K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere, ilamların infaz edilecek kısmı hüküm bölümüdür. Diğer bir anlatımla hüküm içeriğinin aynen infazı zorunludur. İlamın infaz edilecek kısmı yorum yoluyla belirlenemez. Bu nedenle hüküm fıkrasının hiçbir tereddüte yer vermeyecek şekilde açıkça yazılması zorunludur. Somut olayda, temyize konu mahkeme kararının hüküm kısmında, borç miktarına ilişkin uyuşmazlıkla ilgili olarak bilirkişi raporuna atıfla karar verildiği görülmektedir. Bu durumda, hükümde borç miktarının neden ibaret olduğu açıkça gösterilmediğinden HMK"nun 297/2. maddesine uygun tesis edilmiş bir hükmün varlığından sözedilemez. O halde, mahkemece uyuşmazlığı çözüm getirecek açıklık ve netlikte, infazda tereddüt uyandırmayacak nitelikte HMK"nun 297/2. maddesine uygun olarak hüküm tesis edilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre alacaklının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.