11. Hukuk Dairesi 2019/1727 E. , 2020/5236 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Bakırköy(Kapatılan) 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi"nce verilen 15.02.2017 gün ve 2015/169 - 2017/27 sayılı kararı bozan Daire"nin 14.01.2019 gün ve 2017/2922 - 2019/294 sayılı kararı aleyhinde ayrı ayrı davalı vekili ile feri müdahil vekilleri tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, davacının TPMK nezdinde tescilli, tanınmış "PUMA" marka ve logolarının bulunduğunu, davalının, davacıya ait "sıçrayan kedi" şekil markası ile iltibas oluşturur şekilde benzer olan şekli taşıyan pilleri sattığını, davalının eylemin marka hakkına tecavüz oluşturduğunu ileri sürerek markaya tecavüzün tespitine, önlenmesine, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 556 sayılı KHK"nın 66/c maddesi uyarınca 1.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline ve hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ve fer’i müdahil vekilleri, ayrı ayrı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre, fer’i müdahil Mahmutoğlu Ltd. Şti"nin bozma sonrası sunduğu belgeler dikkate alındığında davaya konu işaretin pil emtiası üzerinde Şubat 2005 tarihinden itibaren kullanılmaya başlandığının tespit edildiği, Medeni Kanunun 2. maddesinden doğan sessiz kalma nedeniyle hak kaybı ilkesine göre dava hakkının hiç bir zaman sınırlaması olmaksızın sınırsız olarak tanınmasının hukuki güvenlik ve iyiniyet kurallarıyla bağdaşmayacağı, davacı markasının kullanım tarihi ile mezkur dava tarihi dikkate alındığında anılan madde kapsamında dava hakkının kötüye kullanılmasının söz konusu olduğu, davacının uzun süre sessiz kalarak hak kaybına uğradığı, bu hususun tanınmışlık kriterinden önce geldiği gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen kararın davacı vekilince temyizi üzerine karar Dairemizce bozulmuştur.
Davalı vekili ile fer’i müdahil vekilleri ayrı ayrı, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuşlardır.
Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı vekili ile fer’i müdahil vekillerinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekili ile fer’i müdahil vekillerinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 20,80 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 477,45 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen davalı ile fer’i müdahillerden ayrı ayrı alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 19.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.