Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/2705
Karar No: 2011/1045
Karar Tarihi: 28.02.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/2705 Esas 2011/1045 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/2705 E.  ,  2011/1045 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil

    ... ve müşterekleri ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair İncesu Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 19.11.2009 gün ve 278/290 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi bir kısım davalılar ... ve müşterekleri tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
    KARAR

    Davacılar vekili dava dilekçesinde; 145 ada 6; 142 ada 8, 18; 138 ada 10; 135 ada 45; 143 ada 20 ve 153 ada 17 sayılı parsellerin esasen ortak miras bırakan ...’dan kalan yerler olduğu, buna karşın kadastro çalışmaları sırasında davalıların miras bırakanı ... adına tespit ve tescil edildiklerini, davalıların miras bırakanının taşınmazlarda sadece 1/8 oranında payı bulunduğunu, hatalı olarak tamamının Derviş adına yazıldığını açıklayarak 7 parça taşınmazın tapu kayıtlarının miras payı olan 1/8 oranında iptalleri ile davacılar adına 1/8’er pay oranında tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmesini istemiştir.
    Davacı ..., İncesu Asliye Hukuk Mahkemesinin birleştirilen 17.05.2007 gün ve 2007/74 Esas, 2007/122 Karar sayılı dava dosyasına ait dava dilekçesiyle aynı nitelikte ve gerekçelerle iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur.
    Davalılar ... ve ... vekili, 01.02.2007 havale tarihli cevap dilekçesiyle; taşınmazların değerinin düşük gösterildiğini, gerçek değer üzerinden harç ikmali yapıldıktan sonra davanın yürütülmesi gerektiğini, 135 ada 45 ve 153 ada 17 sayılı parsellerde bulunan kargir evin yarısının vekil edenlerinin annesinin babası olan ...’dan kaldığını, kadastro çalışmaları sırasında anneye düşen bu yerlerin eşi adına tespit ve tescil edildiğini, üzerinde bulunan evin ise vekil edenlerinin babası ... tarafından 1985-1986 yıllarında yapıldığını, boş arsa üzerine evin inşa edildiğini, bu nedenle bu iki taşınmazda davacılar ve murislerinin bir hakkı bulunmadığını, öte yandan muristen kalan taşınmazların sağlığında yaptığı satış ve bağış ile vekil edenleriyle diğer mirasçılara geçtiğini, ölümünden sonra taraflar arasında paylaşımın yapıldığını, 142 ada 14 sayılı parselin muris ... adına tespit ve tescil edildiğini, bu taşınmazda tüm mirasçıların paylarının bulunduğunu, davacılardan ... ve ...’ın Hacılar mevkiinde bulunan 6 dönüm sulu bahçeyi dava dışı mirasçılardan ...’ın Tepeyatak mevkiinde bir tarlayı ve davacılardan ...’in de Kumtarla mevkiinde Tahir Bağlarında taşınmaz aldığını, adı geçenlerin aldıkları yerler karşılığında miras paylarından vazgeçtiklerini murisin ölümünden sonra mirasçılar arasında bu şekilde paylaşımın yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Davalılardan ..., ..., ..., ..., ... ve ...’a yöntemine uygun bir biçimde dava dilekçesi tebliğ edilmesine rağmen yargılama oturumlarına katılmamışlardır.
    Mahkemece, 135 ada 45 sayılı parsel hakkındaki davanın davacıların feragatı nedeniyle reddine, diğer parseller yönünden mirasçılar arasında paylaşımın yapılmadığı gerekçesiyle 145 ada 6, 142 ada 8 ve 18, 138 ada 10 ve 153 ada 17 parsel sayılı taşınmazların tamamı bakımından her biri 8’er pay kabul edilerek 4’er payının Yusuf oğlu ... üzerinde bırakılmasına, her parselde 1’er payının davacılar ..., ..., ... ve birleşen davanın davacısı ..., 143 ada 20 parsel sayılı parselin tamamı 16 pay kabul edilerek 8 payının Hacı Memiş oğlu ..., 4 payının ise Yusuf oğlu Derviş üzerinde bırakılmasına, her bir davacı için 1’er pay olmak üzere toplam 4 pay oranında tapu kaydının iptali ile davacılar ..., ..., Sevim Arslan ve birleşen davanın davacısı ... adlarına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmesi üzerine hüküm davalılardan ... ve ... vekili ile diğer davalılar ..., ..., ..., ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava; kadastrodan önceki kazanmayı sağlayan zilyetlik ve muristen intikal hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
    Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmişse de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacılar dava dilekçelerinde; feragat edilen 135 ada 45 sayılı parsel dışında kalan tüm ada ve parsellerin ortak miras bırakan ...’dan kalan yerler olduğunu, davalıların miras bırakanı ... ile davacıların kardeş olduklarını, ...’dan kalan taşınmazların paylaşılmadığını, kadastro çalışmaları sırasında tamamının davalıların miras bırakanı ... adına tespit ve tescil edildiklerini belirterek iptal ve tescil isteminde bulunmuşlardır. Bir kısım davalılar vekili ile davalılar ise, murisin ölümünden sonra paylaşımın yapıldığını, davacılar adına da tespit ve tescil edilen yerler olduğunu açıklamışlar ve davanın reddini savunmuşlardır.
