16. Hukuk Dairesi 2020/2028 E. , 2020/5274 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sonucunda, ... İlçesi...Mahallesi çalışma alanında bulunan 133 ada 2 parsel sayılı 332,33 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı şerhi yazılmak suretiyle davalı ... adına tespit ve tescil edildikten sonra, dahili davalı/müdahil ... tarafından, taşınmazın kendi fiili kullanımında olduğu iddiasıyla İstanbul Anadolu 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/92 Esas, 2014/491 Karar sayılı dosyası ile açılan davanın yargılaması neticesinde taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine “taşınmaz ve üzerinde bulunan inşaat temeli ...’un fiili kullanımındadır” şeklinde şerh verilmiştir. Davacı ..., dava konusu taşınmazın kendi fiili kullanımında olduğunu ileri sürerek, taşınmazda lehine kullanım şerhi verilmesi istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında müdahil ..., dava konusu taşınmazın kendi fiili kullanımında olduğunu, taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde lehine hükmen verilmiş kullanım şerhi de bulunduğunu ileri sürerek davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu 133 ada 2 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili olarak İstanbul Anadolu 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.12.2014 tarih, 2014/92 Esas, 2014/491 Karar sayılı ilamının taraflar arasında kesin hüküm teşkil ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, verilen karar dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun düşmemektedir. 6100 sayılı HMK"nın 303/1. maddesi uyarınca “Bir davaya ait şekli anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.” Mahkemenin kesin hüküm teşkil ettiğini kabul ettiği İstanbul Anadolu 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.12.2014 tarih, 2014/92 Esas, 2014/491 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı ...’un, dava konusu 133 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kendi fiili kullanımında olduğunu ileri sürerek, taşınmazda lehine kullanım şerhi verilmesi istemiyle Hazine aleyhine dava açtığı, Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, dava konusu 133 ada 2 parsel sayılı taşınmaz ile taşınmaz üzerinde bulunan inşaat temelinin davacı ...’un zilyetliğinde olduğunun taşınmazın tapu kaydına şerhine karar verildiği, hükmün Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle 11.06.2015 gününde kesinleştiği anlaşılmakta olup, İstanbul Anadolu 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.12.2014 tarih, 2014/92 Esas, 2014/491 Karar sayılı dava dosyasında, eldeki temyize konu dava dosyasının davacısı ... taraf olmadığından, söz konusu dosyada verilen kararın davacı ... yönünden kesin hüküm oluşturduğundan söz edilemez.
Hal böyle olunca; Mahkemece, işin esasına girilerek toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
16.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.