21. Hukuk Dairesi 2016/10655 E. , 2018/869 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacılar, ölüm aylığına hak kazandığının tespitiyle 03.05.2000 yılından itibaren ölüm aylığı bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacı ..."un tüm temyiz itirazlarının reddine,
2- Davacı ..."un temyizine gelince;
Dava, davacıların 03/05/2000 tarihinde iş kazası neticesinde vefat eden oğulları ..."tan dolayı ölüm aylığına hak kazandıklarının tespiti ile ölüm tarihi olan 03/05/2000 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacıların oğlu ..."un 15/06/1999-10/07/1999 tarihleri arasında 24 gün 506 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığının bulunduğu, 31/03/2003 tarihli Soruşturma raporu ile murisin 03/05/2000 tarihindeki bir günlük sigortalılığının tespit edilerek aynı tarihte iş kazası neticesinde vefat ettiğinin kabul edildiği, ölüm tarihinde bekar olduğu, davacıların 13/02/2013 tarihinde oğullarının iş kazası sonucunda vefatından dolayı ölüm aylığı talebinde bulundukları ve Kurum tarafından geçimlerinin oğulları tarafından sağlanmadığı gerekçesiyle taleplerinin reddedildiği anlaşılmaktadır.
506 sayılı Yasanın 69. maddesinde anne ve babaya ölüm aylığı bağlanmasının koşulları düzenlenmiş olup davacıların oğlu ..."un ölüm tarihi olan 03/05/2000 tarihinde yürürlükte bulunan hükme göre, anne ve babaya aylık bağlanabilmesi için ölüm tarihinde anne ve babanın geçiminin ölen sigortalı tarafından sağlandığının tespit edilmesi gerekmektedir.
Ancak, bu maddede yer alan “geçiminin sigortalı tarafından sağlandığı belgelenen” ibaresi 29/07/2003 tarih ve 4958 sayılı Kanunun 35. maddesiyle “... kuruluşlarına tabi çalışmayan veya 2022 sayılı Kanuna göre bağlanan aylık hariç olmak üzere buralardan her ne ad altında olursa olsun gelir veya aylık almayan” şeklinde değiştirilmiş olup madde metni “Sigortalının ölümü tarihinde eşine ve çocuklarına bağlanması gereken aylıkların toplamı, sigortalıya ait aylıktan aşağı olursa, artanı, eşit hisseler halinde ... kuruluşlarına tabi çalışmayan veya 2022 sayılı Kanuna göre bağlanan aylık hariç olmak üzere buralardan her ne ad altında olursa olsun gelir veya aylık almayan ana ve babasına aylık olarak verilir.” olarak düzenlenmiştir.
Somut olayda, davacıların oğulları ..."un ölümü tarihinde geçimlerinin onun tarafından sağlanmadığı anlaşılmakta ise de 29/07/2003 tarih ve 4958 sayılı Kanunun 35. maddesiyle yapılan değişiklik kapsamında da davacıların durumları değerlendirilmelidir. Buna göre, davacılardan ..."un 01/04/2003 tarihinden itibaren Bağ-Kur kapsamında yaşlılık aylığı aldığı anlaşıldığından bu hükümden yararlanamayacağı açık olup davacı ... yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru ise de ..."un herhangi bir ... kuruluşu kapsamında çalışmasının, aylık ve gelirinin olmaması dikkate alındığında 29/07/2003 tarih ve 4958 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik kapsamında bu tarihten sonra aylığa hak kazandığının kabul edilmesi gerekmektedir.
Ayrıca, davacılardan ..."un talebi değerlendirilirken 506 sayılı Yasanın 99/1. maddesinde yer alan “Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, iş kazalarıyla meslek hastalıkları ve ölüm sigortalarından hak kazanılan gelir ve aylıklar, hakkı doğuran olay tarihinden itibaren beş yıl içinde istenmezse zamanaşımına uğrar. Bu durumda olanların gelir ve aylıkları yazılı istek tarihini takibeden aybaşından itibaren başlar.” hükmü ile 5510 sayılı Yasanın 97/1. maddesinde “Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, iş kazası, meslek hastalığı, vazife malullüğü ve ölüm hallerinde bağlanması gereken gelir ve aylıkların, hakkın kazanıldığı tarihten itibaren beş yıl içinde istenmeyen kısmı zamanaşımına uğrar.” hükmü de değerlendirilmelidir.
Yapılacak iş, davacı ..."un 29/07/2003 tarih ve 4958 sayılı Kanun ile yapılan değişikliğe göre bu tarihten sonra aylığa hak kazandığını dikkate alıp 506 sayılı Yasanın 99/1. maddesi ile 5510 sayılı Yasanın 97/1. maddesi hükümlerini de göz önünde bulundurarak bir karar vermekten ibarettir.
Bununla birlikte, davacılardan ..."un adının karar başlığında yazılmamış olması da hatalı olmuştur.
O halde, davacı ..."un bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, aşağıda yazılı temiz harcının temyiz eden davacılardan ..."a yükletilmesine, 08/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.