Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/14420 Esas 2013/15040 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/14420
Karar No: 2013/15040

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/14420 Esas 2013/15040 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2013/14420 E.  ,  2013/15040 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İSLAHİYE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 14/12/2012
    NUMARASI : 2009/635-2012/415

    Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece  davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı M. G.vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi,  Tetkik Hakimi .raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    Dava, elatmanın önlenmesi  isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne  verilmiştir.
    Dosya içeriğine göre, davalınan kendisini vekili ile temsil ettirdiği, 21/03/2012 tarihli duruşmada davacının duruşmaya gelmediği, davalı vekilinin de davayı takip etmeyeceğini söylediği, mahkemece dosyanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 150. maddesi gereğince işlemden kaldırıldığı, davacının 23/03/2012 tarihli dilekçe ile  yenileme talebinde bulunduğu, yenileme dilekçesinin davalı asile tebliğ edildiği, yine sözlü yargılama için çıkartılan tebligatın davalı asile yapıldığı anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere;  Tebligat Kanunu (T.K.) 11. maddesine göre,  “Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır. Vekil birden çok ise bunlardan birine tebligat yapılması yeterlidir. Eğer tebligat birden fazla vekile yapılmış ise, bunlardan ilkine yapılan tebliğ tarihi asıl tebliğ tarihi sayılır. Ancak, Ceza Muhakemeleri Usulu Kanununun, kararların sanıklara tebliğ edilmelerine ilişkin hükümleri saklıdır”
    Somut olayda, kendisini vekil ile temsil ettiren davalı adına çıkartılan tebligatın  vekiline yapılması gerekirken, vekil eden davalı asile yapılmış olması nedeni ile taraf teşkilinin sağlanmadığı görülmektedir. 
    Hal böyle olunca, mahkemece yukarıda açıklanan ilke ve gerekçeler doğrultusunda, duruşma günün davalı vekiline tebliğ edilerek, taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davalı vekilinin  temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle  (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.11.2013  tarihinde oybirliğiyle karar  verildi.

     

     

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.