12. Ceza Dairesi Esas No: 2013/16573 Karar No: 2014/7024 Karar Tarihi: 20.03.2014
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2013/16573 Esas 2014/7024 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanığın, 118 promil alkollü olarak araç kullanması sebebiyle trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan beraatine karar verilmiştir. Ancak, alkol ve uyuşturucu maddenin etkisiyle emniyetli bir şekilde araç kullanamayacak kişinin bu halde araç kullanması suçtur ve sanığın güvenli sürüş yeteneğini kaybettiği ve suçu işlediği tespit edilmiştir. Bu nedenle mahkeme kararı, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları doğrultusunda bozulmuştur. Kanun maddeleri olarak 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 179/3. maddesi esas alınmıştır. Bu madde, alkol veya uyuşturucu maddenin etkisiyle emniyetli bir şekilde araç kullanamayacak kişinin, bu halde araç kullanması suçu olarak tanımlanmaktadır.
12. Ceza Dairesi 2013/16573 E. , 2014/7024 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname no : 12 - 2013/163608 Mahkemesi : Oltu Sulh Ceza Mahkemesi Tarihi : 25/03/2013 Numarası : 2013/12-2013/143 Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın beraatına ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: 5237 sayılı TCK’nın 179/3. maddesinde düzenlenen; alkol ve uyuşturucu madde etkisiyle veya başka bir nedenle “emniyetli bir şekilde” araç kullanamayacak kişinin, bu halde araç kullanması suçu kasıtla işlenebilecek bir suçtur. Alkol ve uyuşturucu maddenin sırf kullanılmış olması bu suçun oluşması için yeterli olmamakla birlikte Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Kurulu raporlarında istikrarlı bir şekilde vurgulandığı üzere; alkollü bir şekilde trafikte seyreden bir sürücünün alkol konsantrasyonu hangi seviyede olursa olsun bireysel farklılıklar göstermekle birlikte trafik güvenliği açısından değişen derecelerde risk oluşturabileceği, ancak bu durumun tehlike arz edecek düzeyde olup olmadığı, dolayısıyla sürücünün tesiri altında bulunduğu alkol seviyesinde araç kullanması halinde, güvenli sürüş yeteneğini kaybedip etmediği, bireyin o andaki sürüş ehliyetini belirleyebilecek dikkat, algı, denge, refleks, psikomotor ve nöromotor koordinasyon gibi nörolojik, nistagmus, akomadasyon, görme gibi oftalmolojik ve genel durumunun tespitine yönelik detaylı dahili muayenesine yönelik tıbbi verilerin değerlendirilmesi ile mümkün olabileceği, ancak böyle bir tespit yapılmamış olsa bile bireysel farlılıkları da elimine edebilecek şekilde 100 promilden yüksek olarak saptanan alkol düzeyinin, güvenli sürüş yeteneğini kaybettireceğinin, bilimsel olarak kabulü gerektiği anlaşılmakla; İncelenen dosyada; olaydan 2 saat sonra yapılan ölçümde 118 promil alkollü olarak araç kullandığı tespit edilen sanığın, güvenli sürüş yeteneğini kaybettiği ve dolayısıyla atılı suçtan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği halde, beraatine karar verilmesi isabetsiz olup, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 20.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.