21. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/21122 Karar No: 2014/15674 Karar Tarihi: 30.06.2014
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2013/21122 Esas 2014/15674 Karar Sayılı İlamı
Özet:
2011 yılında yürürlüğe giren Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 321. maddesine göre, hükmün tefhimi için gerekçesiyle birlikte açıklanamadığı durumlarda en geç bir ay içinde gerekçeli kararın yazılarak tebliğe çıkartılması gerekmektedir. Gerekçeli kararın taraflara tebliği zorunludur. Hüküm tüm unsurları ve gerekçesiyle birlikte tefhim edilmişse temyiz süresi tefhim tarihinden başlar. Temyiz eden taraf kararın gerekçesini dikkate alarak yeni temyiz gerekçelerine dayanabilir. Temyiz eden davalı Kurum vekili tarafından sunulan temyiz dilekçesi, davacı vekiline yöntemince tebliğ edilmeli ve dosyaya tebligat parçası eklenerek gönderilmelidir. Kanun maddeleri: HMK'nın 321. maddesi, Anayasa Mahkemesi Başkanlığı'nın (İkinci Bölüm) 20.03.2014 gün ve 2012/1034 Başvuru sayılı kararı, 5521 sayılı Kanun'un 8. maddesi, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 433. maddesi.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 321.maddesinin 2.fıkrasına göre; kararın tefhimi için hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanamadığı ve bu nedenle zorunlu olarak hüküm özetinin tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir. Bu hüküm doğrultusunda, hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte tefhim edilmediği hallerde gerekçeli kararın taraflara tebliği zorunludur (Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’nın (İkinci Bölüm) 20.03.2014 gün ve 2012/1034 Başvuru sayılı kararı da aynı yöndedir). Mahkemece, taraflara tefhim edilen kısa kararda (hüküm özeti) hükmün tüm unsurları yer almakla birlikte kararın gerekçesinin tefhim edilememesi halinde temyiz süresi gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlar. Ancak, hüküm tüm unsurları ve gerekçesi ile birlikte tefhim edilmiş ise artık hükmün HMK’nın 321/2 maddesine göre usulüne uygun ve eksiksiz bir biçimde tefhim edildiği kabul edilir ve temyiz süresi tefhim tarihinden itibaren başlar. 5521 sayılı Kanun‘un 8.maddesinde yer alan ve temyiz süresinin başlangıcına esas alınan tefhim kavramının “hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklandığı hal“ olarak anlaşılması zorunludur. Tarafların, gerekçeli karar tebliğ edilmeden önce, temyiz süre tutum dilekçesi veye gerekçeli temyiz dilekçesi sunmak suretiyle kararı temyiz ettikleri hallerde dahi, kararın gerekçesini dikkate alarak yeni temyiz gerekçelerine dayanmaları mümkün olduğundan, bu gibi hallerde bile gerekçeli kararın taraflara tebliği gerekir. Davanın tümden kabulü yada reddi söz konusu olsa bile tarafların kararın gerekçesini temyiz etmekte hukuki yararları bulunabileceğinden, bu gibi durumlarda bile gerekçeli kararın yöntemince taraflara tebliği zorunludur. Yukarıda yer alan açıklamalar doğrultusunda; Temyiz eden davalı Kurum vekili tarafından sunulan temyiz dilekçesinin, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 433. maddesi gereğince davacı vekiline yöntemince tebliğ edilerek, tebligat parçası eklendikten sonra gönderilmek üzere, dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 30/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.