3. Hukuk Dairesi 2013/13731 E. , 2013/15239 K.
"İçtihat Metni"....
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalılar ... ve ... vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davalı asil ... ve davalılar vekili Av. ... ile ile aleyhine temyiz olunan davacılar vekili Av. ... geldi. Gelen davalı asil ile taraf vekillerinin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldü.
Belli saatte dosyadaki bütün kâğıtlar okunarak, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar vekili dilekçesinde; müvekkillerinin, davalılar ile imzalamış oldukları satış vaadi sözleşmelerinin ifasının imkânsız hale gelmiş olması nedeniyle davalılar aleyhine .... 2009/68 Esas sayılı davanın açıldığını, yargılama sonucunda müvekkillerine satışı vaad edilen her bir dairenin rayiç değerinin 120.000 TL olarak belirlenmesi nedeniyle fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verildiğini ileri sürerek; her bir müvekkili için 112.000 TL olmak üzere toplam 784.000 TL tazminatın ilk davanın açıldığı tarihten itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davacılar vekili birleşen .... sayılı davada da; aynı maddi ve hukuki vakıalara dayanarak, müvekkillerinden .... ve .... için 112.000’er TL, müvekkili .... için ise 110.000 TL olmak üzere toplam 334.000 TL tazminatın ilk davanın açıldığı tarihten itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.
...
Davalılar ...ve ... vekili cevap dilekçesinde; davanın 1 yıllık zamanaşımı süresi sona erdikten sonra açıldığını, ayrıca dava dışı arsa sahipleri ile kat karşılığı inşaat sözleşmesinin müvekkillerinin ortağı bulunduğu diğer davalı..... tarafından imzaladığını, müvekkillerinin, arsa sahipleri ile diğer davalı....nin bu sözleşme uyarınca vekili sıfatıyla davacılarla satış vaadi sözleşmesini yaptıklarını, müvekkillerinin daha sonra davalı .... deki paylarını devretmek suretiyle ortaklıktan ayrıldıklarını, bu nedenlerle müvekkillerine husumet yöneltilemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı ...., davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece; taraflar arasında görülen kısmi davanın, bu dava için kesin delil oluşturacağı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Taraflar arasında, aynı maddi ve hukuki vakıalara dayalı olarak açılıp sonuçlanan (kısmi) tazminat davasında istek hüküm altına alınmıştır.
Kural olarak; tam ya da kısmi olarak açılan her eda davası, birisi tespit, diğeri edaya ilişkin olmak üzere iki bölüm isteği kapsar.
Kısmi dava sonucunda, davanın reddine ya da kabulüne karar verilmiş olması halinde, taraflar arasındaki borç ilişkisinin varlığı ya da yokluğu da tespit edilmiş olur. Bu tespit zorunlu olarak borç ilişkisinin tamamını kapsar. Bu nedenle; kısmi dava sonucu verilen ve kesinleşen kararın tespite ilişkin bölümü, aynı maddi ve hukuki vakıaya dayanan, sonradan açılan ek dava için kesin hüküm oluşturur.
Kesin hüküm bulunan bir konuda ise, mahkemenin, bu yönün doğruluğunu yeniden inceleme ve araştırma konusu yapmasına hukuken olanak bulunmamaktadır. Başka bir anlatımla, ek davaya bakan mahkeme, kısmi dava sonucu verilen ve kesinleşen hükmün tespite ilişkin bölümüyle bağlıdır. Bu yön kamu düzenine ilişkin olup, resen göz önünde bulundurulur (..... sayılı ilamı).
Anılan kısmi tazminat davasında, davalıların kusurlu eylemleriyle zararlandırıcı olayın meydana geldiği yönündeki faile ve fiile (tespite) ilişkin olgular ile tazminatın hüküm altına alınan (eda) bölümü kesinleşmiştir.
Belirtilen olgular dışında, tazminatın saklı tutulan fazlaya ilişkin ve bu nedenle de hüküm altına alınmayan bölümü ile bilirkişi raporunun buna yönelik bölümünün kesinleştiğinden söz edilemez.
Yerel mahkeme, aynı maddi ve hukuki olgulara dayalı olarak açılmış olan ek davada, kesinleşen olguları gözeterek hüküm kurmak, kesinleşmeyen olgular yönünden ise, taraf istem ve beyanlarını gözeterek araştırma yapmak durumundadır.
Hal böyle olunca, mahkemece; ek davaya konu edilen tazminat miktarı yönünden konusunda uzman bilirkişi kurulundan rapor alınmak suretiyle sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, kısmi davada alınan bilirkişi raporu ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
....
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen her iki taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 990 TL vekâlet ücretinin yekdiğerinden alınıp yekdiğerine verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.
....