3. Hukuk Dairesi 2013/12538 E. , 2013/15144 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı dava dilekçesi ile; davalının murisi ile ortak tarımsal sulama abonesi olduğu bu abonelikten kaynaklanan elektrik kullanım bedelinin davalıdan talep edilmesine rağmen bu talebin reddedildiği bu itibarla elektrik kullanım bedeli olan 13.231,50 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalı cevap dilekçesi ile davanın reddine karar verilmesi istenmiştir.
Yargılama sırasında davacı 15.10.2012 tarihinde vefat etmiştir. Davacıya ait veraset ilamını ve tüm mirasçıların vekaletnamesinin dosyaya ibrazı veya terekeye mirasçı atanması için görevli ve yetkili mahkemeye müracaat edilmesi için mahkemece davacı vekiline gelecek celseye kadar kesin süre verilmiş davacı vekili kendisine verilen kesin süre içerisinde veraset ilamı ve mirasçılardan ....vekaletnamesi dosyaya sunulmuş diğer mirasçılar şehir dışında oldukları için vekaletname dosyaya ibraz edilememiştir.
Mahkemece; davacının terekesi üzerinde elbirliği mülkiyetinin sözkonusu olduğu dava dışı ortakların bulunduğu davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması yada miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesinin gerektiği bu konuda davacı vekiline kesin süre verildiği halde davacı vekilinin yalnızca mirasçılardan ....vekaletnamesini sunmakla yetintiği kesin süreye uymadığı mirasın reddi için 3 aylık hak düşürücü sürenin de geçmiş olduğu nazara alınarak dava ehliyeti yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm mirasçı .... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23.11.2011 gün ve.... sayılı kararında da değinildiği gibi, davacının öldüğü tarihte yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nun 27. maddesinde yasanın gösterdiği istisnalar dışında hakimin tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için yasaya uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremeyeceği öngörülmüştür. Mahkemece davacı ..."ün ölümüyle, mirasçıları davadan ve duruşma gününden haberdar edilip, kanuni şekillere uygun olarak davet edilmedikçe hüküm verilmesi mümkün değildir. Aksi halde iddia ve savunma hakkı kısıtlanmış sayılır.
....
Öte yandan, yargılama süresince tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip bulunmaları gereği usul hukukunun temel ilkelerindendir ve dava şartıdır (HMK m.114/1-d). Yargılama sırasında taraflardan birinin ölmesi halinde, ölen tarafın ehliyeti sona ereceğinden, ölen kişinin veya kural olarak vekilinin davaya devam etmesi mümkün olmayıp, sadece bu kişinin mirasçıları tarafından (dava konusunun ölenin malvarlığına ilişkin olması ve dava sonunda verilecek hükmün olumlu veya olumsuz bir şekilde mirasçıların haklarını etkilemesi durumunda) davaya devam edilebilir.
1086 sayılı .....’nın 41. maddesi ve yeni 6100 sayılı HMK"nın 55. maddesi gereğince, taraflardan birinin ölümü halinde diğer tarafın istemiyle hakim, davanın takibi için bir kayyım tayin edebilir. Taraf ehliyeti dava şartı olup, davanın her aşamasında mahkemece re’sen nazara alınması gereken bir olgudur ve temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın mahkemece re"sen gözetilmesi gereklidir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesinde yer bulan “Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasanın 36. maddesinde ve .... 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir.
Bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir. Hukukî dinlenilme hakkı, sadece belli bir yargılama için ya da yargılamanın belli bir aşaması için geçerli olan bir ilke değil, tüm yargılamalar için ve yargılamanın her aşamasında uyulması gereken bir ilkedir. Bu çerçevede gerek çekişmeli ve çekişmesiz yargı işlerinde gerekse bu yargılamalarla bağlantılı geçici hukukî korumalarda, icra takiplerinde, tahkim yargılamasında, hatta hukukî uyuşmazlıklarla ilgili yargılama dışında ortaya çıkan çözüm yollarında, her bir yargılama, çözüm yolu ve uyuşmazlığın niteliğiyle bağlantılı şekilde hukukî dinlenilme hakkına uygun davranılmalıdır.
Somut olayda; davacı ..."e ait nüfus kayıt tablosundan 15.10.2012 tarihinde vefat ettiği anlaşılmaktadır. Davacının ölümü ile vekalet ilişkisi sona erer. Bu durumda vekilin davaya devam edilebilmesi için davacının mirasçıları tarafından kendisine vekaletname verilmesi gerekmektedir. Mahkemece davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması yada miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi için davacı vekiline kesin süre verilmesi hatalıdır. Yine davacının ölümü ile mirasçıları arasında elbirliği mülkiyeti oluştuğundan aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmakta olup, yargılamaya devam edilebilmesi için, dava dilekçesi ve duruşma gününün murisin tüm mirasçılarına yöntemince tebliğe edilerek, davacı sıfatıyla davayı takip etmeleri için kendilerine olanak tanınması ve bu şekilde taraf teşkilinin sağlandıktan sonra yargılamaya devamla işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
....
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.