19. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/2225 Karar No: 2018/67 Karar Tarihi: 17.01.2018
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/2225 Esas 2018/67 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı, çeki düzgün ciro silsilesiyle aldığını iddia ederek davacıların menfi tespit davasını reddetmiştir ancak mahkemece bozma kararına uyulmadan davanın reddine karar verilmiştir. Dairenin bozma ilamında belirtildiği üzere işin esasına girilerek tarafların tüm delilleri toplanarak karar verilmesi gerektiği söylenmiştir. Kararın sonunda İcra ve İflas Kanunu'nun 72. maddesi gereği menfi tespit davası açıldığı ve çeki kullanarak borçlu olunmadığının tespit edilmesi talep edildiği belirtilmiştir. Kararda geçen kanun madde numarası belirtilmemiştir.
19. Hukuk Dairesi 2017/2225 E. , 2018/67 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma üzerine yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacılar vek. Av. ... ile davalı vek. Av...."nin gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan taraf vekillerinin sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacılar vekili, davacılardan ... Sistemleri Taahhüt San.ve Dış Tic. Ltd. Şti"nin 13.12.2011 keşide tarihli, 85.000,00 TL bedelli çeki davalının diğer davacı ... Taahhüt Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti."ne olan borcuna karşılık verdiğini, ... Ltd. Şti"nin çekin keşide tarihini 30.05.2012 olarak değiştirerek davalıya verdiğini, davalının çeki kredi teminatı olarak kullandığını ve iade edeceğini beyan ettiğini, ancak çeki iade etmeyip, bankaya ibraz ederek aleyhe icra takibine başladığını, çekin bedelsiz olup, ciro silsilesinde de kopukluk bulunduğunu belirterek, icra takibinden dolayı müvekkillerinin borçlu olmadıklarının tespitine, takibin ve çekin iptaline, %40"tan az olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davalının çeki alacağına karşılık düzgün ciro silsilesiyle aldığını savunarak davanın reddi ile tazminata karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın konusu kalmadığından esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 25/03/2016 gün 2015/12376-2016/5467 sayılı ilamı ile "İcra hukuk mahkemesinin istihkak ve ihalenin feshi dışındaki kararları maddi hukuk açısından kesin hüküm teşkil etmez, bu kararlar takip hukuku yönünden kesindir ve tarafları bağlar. İşbu dava ise, niteliği itibariyle İİK"nun 72. maddesine göre açılmış bir menfi tespit davası olup, çek nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemini içermektedir. Bu durumda mahkemece işin esasına girilerek tarafların tüm delilleri toplanıp birlikte değerlendirilmek suretiyle varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekmektedir. Hal böyle olunca mahkemece yanılgılı gerekçelerle davanın konusu kalmadığından esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bozulması gerekmiştir." gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda kambiyo senedine bağlı hakkın ortadan kalktığı yönündeki tüm iddiaların yazılı delille kanıtlanması gerektiği gerek imzası inkar edilmeyen ve ciro silsilesi olarak da davacı anlatımları ile desteklenmeyen çeke gerekse tarafların birbiri ile örtüşmeyen ancak kambiyo evrakını hükümsüz kılacak bir kayıt sunulamayan ticari defterlere göre davacının davası sabit görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dairemiz bozma ilamında "mahkemece işin esasına girilerek tarafların tüm delilleri toplanıp birlikte değerlendirilmek suretiyle varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerektiği" belirtilmiş olup mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozmada belirtilen hususlarda herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmaksızın karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Mahkemece bozma ilamında belirtildiği üzere işin esasına girilerek tarafların tüm delilleri toplanıp hep birlikte değerlendirilmek suretiyle varılacak uygun sonuç dairesinde karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacılar yararına takdir edilen 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara ödenmesine, peşin harcın istek halinde davacılara iadesine, 17/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.