Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/4680
Karar No: 2014/8950

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/4680 Esas 2014/8950 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2014/4680 E.  ,  2014/8950 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... Köyünde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının müvekkili yararına oluştuğunu iddia ederek Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre davacı ... adına tescili istemiyle dava açmıştır.
    ... ve müşterekleri taşınmazın ortak miras bırakanları ..."dan kaldığı ve davacının müstakil hakkı bulunmadığı iddiasıyla davaya katılmışlardır.
    Mahkemece davacının davasının kabulüne ve 07/07/2008 tarihli krokide (A) ile gösterilen 44.521.93 m² bölümün davacı adına tapuya tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine dair verilen kararın davalı Hazine ve müdahiller vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 15.12.2010 tarih ve 2010/14973E.- 15905 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “1) Müdahiller ... ve arkadaşlarının temyiz itirazları bakımından; taşınmazın (B, C, D, E, F, G, H, I, K, L, M ve N) işaretli bölümlerinin fiilen kullanılmayan ağaçlık olduğu, bir kısmının da kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı anlaşıldığından, müdahillerin temyiz itirazlarının reddine,
    2) Davalı Hazinenin (A) ile gösterilen 44.521.93 m² bölüme yönelik temyiz itirazlarına gelince; mahkemece hükme esasa alınan uzman bilirkişi ... ve fen elemanı ... tarafından hazırlanan raporlarda, çekişmeli taşınmazın 1948 yılında ... Köyünde yapılıp kesinleşen ... Devlet Ormanına ait harita ve tutanakların uygulanmasına dayalı inceleme sonucu, kesinleşen orman sınırının dışında kaldığı, eski tarihli (1997, 1976, 1957) memleket haritalarında açık renkli alanda yeraldığı, eğiminin % 17 civarında olduğu, (A) bölümü üzerinde münferit meşe ağaçları olup, arada kavun, karpuz, mısır, yulaf ürünlerinin ekili bulunduğu, (A) bölümünün dış sınırlarında kalan (B, C, D, E, F, G, H, I, K, L, M ve N) bölümlerinin ise fîilen kullanılmayan ağaçlık alanlar olduğu, kısmen de orman sınırı içinde kaldığı, taşınmazın 1966 yılında yapılan arazi kadastrosunda paftasında orman yazılarak tespit harici bırakılmışsa da (A) işaretli bölüm kesinleşmiş orman kadastro sınırları dışında kaldığına göre, bu şekilde yapılan tespit harici bırakma işleminin yanılgıya dayalı olduğu ve yüksek eğimli taşınmazın üzerindeki meşe ağaçlarının çevre ormanlardan tohumlama yolu ile geldiği bildirilmişse de; bilimsel olarak meşe ağacı tohumunun ağır tohumlu ağaçlar grubu içerisinde yer aldığı ve tohum kanatlarının olmaması nedeni ile uzak mesafelere rüzgar v.s. gibi etkenlerle taşınarak çalılık alanlar içerisinde çimlenip yetişmesi mümkün görülmemektedir. Dolayısı ile
    davalı taşınmaz üzerindeki meşe ağaçlarının daha önceki yıllarda tahrip edildiği, hava fotoğraflarının bu yıllarda çekilmiş olduğu, daha sonraki yıllarda toprak altında kalan kök ve yüzeyde bulunan gövde kesitlerinden çıkan kök ve sürgünlerinden yeniden bugün üzerinde görülen meşe ormanının meydana geleceği nazara alındığında, taşınmazın öncesi itibarıyla orman sayılmayan yerlerden olduğu ve 1966 yılında paftasına orman yazılmasının da hataya dayalı olduğu şeklindeki görüşe itibar etmek mümkün olmayacaktır. Ayrıca, her ne kadar uzman bilirkişi tarafından ... Devlet Ormanına ait 1948 yılında kesinleşen orman kadastro haritası ve tutanaklarına göre inceleme yapılmış ve bu haritalarda taşınmazın doğusu gösterilmemişse de; dosyada bulunan, taşınmazın hemen doğusundaki ... Köyü ... Devlet Ormanının orman kadastro ve 2/B haritalarının da birlikte incelenip değerlendirilmesinde, çekişmeli taşınmaz ile güneyinde yeralan, dava dışı, kadastro sırasında ... ve arkadaşları adına tespit ve tescil edilen 32650 m² yüzölçümlü 419 sayılı parselin tüm yönlerinin Devlet Ormanları ile çevrili olduğu ve bu hâli ile 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesinde düzenlenen orman içi açıklık niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
