20. Hukuk Dairesi 2014/4728 E. , 2014/8911 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi vekili, 14.01.2008 tarihli dilekçesiyle, dava konusu ... Köyü ... parsel sayılı taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı iddiasıyla, taşınmazın tapu kaydının iptali ve Hazine adına tapuya tescili ile davalıların elatmalarının önlenmesi istemleriyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu ... parsel sayılı taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tapuya kayıt ve tescili ve davalıların elatmalarının önlenmesine karar verilmiş, mahkeme hükmü davalılardan ...’a 01.02.2012 tarihinde Tebligat Kanununun 35. maddesi gereğince tebliğ edilmiş, davalı ... hükmü 20.03.2012 tarihinde temyiz etmiş, mahkemece, 20.03.2012 tarihli ek kararı ile hükmün kanunî süresinden sonra temyiz edildiği gerekçesiyle davalı ...’ın temyiz isteminin (dilekçesinin) reddine karar verilmiş, temyiz isteminin reddine dair ek karar davalı ... tarafından temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 28/01/2013 tarih ve 2012/6562 Esas 2013/407 karar sayılı ilâmı ile tapu iptali ve tescil davası açısından onanmış, el atmanın önlenmesi davası yönünden bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin, 28/01/2013 tarih ve 2012/6562 Esas 2013/407 Karar sayılı kararında özetle; davalı ...’ın ikametgâh adresi “...” ilçesi olmasına rağmen, davalıya kararın tebliğine dair tebligata ilçe adı olarak hatalı olarak “...” ilçesi yazılmasından dolayı hükmün tebliğ edilemediği, gerekçeli kararın bu şekilde davalıya usûlüne uygun olarak tebliğ edilmemesi nedeniyle, davalı ...’ın temyiz talebinin süresinde olduğunun anlaşılması karşısında, temyiz talebinin reddine ilişkin olarak verilen 20.03.2012 tarihli ek karar kaldırılarak yapılan incelemede;
1) Tapu iptal ve tescil kararına yönelik temyiz itirazları yönünden;
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli ... parsel sayılı taşınmazın tamamının kesinleşen orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı ...’ın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
2) Elatmanın önlenmesi kararına yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Türk Medenî Kanunun 683. maddesi uyarınca mülkiyet hakkı bulunan malik hukuk düzeninin sınırları içinde o şey üzerinde yararlanma, kullanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Yine aynı hüküm uyarınca haksız bir elatma varsa anılan hüküm malike her türlü haksız elatmanın önlenmesini isteme yetkisi de tanımıştır. Somut olayda, davanın açıldığı
tarihte dava konusu taşınmaz davalı gerçek kişiler adına tapuda kayıtlıdır. Davalı gerçek kişiler, dava tarihinden önce taşınmaz üzerinde tapu kaydına dayanarak tasarruf ettiğinden, davalıların dava konusu taşınmaza haksız bir elatmasından söz edilemez. Bu itibarla, Orman Yönetiminin elatmanın önlenmesini ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü yolunda hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı "" olduğuna değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davacı tarafın tescile yönelik davasının daha önce mahkememizce verilen 2008/24 Esas 2010/312 Karar sayılı ilâmı ile kabul edilerek kesinleşmiş olduğundan bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davacı tarafın müdahalenin önlenmesi davasının ise reddine, karar verilmiş, hüküm, davalı ... tarafından esasa yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali, tescil ve elatmanın önlenmesi istemlerine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 24.05.1985 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2896 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. Daha sonra henüz sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu, aplikasyon ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması 02.08.2007 tarihinde ilân edilerek kesinleşmiştir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A madde gereğince temyiz eden davalı ..."dan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 28/10/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.