Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarına teşebbüs - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2016/8612 Esas 2020/5723 Karar Sayılı İlamı
14. Ceza Dairesi Esas No: 2016/8612 Karar No: 2020/5723 Karar Tarihi: 09.12.2020
Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarına teşebbüs - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2016/8612 Esas 2020/5723 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, suçlu bulunan sanık hakkında cinsel taciz suçundan mahkumiyet kararı verilmiş ancak suçun nitelikli cinsel istismar teşebbüsü suçu olduğu gerekçesiyle kararın bozulması talebiyle yapılan başvuruda, suç vasfının değiştiğinden bahisle hüküm kurulamayacağına ve iddianamede yer alan suçlama dışında bir eylemden dolayı yargılama yapılamayacağına karar vermiştir. Konuya ilişkin olarak, TCK'nın 103/2, 103/6 ve 35. maddeleri uyarınca çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kamu davası açılmış olsa da, sanığın eylemi cinsel taciz suçu kapsamında kaldığı için sanığın TCK'nın 105/1. maddesi gereğince cezalandırılması gerektiği belirtilmiştir. Karar, 5271 sayılı CMK'nın 225/1. maddesi, 5237 sayılı TCK'nın 103/2, 103/6 ve 35. maddeleri ile 105/1. maddesi esas alınarak verilmiştir.
14. Ceza Dairesi 2016/8612 E. , 2020/5723 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarına teşebbüs HÜKÜM : Cinsel taciz suçundan mahkumiyet
İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle başvurunun muhtevası ve inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzenlemeler nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü: 5271 sayılı CMK"nın 225/1. maddesindeki "Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir" şeklindeki düzenleme karşısında, hükmün konusunun iddianamede gösterilen eylemden ibaret olduğu, açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılması, davaya konu edilmeyen bir eylemden dolayı yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulmasının mümkün olmadığı, ayrıca Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 12.03.1990 gün ve 1990/8-3-70, 09.10.2007 gün ve 2007/11-44-200, 17.06.2014 gün ve 658-330 sayılı Kararlarında da belirtildiği üzere dava konusu yapılan eylemin iddianamede açıkça ve bağımsız olarak gösterilmesi gerektiği, aksine uygulamanın hangi eylemden dolayı dava açıldığı ve hangi iddiaya karşı savunma yapılacağı hususlarında karışıklığa neden olacağı gözetildiğinde, sanık hakkında düzenlenen iddianamede cinsel taciz suçundan dolayı usulüne uygun şekilde açılmış bir dava bulunmadığı gözetilmeden suç vasfının değiştiğinden bahisle hakkında bu suçtan mahkumiyet hükmü kurulması, Kabule göre de; Hükmün gerekçe kısmında 5237 sayılı TCK"nın 103/2, 103/6, 35. maddeleri uyarınca çocuğun nitelikli cinsel istismarına teşebbüs suçundan kamu davası açılmış ise de, sanığın bu suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, somut, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından beraatine karar verilmesi gerektiği belirtilmesine rağmen kabulle çelişkili olacak şekilde hüküm kısmında “...Her ne kadar sanık ... hakkında mağdure ..."a yönelik nitelikli cinsel istismar suçunu işlediği iddia olunarak TCK.nın 103/2, 6, 35. maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın eyleminin cinsel taciz suçu kapsamında kaldığı değerlendirildiğinden sanığın sabit görülen eylemine uyan TCK"nın 105/1. maddesi gereğince alt sınırdan bir miktar uzaklaşılarak takdiren ve teşdiden...” cezalandırılmasına karar verilmesi, Kanuna aykırı, sanık müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.