    İddia ve savunma birlikte değerlendirildiğinde, feragat edilen taşınmaz dışında diğer taşınmazların ortak miras bırakan ...’dan kaldığı konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık murisin ölümünden sonra tüm mirasçıların katılımıyla mirasçılar arasında herhangi bir paylaşımın yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır. Dosya arasında bulunan Kayseri 2.Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından verilen 09.05.2007 gün ve 2007/486 Esas, 2007/689 Karar sayılı veraset belgesine göre; muris ...’ın 23 mirasçısı bulunduğu belirlenmiştir. Davacılar dava dilekçesinde; davalıların miras bırakanı ...’ın her bir taşınmazda 1/8 payının bulunduğunu bildirmişler, ancak bu 8 payın nereden kaynaklandığı ve nasıl bulunduğu konusunda bir açıklamada bulunmamışlardır. Mahkemece de gerekçesi açıklanmaksızın 1 parsel hariç diğer parseller 8’er tam pay kabul edilerek hüküm kurulmuş ve paylaşımın yapılmadığını kabul etmiştir. Keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıkların bir kısmı muris Yusuf’un ölümünden sonra taşınmazların tüm mirasçılara kaldığını bildirmişler, paylaşımın yapıldığı konusunda bir beyanda bulunmamışlardır. Bir kısım davalılar vekili ile diğer davalıların temyiz dilekçelerinde ısrarla taksimin yapıldığını bildirmişler, davalılardan ... ve ... vekili, aynı zamanda yukarıda tarihi açıklanan cevap dilekçesiyle murisin ölümünden sonra paylaşımın yapıldığını ve davacılara belirli mevkilerdeki yerlerin düştüğünü bildirmiş, ancak mahkemece bu husus üzerinde durulmamıştır.
    Bundan ayrı; davalılardan Yusuf ve ... vekili, 26.03.2007 havale tarihli dilekçesinde; 142 ada 8 sayılı parselin muris Yusuf tarafından kendisine bakmakta olan oğlu ...’a senetle bağışladığını, paylaşım sonucu davacılara isabet eden taşınmazlara ait tapu kayıtlarının getirtilmesini istediği ve tanıklarını bildirdiği halde, bu konularda da gerekli araştırma ve incelemenin yapılmadığı görülmüştür. Yapılan keşifte bakım gözetme senedinin 142 ada 8 sayılı parsele uyduğu açıklanmış, mahkemece yeterli gerekçe gösterilmeden tanık beyanlarından senedin içeriğinin gerçek durumla örtüşmediği denilmek suretiyle senede değer verilmediğini açıklamıştır. Bunun gerekçelendirilmesi zorunludur. Soyut kavramlardan hareketle değer verilmediği görüşü hukuki değildir. Bir kısım davalılar vekili ile diğer davalılar eksik araştırma ve inceleme bulunduğunu açıkladıklarına ve bildirdikleri tanıkların dinlenmelerinden vazgeçmediklerine göre bu tanıkların da eksik araştırma ve inceleme kapsamında dinlenmeleri gerekir.
    Şu halde mahkemece yapılacak iş: Kök miras bırakan ...’ın 06.05.1988 tarihinde öldüğü gözetilerek ölümünden sonra tüm mirasçılarının katılımıyla yöntemine uygun bir biçimde terekesinin paylaşılıp paylaşılmadığı hususu yeniden yapılacak keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak ve sorular yöneltilerek açıklığa kavuşturulması, yerel bilirkişi ve taraf tanıklarının HUMK.nun 258 ve 259.maddeleri uyarınca davetiye ile çağırılarak keşif yerinde dinlenilmeleri, davetiyeye uymadıkları takdirde HUMK.nun 253.maddesinin gözönünde tutulması, tüm mirasçıların katılımıyla yapılmış bir taksim söz konusu ise kimlere, hangi yer ve mevkilerdeki taşınmazların yada ada ve parsellerin düştüğü, bu taşınmazlara ait kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları ile kadastro tutanakları ve eklerinin Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilerek uyuşmazlığın çözümünde gözönünde tutulması, davalı tarafın dayandığı 142 ada 8 sayılı parsele uyduğu kabul edilen bakım ve gözetme senedinin hukuki yönünün mahkemece tartışılması, görüşünün ortaya konulması, yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki bulunduğu takdirde HUMK.nun 265. maddesi gereğince yüzleştirilmek suretiyle çelişkinin giderilmesi, iddia ve savunmada belirtilen tüm konular üzerinde durulması, bunlara ait çözüm yollarının aranması, davalılardan Şahin ve ... vekilinin, 01.02.2007 havale tarihli dilekçesinde; davacılara düştüğü iddia edilen mevkilerdeki taşınmazların ada ve parsel numaralarının HUMK.nun 75, 213 ve 230.maddeleri gereğince vekillerinden sorularak bunlara ait tapu kayıtları ile kadastro tutanağı ve eklerinin Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilerek dosyaya eklenmesi, paylaşımın yapılıp yapılmadığı hususunda bunların da gözönünde tutulması, bundan ayrı az yukarıda da açıklandığı gibi, dava dilekçesinde ve kararda yer alan her bir parselin 8 tam pay kabul edildiği konusu üzerinde durulması, nereden kaynaklandığı ve ne şekilde bulunduğunun gerekçelendirilmesi, Yargıtay denetimine açık hale getirilmesi, gerekirse bu konuda teknik bilirkişiden rapor alınması gerekmektedir. Kural olarak, mirasçılar arasında açılıp yürüyen davalarda ortak miras bırakanın veraset belgesindeki paylar gözetilerek iptal ve tescile karar verilmesi gerektiğine ve murisin veraset belgesi dosya arasında bulunmasına karşın, veraset belgesindeki paylar göz ardı edilerek mahkemece, gözönünde tutulan payın öne çıkarılması hususundaki gerekçenin de açıklanması tarafların ve Yargıtay’ın denetimine açık hale getirilmesi, ondan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Kararların gerekçeli olması T.C Anayasasının 141. maddesinin hükmü gereğidir.
    Bir kısım davalılar vekili ile diğer davalıların temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile usul ve kanuna aykırı olan yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine 28.02.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi