Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/4246
Karar No: 2011/1050
Karar Tarihi: 28.02.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/4246 Esas 2011/1050 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/4246 E.  ,  2011/1050 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil

    ... ile ... ve Tatlıca Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Kızıltepe Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 22.04.2010 gün ve 30/342 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı vekili, dava dilekçesinde mevki ve sınırlarını açıkladığı 80 dönümlük yerin kadastro çalışmaları sırasında tapulama harici bırakılan yerlerden olduğunu, taşlık niteliğinde tapulama harici bırakıldığını, vekil edeni tarafından imar ve ihya edilmek suretiyle 25-30 yıldan beri kullandığını açıklayarak dava konusu yerin vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... vekili, dava konusu yerin Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Davalı Tatlıca Köyü Tüzel Kişiliğine yöntemine uygun bir biçimde dava dilekçesi tebliğ edilmesine karşın yargılama oturumlarına katılmamıştır.
    Mahkemece, teknik bilirkişiler Vahit Hazar ve Abdurrahim Kılınçaslan tarafından düzenlenen 28.06.2005 günlü ek rapora ekli krokide 112 numarayla gösterilen 77989,56 m2 yüzölçümlü taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava; kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddeleri gereğince açılan tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Dava dilekçesi dosyadaki bilgi ve belgeler ile orijinal paftaya göre, dava konusu taşınmazın 1964 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında taşlık niteliğiyle tespit dışı bırakılan bir yer olduğuna göre imar ve ihyaya muhtaç yerlerden olduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi uyarınca imar ve ihyanın tüm olumlu ve olumsuz koşullarının araştırılıp belirlenmesi zorunludur. Öncelikle çifte tapunun önlenmesi için teknik bilirkişinin rapor ve krokisi eklenmek suretiyle dava konusu yerin tapuda kayıtlı yerlerden olup olmadığı hususunun Tapu Sicil Müdürlüğünden, 1964 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında taşınmazın ne niteliğiyle tespit dışı bırakıldığının biraz önce açıklandığı biçimde teknik bilirkişinin rapor ve krokisi eklenerek Kadastro Müdürlüğünden sorulması, davanın açıldığı 28.01.2004 tarihinden geriye doğru en az 20 yıl öncesine ait (1975-1984 arası) iki ayrı zamanda çekilmiş hava fotoğraflarının, tesciline karar verilen taşınmaza komşu 614 ve 615 parsellere ait kadastro tutanak ve ekleriyle kadastro sırasında bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtlarının bulundukları yerden getirtilerek dosya arasına konulması gerekmektedir.
    Öte yandan zilyetlik maddi olaylardan olup, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi uyarınca yerel bilirkişi ve tanık dahil her türlü delille kanıtlanması mümkündür. Davacı vekilinin 28.04.2004 günlü delil listesinde yer alan dört tanık ismi bildirildiği halde, sadece keşifte bir tanığın yerel bilirkişi olarak dinlendiği, diğer tanıkların ise dinlenmediği, dinlenmeme gerekçesinin de açıklanmadığı, 06.09.2004 günlü yargılama oturumun verilen keşif ara kararında, tanıkların keşifte ne şekilde dinlenecekleri konusunda herhangi bir bilginin de yer almadığı belirlenmiştir. Bu durum karşısında keşif için verilen ara kararı usulüne uygun bulunmamaktadır. Bildirilen diğer üç tanığın dinlenmelerinden de vazgeçilmediğine göre bu tanıklarında yöntemine uygun bir biçimde dinlenmeleri gerekir. Getirtilen hava fotoğrafları 1984 tarihli olup, olayın çözümünde gözönünde tutulamaz. Çünkü zilyetliğin başlangıcıyla imar ve ihyanın tamamlandığı tarihin başlangıcıyla aynı tarihe denk geldiğinden duraksama yaratmaktadır. Bu nedenle, yukarıda açıklandığı biçimde belirtilen süreler içinde çektirilen hava fotoğraflarının uyuşmazlığın çözümünde göz önünde tutulması gerekmektedir. Ayrıca yapılacak keşifte uzman bilirkişi aracılığıyla uygulanmayan ve dosya uzman bilirkişiye verilerek dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu verilen hava fotoğraflarıyla ilgili uzman bilirkişi raporu hükme esas alınamaz. Uyuşmazlık taşınmazlara ilişkin bulunduğunda mutlaka bu tür uygulamaların keşifte yapılması zorunludur.
    Bu nedenle yeniden yapılacak keşifte yukarıda açıklanan hava fotoğrafları, komşu parsellere ait kayıt ve belgeler uzman bilirkişi harita mühendisi, yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla zemine uygulanması, yerel bilirkişi listesinin Kaymakamlıktan istenmesi, uyuşmazlık taşınmaza ilişkin bulunduğundan HUMK.nun 258.maddesi uyarınca yerel bilirkişi ve tanıkların davetiye ile keşif yerine çağırılmaları, aynı Kanunun 259. maddesi gereğince keşifte dinlenmelerinin sağlanması, davetiyeyle gelmedikleri takdirde HUMK.nun 253. maddesinin gözönünde tutulması, hava fotoğraflarının uzman bilirkişi harita mühendisi aracılığıyla stereoskopik aletle üç boyutlu olarak incelemeye tabi tutulması, hava fotoğraflarının çekildikleri tarihlere göre taşınmazın kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadığının veya hangi nitelikte bulunduğunun saptanması, daha önce götürülmeyen toprak konusunda uzman üç uzman bilirkişi ziraat mühendisi veya yüksek mühendisi ya da akademisyen aracılığıyla taşınmaz ve çevresi bir bütün olarak düşünülmek suretiyle toprak yapısının incelenmesi, taşınmazın kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı, imar ve ihya edilip edilmediği, imar ve ihya edilmiş ise imar ve ihyanın hangi tarihte tamamlandığı konularında uzman bilirkişilerden tarafların ve Yargıtay’ın denetimine açık gerekçeli rapor alınması, yine davacının taşınmazın imar-ihyasına hangi tarihte başladığı, imar-ihyayı ne şekilde sürdürdüğü, para ve emek sarfını ne biçimde yaptığı, imar ve ihyanın hangi tarihte tamamlandığı konularının yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması 20 yıllık kazanma süresinin imar ve ihyanın tamamlandığı tarihten itibaren başladığının düşünülmesi, Tapu Sicil Müdürlüğünden gelen ve davacıya ait tapu kayıtlarında yer alan ada ve parsellere ilişkin kadastro tutanak ve eklerinin Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulması, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesinde öngörülen sınırlamalar yönünde gözönünde tutulması, taşınmazın herhangi bir şekilde sulanan yerlerden olup olmadığı konusunda uzman bilirkişi ziraat mühendislerinden görüş alınması, ayrıca ilgili kurumdan sorulması, aynı bölgeye ait Dairede geçen dosyalardan Tatlıca Köyü’nün daha önce mezra olarak Arıklı Köyü’ne bağlı olduğu, ancak daha sonra tüzel kişilik kazandığı gözönünde bulundurularak durumun İlçe Kaymakamlığından sorulması, taşınmazın hangi köyün idari sınırları içerisinde kaldığı konusunun açıklığa kavuşturulması, bu konuda aynı zamanda teknik bilirkişilerden görüş istenmesi, şayet Arıklı köyü idari sınırları içerisinde kalıyor ise, TMK.nun 713/3.fıkrası uyarınca davanın bu köye yöneltilmesi, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulmuş bulunması usul ve yasaya aykırıdır.
    Davalı ... vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.02.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi