Hukuk Genel Kurulu 2016/1006 E. , 2017/1200 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Antalya 4. İş Mahkemesince davanın davalı ... ve ... yönünden kabulüne, diğer davalılar yönünden ise reddine dair verilen 16.09.2013 gün ve 2009/873 E. 2013/410 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili ile davalılar ..., ..., ... ile ... Petrol Ürün. Paz. İnş. Tic. Ltd. Şti. vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 24.06.2014 gün ve 2014/58 E. 2014/14326 K. sayılı kararı ile bozulmuş, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda gereği görüşüldü:
Dava, iş ilişkisi nedeniyle uğranılan zararın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, bilirkişi raporları ile dosya içeriği dikkate alınarak davalılardan Feyzan ve ... yönünden davanın kabulüne, diğer davalılar yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davacı vekili ile davalılar ..., ... ve ... ile ... Petrol Ürün. Paz. İnş. Tic. Ltd. Şti. vekillerinin temyizi üzerine Özel Dairece yukarı da başlık bölümünde esas ve karar numarası belirtilen karar ile bozulmuş, mahkemece direnme kararı verilmiştir.
Hükmü temyize davacı vekili ile davalılar ... ve ... vekilleri getirmektedir.
I- Vekil ile takip edilen davalarda vekaletnamenin ibrazını düzenleyen 6100 sayılı HMK’nun 76 ncı, vekaletnamesiz dava açılması ve işlem yapılması halini düzenleyen HMK’nun 77 nci ve dava şartlarını düzenleyen HMK’nun 114/f maddeleri uyarınca usulüne uygun düzenlenmiş vekaletnamenin dosya içerisinde bulunması zorunludur.
Dosya içerisinde yapılan incelemede; davalı ... vekili olduğunu beyan eden Av. ...’a ait vekaletnameye dosya arasında rastlanılamamıştır.
Ayrıca davalılardan ... Petrol Ürün. Tur. Taş. Paz. İnş. Tic. Ltd. Şti. tarafından düzenlenen 14.01.2010 tarih ve 1081 yevmiye nolu “Süreli Vekaletname” ile, gereken tüm işlemleri yapması amacıyla Av. ...’un vekil tayin edildiği, ancak bahsi geçen bu vekaletnamenin “İş bu vekaletname 31.12.2010 günü mesai bitimine kadar geçerlidir.” şeklinde hüküm içerdiği ve vekaletnamede belirtilen sürenin sona ermesine karşın vekilin dosyaya yeni bir vekaletname sunmaksızın görevine devam ettiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda; davalı ... vekili olduğunu beyan eden ve aşamalarda yargılamayı takip ettiği de görülen Av. ...’a anılan davalı tarafından verilen; davalı ... Ürün. Tur. Taş. Paz. İnş. Tic. Ltd. Şti. tarafından ise varsa 31.12.2010 tarihinden sonra eldeki davayı takip etme konusunda Av. ...’a verilen vekaletname aslı veya onaylı örneğinin dosya içerisine sunulması, vekaletname aslı veya onaylı örneğinin sunulmaması durumunda ise yerel mahkeme direnme kararının davalılara tebliğ edilerek, tebligat parçalarının dosya içerisine eklenmesi ve açıklanan eksiklik giderildikten sonra Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmek üzere dosyanın mahalline geri çevrilmesi gerekmiştir.
II- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesinde yer bulan “Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir.
Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir. Bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir.
Bu kapsamda hukuki dinlenilme hakkının, bilgilenme/bilgilendirme, açıklama yapma, yargı organlarınca dikkate alınma ve kararların gerekçeli olması gibi hususları içerdiği açıktır. Bilgilenme hakkı, yargılamanın içeriğine dair tam bir bilgi sahibi olmanın yanında gerek karşı tarafın gerekse de yargı organlarının dosya içeriğine yapmış oldukları işlemleri öğrenmelerini kapsar. Bilgilenme/bilgilendirme hakkının etkin biçimde kullanılabilmesi için gönderilecek tebligat ve davetiyelerde kanunda öngörülmüş şekil şartlarına sıkı sıkıya uyulması gerekmektedir. Ayrıca bu hak sadece davanın başındaki iddia ve savunmalar açısından değil, yargılamanın her aşamasında dikkate alınmalıdır. Bu kapsamda devam eden bir yargılamada tarafların açıklamaları için bilgilendirme yeterli olmayıp, yargılamada yer alan diğer kişilerin (tanık, bilirkişi gibi) açıklamaları açısından da önemlidir. Bilgilenme hakkının usulüne uygun kullanımı ile tarafların haklarında öğrendikleri isnat ve iddialara karşı beyanda bulunabilme, davaya yönelik bilgi ve belge verebilme, yani açıklama yapma hakkı da hukuki güvenceye bağlanmaktadır. Böylece davanın her iki tarafına eşit şekilde açıklama yapma hakkı tanınması ile adaletin görünür kılınması sağlanacaktır. Açıklamada bulunma hakkı, tarafların, yazılı veya sözlü şekilde iddia ve savunmalara karşı itiraz edebilmelerini ve davaya ilişkin beyanda bulunmalarını sağlar.
Hal böyle olunca, davalı ...’in ceza yargılaması sonucunda tutuklandığı, hakkında verilen mahkumiyet kararının kesinleştiği ve hükümlü olarak cezaevinde bulunduğu, bu nedenle Antalya 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 14.12.2012 gün ve 2012/1182 E., 2012/1470 K. sayılı kararı ile oğlu ...’in kendisine vasi olarak atandığı, dava dilekçesinin davalı ...’e cezaevinde tutukluğu olduğu dönemde tebliğ edildiği bunun dışında ilk karar, bozma kararı, direnme kararı, direnme kararını temyiz dilekçesinin ise vasi olarak atanan oğlu ...’e tebliğ edilmek istendiği ancak tebliğ evrakının tebliğ imkansızlığı nedeniyle bila ikmal iade edildiği, direnme kararı ile direnme kararının temyizine dair dilekçelerin ise Tebligat Kanunun 35. Maddesine göre tebliğ edildiği görülmüş olup mahkemece usulüne uygun tebligat yapılmadığı anlaşılmıştır.
Yapılan açıklamalar karşısında davalı ...’e vasi olarak atanan oğlu ...’in ikametgah adresinin belirlenmesi bağlamında Antalya 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 14.12.2012 gün ve 2012/1182 E., 2012/1470 K. sayılı dosyası celp edilerek vasinin anılan mahkemeye bildirdiği ikametgah adresinin belirlenmesi ile bu adrese direnme kararı ve temyiz dilekçelerinin tebliğe çıkarılması, tebligat yapılamaması halinde ise adrese dayalı nüfus kayıt sistemindeki yerleşim adresi araştırılarak bu adrese Tebligat Kanununun 21/2 maddesi hükmünce ilgili belgelerin tebliği sağlanmalı, HUMK’un 433. maddesi çerçevesinde yasal süre beklenildikten sonra dosya yeniden Hukuk Genel Kurulu Başkanlığına gönderilmelidir.
Açıklanan nedenlerle eksiklik giderildikten sonra Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Başkanlığına gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine geri çevrilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 14.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.