8. Hukuk Dairesi 2010/3681 E. , 2011/964 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı payı ve değer artış payı alacağı
... ile ... aralarındaki katkı payı ve değer artış payı alacağı davasının kabulüne dair ... Aile Mahkemesinden verilen 08.04.2010 gün ve 1337/553 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde edinilen Demirlibahçe 1600 ada 8 parsel sayılı taşınmazda 12 no.lu bağımsız bölümün davalı adına tescil edilerek, bilahare üçüncü kişiye satıldığını; niza konusu taşınmazın alımında daha önce yine evlilik birliği içinde satın alınarak davalı adına tescil edilen Altındağ’daki arsanın kat karşılığı müteahite verilmesiyle edinilen dairenin satış parasının ve vekil edeninin emekli ikramiyesinin kullanıldığını açıklayarak, fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 5000 TL alacağın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, boşanma ilamında tarafların boşanmanın mali sonuçlarına ilişkin karşılıklı talepleri olmadığı hususunun hüküm altına alındığını, kaldı ki davacının gelirini vekil edeninden gizlediğini, tamamını kişisel giderlerine ve yakınlarına sarfettiğini, vekil edeninin ablasının dava dışı Altındağ’da bulunan taşınmaz hissesini bedelsiz davalıya devri ile bu parsel üzerine kat karşılığı inşaat sözleşmesiyle yaptırılan binada 8 no.lu dairenin vekil edeni adına tescil edilerek, tarafların bir müddet bu yerde oturduklarını, ancak bir kısım apartman sakiniyle yaşanan ve adli mercilere intikal eden uyuşmazlık nedeniyle davalının kişisel malı niteliğindeki bu bağımsız bölümün satışıyla nizalı meskenin alındığını, davacının katkısı bulunmadığı gibi taşınmazın da bilahare müşterek borçları nedeniyle satıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, emekli ikramiyesi ve yardım sandığında mevcut birikimiyle niza konusu taşınmazın alımına katkıda bulunulduğu gerekçesiyle davanın kabulüne taleple bağlı kalınarak ve fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 5000 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
Taraflar 11.2.1986 tarihinde evlenmiş, 2.11.2007 tarihinde açılan boşanma davasının kabulü ve 24.3.2008 tarihinde kesinleşmesi ile evlilik birliği son bulmuştur. Başka mal
..//..rejimi seçilmediğinden eşler arasında 1.1.2002 tarihine kadar 743 sayılı MK.nun 170. maddesi uyarınca “mal ayrılığı”, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise 4721 sayılı TMK.nun 202. maddesi hükmü uyarınca yasal “edinilmiş mallara katılma” rejimi geçerlidir. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2.maddesi uyarınca boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir. Dava, değer artış payı alacağı isteğine ilişkindir. Tarafların boşanma ilamında karşılıklı olarak talep edilmediği bildirilen tazminatların evlilik birliği içinde edinilen bağımsız bölüme ilişkin bulunduğuna dair açıklama yer almadığına göre, hüküm altına alınan bölümün TMK.nun 174. maddesinde belirtilen boşanmanın feri niteliğinde bulunan tazminatlara ilişkin olduğunun kabulü gerekir.
Dava konusu 1600 ada 8 parselde 70/644 arsa paylı 12 no.lu bağımsız bölüm 13.12.2002 tarihinde davalı ... adına satın alma suretiyle edinilmiş, 6.1.2006 tarihinde dava dışı üçüncü kişiye satış suretiyle devredilmiştir. TMK. nun 227. maddesinde düzenlenen değer artış payı alacağı, ancak edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesi sırasında talep edilebileceği için, değer artış payı alacağına konu bir malın daha önce elden çıkarılmış olması halinde dahi buna ilişkin dava açılabileceği hususunda tereddüt bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmazın edinim ve satış tarihinde eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir.
