Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/5668
Karar No: 2011/909
Karar Tarihi: 22.02.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/5668 Esas 2011/909 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/5668 E.  ,  2011/909 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Alacak

    ...ile Ayşe Bayraktar aralarındaki alacak davasının reddine dair Eskişehir 2. Aile Mahkemesinden verilen 29.07.2010 gün ve 834/701 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 22.02.2011 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı vekili Avukat ... ve karşı taraftan davalı vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi gereği düşünüldü:
    K A R A R

    Davacı ... vekili, davalı adına tapuda kayıtlı olan 1167 ada 14 parseldeki 1 nolu meskenin öncesinin vekil edenine ait bulunduğunu ve evlilik birliği içinde hayat arkadaşları olmaları nedeniyle bu taşınmazın vekil edeni tarafından davalıya devredildiğini, tapu harçlarını az ödemek amacıyla yapılan işlem, hiçbir bedel alınmadığı için esasında bağış olduğu halde satış gibi gösterildiğini, daha sonra taraflar arasında ortaya çıkan geçimsizlik nedeniyle boşanma aşamasına gelindiğini belirterek, tarafların boşanmaları üzerine vekil edeninin yapmış olduğu devir nedeniyle zarara uğrayacağını açıklayarak; davalı adına tapuda kayıtlı bulunan dava konusu taşınmazın bedeline karşılık olmak üzere ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 3000 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile; ayrıca, davalının evlilik birliği içinde resmi makamları yanıltarak haksız bir biçimde Ağustos 2006 yılından bu yana almakta olduğu vekil edenine ait emekli maaşına karşılık olmak üzere de yine fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 3000 TL"nin Paranın alındığı aylardan başlayacak faizi ile birlikte davalıdan alınarak vekil edenine verilmesini istemiş; daha sonra ıslahla maaşa ilişkin talebini 68630 TL"ye çıkardığını açıklamıştır.
    Davalı ... Bayraktar vekili ise, dava konusu taşınmazın davacı tarafından vekil edenine bağışlandığına ilişkin iddianın doğru olduğunu ancak bağıştan rücu için gerekli olan 1 yıllık hak düşümü sürenin geçirilmesinden sonra görülmekte olan davanın açıldığını, kaldı ki dava konusu taşınmazın vekil edenine bağışlanmasından sonra davacı tarafından vekil edeni aleyhine açılan ilk boşanma davasının feragat nedeniyle ret edildiğini ve ayrıca boşanmada vekil edeninin kusurlu bulunmadığını dolayısı ile bağıştan rücu koşullarının olayda gerçekleşmediğini; vekil edeninin davacıya ait emekli maaşını almasının nedeninin de yasal olarak yaptığı isteğin kabul görmesinden kaynaklandığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece; davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosya arasında bulunan kayıt ve belgelere göre; tarafların 31.10.2000 tarihinde evlendikleri, davacı kocanın 19.9.2006 tarihinde açtığı boşanma davasının 2.10.2006 tarihinde feragat nedeniyle ret edildiği ve daha sonra davacı koca tarafından 19.1.2007 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün kesinleşmesiyle 6.5.2010 tarihinde boşandıkları, dava konusu taşınmazın davacı tarafından 29.3.2001 tarihinde davalıya kayden devredildiği, davalı Ayse’nin SSK"ya verdiği 15.2.2005 günlü dilekçe ile eşi ile ayrı yaşadıklarını belirterek Belçika makamlarınca eşi ...’a ödenin maaştan kendisine ödeme yapılmasını istediği, bu dilekçenin Belçika makamlarına iletilmesi sonucunda istekte bulunan eş Ayşe’ye 1.3.2005 tarihinden itibaren Celal’e ait emekli maaşının yarısının ödenmeye başlandığı ve maaş geliri sahibi olan Celal’in bu durumdan 9.5.2006 tarihinde haberdar edildiği, davacı ...’in bu ödemelere, ödemeyi yapan makam huzurunda Haziran 2008 yılına kadar herhangi bir karşı koyması olmadığı, Haziran 2008 yılında da sadece boşanma kararını ibraz ettiği ve kendisinden boşanmanın kesinleştiğine ilişkin belge sunmasının istendiği ve bu isteğe ilişkin bilginin kendisine 16.7.2008 tarihinde ulaşmasına rağmen ödemeyi yapan makama bilgi vermediği anlaşılmaktadır.
    Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, taraflar arasında dava konusu taşınmazın davacı ... tarafından 29.3.2001 tarihinde davalı ...’ye bağışlandığı konusunda bir uyuşmazlık bulunmadığına, bağıştan rücu koşullarına dayanarak verdiği taşınmazın bedelini isteyen davacının taşınmazın bağışlanmasından sonra açtığı boşanma davasından feragat etmesi karşısında, bağıştan rücu koşullarının o tarih itibariyle ortadan kalktığının ve davalının afedildiğinin kabulü gerektiğine, bu olgunun gerçekleşmesinden sonra oluşan geçimsizlik nedenine dayalı boşanmanın gerçekleşmesi durumunda vaz geçilen bir hakka dayanılarak yeniden istemde bulunmanın olanaklı olmadığının açık bulunmasına, davalı kadının ilgili makamlara yaptığı başvurunun kabulünden sonra kendisine yapılan maaş ödemelerinden usulüne uygun şekilde haberdar edilen davacının bu ödemeleri yapan makama görülmekte olan davanın açıldığı tarihe kadar ödemenin haksız ve yersiz olduğuna ilişkin usulüne uygun şekilde başvurmadığı, diğer bir anlatımla görülmekte olan dava tarihine kadar ve hatta boşanma kararının kesinleşmesine kadar yapılan ödemelere onay verdiği anlaşıldığına, yapılan ödemelere verilen onaydan sonra ödemelerin haksız ve usulsüz olduğunu ileri sürmek iyiniyet kuralları ile bağdaşmayacağına göre, davanın reddine karar verilmesinde her hangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
    Davacı vekilinin, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunmadığından reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan yerel mahkeme hükmünün ONANMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Hükümleri uyarınca 825 TL. avukatlık ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalıya verilmesine ve aşağıda dökümü yazılı 17,15 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 1,25 TL’nın temyiz eden davacıdan alınmasına 22.02.2011 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
    KARŞI OY

