8. Hukuk Dairesi 2010/5674 E. , 2011/915 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı payı alacağı
... ile ... Kaleli aralarındaki katkı payı alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair.... Aile Mahkemesinden verilen 11.05.2010 gün ve 473/433 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili ile davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 22.02.2011 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı vekili Avukat ... geldi. Başka kimse gelmedi.Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek, dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı ... vekili; tarafların 1982 yılında evlenip, 6.11.2008 tarihinde kesinleşen hükümle boşandıklarını, vekil edeninin 2.1.1979 tarihinden itibaren Ziraat Bankası...Şubesinde bankacı olarak çalıştığını ve gelir elde ettiğini, davalının ise subay olduğunu, 1989 senesinde satın alınan 1565 parsel sayılı tarlanın davalı eş adına tapuda kayıtlı bulunduğunu, vekil edeninin bu taşınmazın edinilmesinde çalışmaları karşılığında elde ettiği gelirlerle 1987 yılında edindiği ... Konut yapı kooperatifindeki hissenin satılması sonucunda Narlıdere Yeniköy mevkiindeki inşaat halindeki bir binadan aldığı hisseyi satmak ve üzerine arkadaşı olan kişinin kendisi için aldığı krediyi eklemek suretiyle en az ½ oranında katkı sağladığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik gayrimenkulün ½ sinin takriben karşılığı olan 30000 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak vekil edenine verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili ise; evlilik birliği içinde edinilen ve taraflara ait bulunan tüm mal varlığının birlikte edinildiğini, tarafların katkılarının gelirleri kadar olduğunu, bu şekilde edinilen ve davacı adına kayıtlı bulunan Didim Akbük’deki yazlık nedeniyle vekil edeninin de davacı aleyhine 50000 TL katkı payı istekli dava açtığını ve bu davanın Didim Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/537 Esasında kayıtlı bulunduğunu, davacının bankacı olması nedeniyle tarafların gelirlerinin tasarrufu ve değerlendirilmesi işinin davacıya bırakıldığını ancak davacının bu görevini kötüye kullanarak kendisine ve ailesine çıkar sağladığını, davacının annesinin yanlarında yaşaması nedeniyle bakım ve iaşesinin evlilik gelirlerinden sağlandığını ayrıca davacının annesine ait bağkur pirimlerinin de davacı tarafından ödendiğini belirterek yapılacak hesaplamada bu durumların dikkate alınmasını ve taraflar adına kayıtlı mal varlıklarının hesabı sonucunda meydana çıkacak hak ve alacaklarına göre, takas ve mahsup işlemlerinin yapılmasını istediklerini savunmuş, 25.12.2009 hakim havale tarihli dilekçesinde de dava konusu taşınmazın, vekil edenine miras yolu ile kalan taşınmazlardaki hissesini kardeşine devretmesi karşılığında elde ettiği 9000 TL gelirle alındığı iddiasında bulunmuştur.
Mahkemece, “ Davanın kısmen kabulüne 17950 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine…” karar verilmesi üzerine; hüküm davalı vekili ile davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar 13.5.1982 tarihinde evlenmiş, 11.9.2006 tarihinde davacı ... tarafından açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün kesinleşmesi ile 6.11.2008 tarihinde boşanmışlardır.
Dosya arasında bulunan tapu kayıt örneklerine göre; 1. derece doğal sit alanı kapsamında kalan ve zeytinli tarla niteliğinde bulunduğu belirtilen, dava konusu taşınmazın 30.6.1989 tarihinde satın almaya dayanılarak davalı ... adına kayıtlandığı, evliliğin başladığı 13.5.1982 tarihinden dava konusu taşınmazın alındığı tarihe kadar davacı ...’ın bankacı, davalı ...’un ise, subay olarak düzenli bir biçimde çalıştıkları ve gelir elde ettikleri anlaşılmaktadır.
Dava konusu taşınmazın davalı tarafından edinildiği tarih, 743 sayılı TKM’nin 170. maddesine göre eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu döneme ilişkin bulunduğuna göre, taraflar arasındaki uyuşmazlığın Borçlar Kanununun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulması gerektiği konusunda bir duraksama bulunmamaktadır. Bu durumda davacı; evlilik birliğinin başladığı 13.5.1982 tarihinden taşınmazın edinildiği tarihe kadar geçen dönem içinde, davalı adına tapuda kayıtlı bulunan uyuşmazlık konusu taşınmazın edinilmesinde doğrudan maddi bir katkısı olduğunu kanıtlayabildiği taktirde katkı payı alacağı hakkına sahip olabilir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın edinilmesinde davacının katkı oranının %30 olduğu görüşünden hareketle davanın kısmen kabulü ve kısmen reddine karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
Evliliğin başladığı tarihten dava konusu taşınmazın alındığı tarihe kadar düzenli olarak çalıştıkları ve gelir elde ettikleri belirlenen taraflara ait çalışma ve gelir bilgileri dosya içerisine getirtildiği halde bu kayıtlar uzman bir bilirkişi aracılığı ile incelenmemiş, davalı vekili tarafından dosyaya sunulan 25.12.2009 hakim havale tarihli dilekçesinde dile getirilen miras mallarının ne olduğu nerede bulunduğu, ne zaman ve ne şekilde davalıya intikal ettiği, değerlerinin ne olduğu gibi hususlar üzerinde durulmadan, sadece davalı tanığı olan ve söz konusu miras hissesini davalıdan devraldığı ileri sürülen ve boyacılık yaparak hayatını kazandığı anlaşılan ...’nin başka somut delillerle desteklenmeyen beyanı yeterli görülerek karar verilmiştir.
Bu nedenle; iddia ve savunmalar da dikkate alınarak ve dosyada bulunan taraflara ait çalışmalara esas belgeler ışığında, tarafların her birinin toplam gelirinden kişisel harcamaları ile kocanın 743 sayılı TKM’nin 152. maddesi uyarınca evi geçindirme yükümlülüğü uyarınca yapması gereken harcamalar çıktıktan sonra yapabilecekleri tasarruf miktarının ne olacağı hususunda hukukçu bir bilirkişi ve mali müşavir bilirkişiden de görüş alınmak suretiyle belirlenmesi, daha sonra toplam tasarruf miktarı karşısında davacı eşin tasarruf oranının bulunması, bulunan bu oranın dava konusu mal varlığının dava tarihindeki doğru ve usulüne uygun olarak belirlendiği anlaşılan değeri ile çarpılarak varsa katkı payı alacağının tespit edilmesi ve ondan sonra uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekir.
Açıklanan yönler üzerinde durulmadan ve yeterli inceleme, araştırma yapılmadan varsayımsal bir değerlendirme ile davacının katkı oranının %30 olduğu sonucuna varılamaz.
Saptanan bu olgu ve değerlendirmeler karşısında herhangi bir gerekçe içermeyen davalı vekilinin, temyiz itirazının REDDİNE, davacı vekilinin temyiz itirazlarının ise açıklanan nedenlerle kabulüyle eksik araştırma ve incelemeye dayalı usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 825 TL. avukatlık ücretinin davalıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davacıya verilmesine ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacı ...’a ve 209,80 TL peşin harcın ise istek halinde temyiz eden davalı ..."ye iadelerine 22.02.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.