Somut olayda davacı 1981 yılından itibaren memur olarak çalıştığı Telekom’dan 10.9.2002 tarihinde emekli olmuştur. Davalı ise 1986 yılında işçi statüsüyle girdiği kurumda bilahare yüksekokul diploması almak suretiyle teknisyen olarak çalışmıştır. Davacı taraf, Altındağ’da 1990 yılında bedeli birlikte ödenerek davalı adına satın alınan arsaya ilişkin pay nedeniyle, paydaşlar ile yüklenici arasında düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre davalı adına tescil edilen dava dışı taşınmazın satışından elde edilen bedel, emekli ikramiyesi ve ortak birikimleri bankadaki mevduatın birleştirilmesiyle uyuşmazlığa konu meskenin satın alınarak davalı adına tescil edildiğini açıklayarak alacak isteğinde bulunmuştur. Davalı taraf ise, ablası tarafından hibe edilen arsa üzerine yüklenici tarafından yapılan inşaat nedeniyle adına kaydedilen Altındağ’da bulunan dairenin satışından gelen bedelle dava konusu taşınmazın satın alındığını, kişisel malı olduğunu savunmuştur. Mahkemece, davacının emekliliği nedeniyle sosyal güvenlik ve yardım sandıklarından alınan ikramiye ve toplu ödeme ile katkıda bulunduğu kabul edilmek suretiyle taleple bağlı kalınarak tazminata hükmolunmuş ise de, evlilik birliği içinde satış suretiyle davalı adına tescil edilen ve Altındağ’da bulunan arsanın alımına davacının katkısının gözetilmemiş olması doğru değildir. Dava dışı Altındağ 9865 ada 2 parsel tarla vasfı ve 485 m2 yüzölçümü ile ...adına tapuya kayıtlı bulunmakta iken ½ payı 15.8.1990 tarihinde davalıya satış suretiyle aktarılmış; üzerine 1995 yılında kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile inşa edilen bina nedeniyle kat irtifakı kurularak, 8 numaralı bağımsız bölümü davalıya bırakılmış, davalı adına kayıtlı bağımsız bölüm 25.4.2002 tarihinde 3. kişiye satışla devredilmiştir. Söz konusu parsele ilişkin davalıya satış suretiyle devredilen payın önceki maliki Musa’nın davalının ablasının eşi olduğu bildirilmiştir. Taraflar davalı adına kayıtlı iken satılan önceki dairenin satış parasının nizalı evin alımına kullanıldığı hususunda ihtilafsızdır. Her ne kadar davalı taraf hibe nedeniyle arsanın kendisine devredildiğini dolayısıyla arsa karşılığı yükleniciden alınan bağımsız bölümün bu nedenle kişisel malı olduğunu belirtmiş ise de, toplanan delillerle bu husus kanıtlanamamıştır. Dava dışı 15.8.1990 tarihinde satın alma suretiyle bir kısım payı davalı adına tescil edilen, bilahare kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile davalı adına kat irtifakı kurulan ve 25.4.2002 tarihinde satılan bağımsız bölüme davacının katkıda bulunduğunun kabulü gerekir. Mahkemece yapılacak iş, tarafların evlilik tarihinden itibaren dava dışı 9865 ada 2 parselin alım tarihi 15.8.1990 tarihine kadar çalışma ve gelir bilgilerinin getirtilip, gerekirse bilirkişi incelemesi yaptırılarak, ayrı ayrı her birinin gelirinden sosyal konumları gereği kişisel harcamalarının düşülmesi, yanı sıra alım tarihi itibariyle geçerli 743 sayılı MK.nun 152. maddesi gereğince davalı kocanın geçim yükümlülüğü nazara alınarak, tasarruf edebilecekleri miktarın ve arsanın alım tarihi itibariyle katkı oranlarının tespiti, TMK.nun 220/4. maddesine göre kişisel malların yerine geçen değerler de kişisel mal sayılacağından, davacının emekli ikramiyesi ve sandıktan aldığı ödemenin yanı sıra dava konusu taşınmazın edinimine dava dışı arsa üzerine kat karşılığı inşaat sözleşmesiyle yaptırılan binada davalı adına tescil edilen bağımsız bölümün 25.4.2002 tarihinde 3. kişiye satışından gelen- nizalı evin alımına aktarılan bedeli nedeniyle de açıklanan şekilde tespit edilecek oranda katkısı bulunduğunun kabulü ve taleple bağlı kalınarak hüküm kurulması gerekir.
Ayrıca, dava konusu bağımsız bölümün 37.000 TL"ye satın alındığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmamasına rağmen, belirlenen bedel üzerinden hesaplama yapılması da doğru değildir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekili ile davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasa hükümlerine uygun bulunmayan hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve 75,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine 24.02.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.