Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/4131
Karar No: 2011/1047
Karar Tarihi: 28.02.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/4131 Esas 2011/1047 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/4131 E.  ,  2011/1047 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tescil

    Davacı-karşı davalı ..., birleşen dosya davacıları ...ve ... ile ... aralarındaki tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Kızıltepe Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 25.02.2010 gün ve 304/167 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı-karşı davalı ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R


    Davacı ... vekili, dava dilekçesinde mevkii ve sınırlarını açıkladığı ve 1979 yılında yapılan kadastro çalışmalarında taşlık niteliğiyle tespit dışı bırakılan taşınmazın ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davacı Hüseyin Arıç, Kızıltepe Asliye Hukuk Mahkemesinin birleştirilen 2006/494 Esas sayılı dava dosyasıyla Hazinenin tescilini istediği yer ile ilgili olarak mevkii ve sınırları açıklanan yerin, yine davacı ... aynı yer Asliye Hukuk Mahkemesinin birleştirilen 2006/493 Esas sayılı dosyasındaki dava dilekçesiyle mevkii ve sınırlarını açıkladığı taşınmazın adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı-davacı ... vekili, Hüseyin Arıç ve ... tarafından açılan davaların yersiz olduğunu, taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve taşlık nitelikte olan yerlerden bulunduğunu açıklayarak davaların reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Davalı ... Kişiliğine dava dilekçesi tebliğ edilmesine karşın yargılama oturumlarına katılmamıştır.
    Davacı gerçek şahıslar, Hazinenin açtığı davanın yerinde bulunmadığını, dava konusu yerlerin zilyet ve tasarrufunda bulunduğunu bildirmişlerdir.
    Mahkemece, davacı-davalı ... vekili tarafından açılan davanın reddine, teknik bilirkişi Abdurrahim Kılınçaslan ve Vahit Hazar tarafından düzenlenen 26.02.2007 tarihli rapor ve ekindeki krokide işaretlenen 55664,18 m2’lik yerin Hüseyin Arıç, 80272,68 m2 yüzölçümlü yerin ise ... adlarına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı- davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava; mülkiyet hakkına dayalı olarak açılan tescil davasıyla, gerçek şahıslar açısından kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya hukuksal sebeplerine dayalı olarak
    TMK.nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17.maddeleri gereğince açılan tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece gerçek kişiler açısından davaların kabulüne karar verilmişse de yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacı gerçek kişilerin tescilini istedikleri taşınmazların 1960’lı yıllarda yapılan kadastro çalışmaları sırasında taşlık niteliğiyle tespit dışı bırakılan yerler olduğu dava dilekçeleriyle dosya içindeki bilgi ve belgelerden anlaşıldığına göre taşınmaların imar ve ihyaya muhtaç yerlerden olduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle imar ve ihyayı öngören 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17.maddesindeki tüm olumlu ve olumsuz koşulların araştırılıp belirlenmesi zorunludur. Bundan ayrı çifte tapunun önlenmesi için öncelikle teknik bilirkişilerin rapor ve krokisi eklenmek suretiyle dava konusu ve tesciline karar verilen yerlerin tapuda kayıtlı yerlerden olup olmadığının Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulması, davaların açıldığı 20.07.2006 tarihinden geriye doğru en az 20 yıl öncesine ait (1975-1984 arası) iki ayrı zamanda çekilmiş hava fotoğraflarının bulunduğu yerden getirtilerek dosya arasına konulması, hava fotoğraflarının uzman bilirkişi üç harita mühendisi aracılığıyla yapılacak keşifte zemine uygulanması ve stereoskopik aletle üç boyutlu olarak incelemeye tabi tutulması, hava fotoğraflarının çekildikleri tarihlere göre taşınmaz bölümlerinin kültür arazisi haline getirilip getirilmediği veya hangi nitelikte bulundukları konusunda Yargıtay ve tarafların denetimine açık dava konusu yerlerin niteliğini belirleyen gerekçeli raporun uzman bilirkişilerden istenmesi, yine dava konusu yerler ile çevresi bir bütün olarak düşünülmek suretiyle toprak konusunda uzman üç akademisyen veya ziraat mühendisi ya da yüksek mühendis aracılığıyla toprak incelemesinin yapılarak tescili istenen taşınmazların kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadıkları, hangi tarihte imar ve ihyanın tamamlandığı, hakim vasfının taşlık olup olmadığı, toprak derinliğinin ne olduğu hususlarında aynı biçimde gerekçeli ve denetime açık raporun alınması gerekir.