    6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesinde açıklanan orman içi açıklık niteliğinde olduğu, 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesinden açıkça anlaşıldığı gibi, hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım, inşaat ve hayvancılık yapmak amacı ile ağıl yapılamaz. Bu tür yerler özel mülk olamaz. Yönetim derhal elkoyma hakkına sahiptir. Orman içi açıklıklardan yararlanabilmek için zorunlu olarak orman kullanılacaktır. Bu kullanım nedeniyle yeni açma, genişletme, yangın oluşması önlenemeyecek ve orman bütünlüğü bozulacaktır. Ayrıca, bu tür taşınmazların öncesinin orman olma zorunluluğu yoktur. Zira, öncesi orman olan ve ormandan açılan taşınmazlar, 6831 sayılı Kanunun 1. maddesi ve Yargıtay uygulamaları gereği oluşan kesin içtihatlara göre zaten orman sayılmaktadır. 17. maddede tanımı yapılan olgu, öncesi orman iken, açılan yerlerle beraber ayrıca [hangi nedenle olursa olsun orman İçi açıklıkların kazanılamayacağı İlkesini İçermektedir ve amacı orman bütünlüğünü korumaktır]. Bu tür yerlerin 15.07.2004 günlü Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 26/a maddesi gereğince orman olarak sınırlandırılması gerekir. Bu tür yerler zilyetlik yolu ile kazanılamaz ve özel mülk olarak tescil edilemez.
    Diğer taraftan; çekişmeli taşınmazın bulunduğu ... Köyünde 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan orman kadastrosu 4785 sayılı Kanunun yürürlüğünden öncedir.1966 yılında yapılan tesis kadastrosunda çekişmeli taşınmaz paftasında orman belirtmesi yapılarak tespit harici bırakılmış, 1995 yılında yine bir orman kadastrosu yapılmış ise de bu tarih ile dava tarihi arasında kanunda öngörülen 20 yıllık süre geçmemiştir. H.G.K.’nun 24/10/2001 gün ve 2001/8-964-751 sayılı ve 13/02/2002 gün ve 2002/8 - 183- 187 sayılı kararları ile kadastro (tapulama) komisyonlarınca orman sayılarak tesbit harici bırakılan yerler orman kadastrosunun kesinleştiği güne kadar orman sayılacağından, sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyeceği kabul edilmiştir. Mahkemece değinilen yönler gözetilerek, davanın tamamen reddine karar verilmesi gerekirken, dava konusu taşınmazın özel mülke dönüşmesini sağlayacak biçimde davacı adına tapuya tescile karar verilmesi doğru değildir.” denilmiştir.
    Mahkemece, Yargıtay bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucu, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmaz, ... ve ... Köyleri sınırlarında bulunmaktadır. ... Köyünde 4785 sayılı Kanunun yürürlüğünden önce 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan ve 17.07.1945 tarihinde ilân edilen orman kadastrosu ile 1995 yılında dışarıda kalan ormanların kadastrosu ve Tepeören Köyünde 1948 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile 1995 ve 2003 yıllarında yapılarak dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve
    2/B madde uygulaması vardır. ... Köyünde genel arazi kadastrosu işlemi 09/12/1966 tarihinde kesinleşmiş ve taşınmaz bu çalışmada paftasında orman belirtmesi yapılarak 766 sayılı Kanunun 2. maddesi hükmü gereğince orman olarak tespit harici bırakılmıştır.
    Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. Ancak, kendisini vekille temsil ettiren davalı Hazine lehine keşifte belirlenen değer üzerinden 25.560,55.-TL vekâlet ücretine hükmedilmiş ise de; dava dilekçesinde dava değeri 10.000.- TL gösterilmiş olup yargılama sırasında keşifte belirlenen değer üzerinden harç ikmal ettirilmemiştir. Bu durumda; davalı Hazine lehine vekâlet ücretine hükmedilirken, dava dilekçesinde yazılı değerin esas alınması gerekmekte ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün 3. bendinin kaldırılarak yerine “davalı Hazine kendisini vekille temsil ettirmekle dava dilekçesinde belirtilen değer üzerinden hesaplanan 1200.-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı Hazineye verilmesine” cümlesi yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H..U.M.K.’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 30/10/2014 günü oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi