20. Hukuk Dairesi 2014/7605 E. , 2014/8877 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili ve davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... Köyü, ... Mevkii ... ada ... parsel sayılı 976,28 m² yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliğiyle; ... ada ..., ..., ... ilâ ... sayılı parseller ile bir bütün olarak atalarından intikalen ... zilyetliğinde olduğundan, ifraz ve satışlardan söz edilerek ... adına tesbit edilmiştir.
Davacı Hazine, taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu, zilyetlikle edinilemeyeceği iddiasıyla, tespitin iptali ve Hazine adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne; çekişmeli parsellerin tesbitinin iptaline ve Hazine adına tapuya tesciline; taşınmazların 1. derecede sit alanında kaldığının tapu kütüğünün beyanlar hanesine yazılmasına, taşınmazlar üzerindeki davalıya ait olduğu anlaşılan 19 adet zeytin fidanının davalı adına kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesine ilişkin kurulan hüküm davalı gerçek kişi tarafından esasa ve Hazine tarafından da beyanlar hanesine yazılan muhdesat şerhi nedeniyle temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 07.06.2012 tarih ve 2012/244 E. - 8677 K. sayılı kararında özetle; "...1) Kesinleşmiş orman kadastro tutanak ve haritalarının uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi raporuyla çekişmeli parsellerin kazanndırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilemeyecek yerlerden olduğu belirlenerek, Hazinenin davasının kabulü yolunda hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmadığından, davalı gerçek kişinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine,
2) Çekilmeli parsellerin öncesi itibariyle yüksek eğimli makilik olduğu, eğiminin %12"den fazla olan tamamen maki cinsi ağaççıklarla kaplı, orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan, çevresinde bulunan aynı karakterdeki devlet ormanının devamı niteliğinde olduğu, 6831 sayılı Kanunun 1. maddesinin ikinci fıkrasının (J) bendi gereğince orman sayılan yerlerden olduğu belirlendiği, çekişmeli parsellerin, bu haliyle orman kadastro komisyonlarınca orman olarak sınırlandırılabileceği gibi, orman olarak kullanılmak üzere Orman Yönetimine tahsis edilebileceğinden çekişmeli parsellerin orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili ve beyanlar hanesinde yer alan muhdesata ilişkin şerhlerin silinmesine karar verilmesi..." gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, davanın kabulüne; dava konusu taşınmazların tesbitinin iptaline ve orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, taşınmazların 1. derecede doğal sit alanında kaldığının tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili tarafından taşınmazların niteliğine; davalı gerçek kişi vekili tarafından esasa ve muhdesata ilişkin olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1966 yılında yapılıp, 11.10.1968 tarihinde ilân edilen ve 11.01.1969 tarihinde kesinleşen seri usulde orman tahdidi, 1981 yılında yapılıp 13.05.1982 tarihinde ilân edilerek itirazsız yerlerde 13.05.1983, itirazlı yerlerde ise 30.07.1982 tarihinde ilân edilip, 30.07.1983 tarihinde kesinleşmiş, sınırlandırması yapılan ormanların aplikasyonu, orman kadastrosu ve 6831 sayılı Kanunun, 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulaması, 1991 yılında 3302 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve yatırdığı temyiz harcının istek halinde iadesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 28/10/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.