    Öte yandan birinci keşfin tensip ara kararı ile verildiği, ikinci keşfin ise, yine tarafların delillerini sunmaları için herhangi bir süre ve imkan tanınmadan yapıldığı gözetilerek öncelikle tarafların tanık ve delillerini sunmaları için tüm taraflara süre ve imkan tanınması, tanıklarını bildirdiklerinde ve mahkemece Kaymakamlıktan re’sen yerel bilirkişi listesi istendikten sonra yeniden keşfin yapılması, yerel bilirkişi ve tanıkların HUMK.nun 258 ve 259.maddeleri gereğince davetiyeyle çağırılmaları ve keşif yerinde dinlenmelerinin sağlanması, davetiyeye uymadıkları takdirde HUMK.nun 253.maddesinin gözönünde bulundurulması, dava konusu yerlerin içerisinde bulunduğu birleşik kadastro paftasının Kadastro Müdürlüğünden istenmesi, pafta geldiğinde pafta, üzerinde gerekli inceleme yapılarak taşınmazlara komşu ada ve parsel numaralarının saptanması, saptanan bu ada ve parsellere ait kadastro tutanak ve ekleriyle kadastro sırasında bu parsellere revizyon gören tapu ve vergi kayıtları getirtilerek yerel ve teknik bilirkişiler ile tanıklar aracılığıyla zemine uygulanması, komşu kayıt ve belgelerin taşınmaz yönünü ne gösterdikleri üzerinde durulması, kadastro çalışmaları sırasında dava konusu taşınmazların ne niteliğiyle ve hangi tarihte tespit dışı bırakıldıklarının Kadastro Müdürlüğünden sorulması, davacı gerçek kişilerin taşınmazın imar ve ihyasına hangi tarihte başladıkları, ne şekilde sürdürdükleri, ne biçimde emek ve para sarf ettikleri, imar ve ihyanın hangi tarihte tamamlandığı hususlarının yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak belirlenmesi, 20 yıllık kazanma süresinin imar ve ihyanın tamamlandığı tarihten itibaren başladığının düşünülmesi, zilyetlik maddi olaylardan olup 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi uyarınca yerel bilirkişi ve tanık dahil her türlü delille kanıtlanması gerektiği hususunun gözönünde tutulması gerekmektedir.
    Bundan başka 15.05.2006 tarihli keşifte dinlenenler Hüseyin Arıç tarafından açılan davaya konu yapılan taşınmazın Hüseyin Arıç’ın babasından kaldığını bildirdiklerine göre, taşınmazın satış, bağış veya paylaşım sonucu Hüseyin’e kalıp kalmadığı hususu üzerinde durulması gerekir. Babasının ölümüyle herhangi bir yolla taşınmaz kendisine kalmamış ise, tereke elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olup, TMK.nun 701 ve 702.maddeleri gereğince tasarrufi işlemlerde oybirliği aranır.Terekeye ait bir taşınmaz üzerinde bir veya birkaç mirasçının sürdürdüğü zilyetlik, tüm mirasçılar adına sürdürülmüş sayılır. Terekeye dahil taşınmazlar üzerinde mirasçıların belirlenmiş payları olmayıp her birinin payı terekeye dahil taşınmazların tamamı üzerinde söz konusudur. Bu bakımdan öncelikle davacı Hüseyin’in babasına ait veraset belgesinin istenmesi, sunulacak veraset belgesine göre Hüseyin tek mirasçı ise davanın bulunduğu haliyle yürütülmesi, şayet davacı dışında başka mirasçı var ise Hüseyin tek başına kendi adına iptal ve tescil isteğinde bulunduğundan ve üçüncü kişilere karşı tek başına dava açma sıfat ve yetkisi olmadığından davanın dava koşulundan reddine karar verilmesi düşünülmelidir. Bundan ayrı, dava konusu taşınmaz bölümlerinin Arıklı Köyü idari sınırları içerisinde mi yoksa Arıklı Köyü’ne bağlı Kaşıklı mezrası sınırları içerisinde mi kaldığı ve Kaşıklı mezrasının Arıklı Köyü’nden ayrılarak köy olarak bağımsız tüzel kişilik kazanıp kazanmadığı hususlarının araştırılıp belirlenmesi, durumun İlçe Kaymakamlığından sorulması, buna ilişkin yazılan müzekkerenin akıbetinin sorulması, şayet Kaşıklı Köyü Tüzel Kişilik kazanmış ve dava konusu yerler bu köyün idari sınırları kapsamında kalan yerlerden ise davanın TMK.nun 713/3 fıkrası uyarınca Kaşıklı Köyüne yönetilmesi, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulmuş bulunması usul ve yasaya aykırıdır.
    Davalı ... vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.02.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi