5. Ceza Dairesi Esas No: 2016/5773 Karar No: 2019/8720 Karar Tarihi: 24.09.2019
İhmali davranışla görevi kötüye kullanma - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2016/5773 Esas 2019/8720 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Köy muhtarı olan sanık, belli zamanlarda köye gelip gitmek yerine ilçe merkezinde ikamet ettiği için köylülerin işlerinin aksamasına sebep oldu. Bu nedenle sanık, ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçundan mahkum edildi. Ancak, görevi kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için norma aykırı davranışın yanı sıra objektif cezalandırma şartlarından en az birinin de gerçekleşmesi gerektiği belirtilerek, kararın yeniden değerlendirilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Kararda ayrıca, TCK'ın 257. maddesindeki \"kazanç\" sözcüğünün \"menfaat\" olarak değiştirilmesi ve cezaların alt ve üst sınırlarının indirilmesi nedeniyle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği, denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlenmesi durumunda hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilmesinin yanlış olduğu ve hak yoksunluğu kararı verilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri ise şöyledir: TCK 257, TCK 6086, TCK 7/2, TCK 53/1-a, TCK 53/5, CMK 231/11, CMUK 321 ve 326/son madde.
5. Ceza Dairesi 2016/5773 E. , 2019/8720 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi SUÇ : İhmali davranışla görevi kötüye kullanma HÜKÜM : Açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanması suretiyle atılı suçtan mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Suç tarihinde ... ilçesi ... köyü muhtarı olan sanığın, köyde ikamet etmesi gerekirken ... ilçe merkezinde ikamet edip, köye belli zamanlarda gelip gitmek suretiyle köylülerin işlerini aksatması nedeniyle ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyetine karar verilmiş ise de; TCK"nın 257. maddesinde düzenlenen görevi kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için norma aykırı davranışın yeterli olmadığı, ayrıca objektif cezalandırma şartlarından en az birinin de gerçekleşmesi gerektiği cihetle; katılan ve tanıkların yeniden dinlenerek, sanığın norma aykırı davranışı neticesinde kişi mağduriyeti veya kamu zararı ya da kişilere haksız menfaat sağlanması şartlarının somut olayda bulunup bulunmadığı, varsa ne şekilde oluştuğunun denetime imkan verecek şekilde karar yerinde gerekçeleriyle gösterilip değerlendirilerek sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabule göre de; Açıklanması geri bırakılan hükümden sonra 19/12/2010 tarihinde yürürlüğe giren 6086 sayılı Yasanın 1. maddesi ile TCK"nın 257/1-2. madde-fıkralarında yer alan “kazanç” sözcüğünün “menfaat” olarak değiştirilmesi, bu fıkralarda öngörülen cezaların alt ve üst sınırlarının indirilmesi karşısında, TCK"nın 7/2. madde-fıkrasındaki "suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" hükmü gözetilerek sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu, CMK"nın 231/11. maddesi uyarınca denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlenmesi durumunda önceki hükmün aynen açıklanmasıyla yetinilmesi gerektiği gözetilmeden, hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilmesi, Suçu TCK"nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilen sanık hakkında aynı Kanunun 53/5. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna karar verilmesi gerektiğinin nazara alınmaması, Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA 24/09/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.