    Toplanan deliller, tüm dosya kapsamı, özellikle davacı vekilinin dava dilekçesindeki ve sonraki açıklamaları dikkate alındığında, dava konusu 1167 ada 14 nolu parseldeki 4/20 arsa paylı zemin kat 1 nolu meskenin davacı tarafından bizzat tapuda 4.250.000.000 TL bedelle davalıya tapu memuru huzurunda düzenlenen resmi satış sözleşmesiyle 29.03.2001 tarihinde tam mülkiyet üzere herhangi bir takyidat olmaksızın satış yapıldığı tartışmasızdır.
    Bilindiği üzere ve kural olarak; Borçlar Kanununun 18.maddesi yollamasıyla 01.04.1974 tarih ½ sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararı gereğince yapılan temlikin muris muvazaası olarak nitelendirilmesi zorunludur. Tevhidi İçtihat gerekçesinde de yazılı olduğu üzere, burada görünürdeki işlem satış, gizlenen işlem bağıştır. Ancak tapu memuru ya da noterde yöntemine uygun olarak bağış sözleşmesi yapılmadığı için bu işlemin bağış olarak nitelendirilmesi ve somut olayla hiçbir bağlantısı olmadığı halde, bağıştan rücu koşullarının bulunup bulunmadığının irdelenmesi doğru olmamıştır.
    Buna karşın tapuda temliki yapan kişinin bizzat davacı, satın alan kişinin davalı kişi olması nedeniyle somut olayda 07.10.1953 tarih 8/7 sayılı Tevhidi İçtihat uyarınca taraf muvazaasının bulunduğu tartışmasızdır. Taraf muvazaasının nasıl ispat edileceği ise belirtilen tevhidi içtihada göre yazılı delil ön koşuldur. Somut olayda, tarafların temlik tarihinde Medeni Kanun hükümlerine göre resmi nikahlı eş olmaları nedeniyle yazılı delil başlangıcı niteliğinde kanıtlar bulunduğu takdirde diğer delillerle de ispat edilmesi olanaklıdır.
    Hal böyle olunca, davacının isteğinin belirtilen tevhidi içtihat kapsamına göre değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, maddi olay ve hukuki nitelemenin özellikle muris muvazaası (somut olayda muris söz konusu değildir) taraf muvazaası, bağıştan rücu gibi farklı müesseselerin karıştırılarak yazılı olduğu üzere hüküm verilmesi doğru olmamıştır. Açıkladığım gerekçelerle Sayın çoğunluğun onama yönünde tecelli eden görüşlerine katılmam mümkün bulunmamaktadır. Bu sebeplerle yerel mahkeme kararının bozulması gerektiği kanaatindeyim. 22.02.2011

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi