Esas No: 2021/1318
Karar No: 2021/1022
Karar Tarihi: 16.09.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1318 Esas 2021/1022 Karar Sayılı İlamı
T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ....
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
....
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
.....
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/06/2021
NUMARASI ......
DAVA TARİHİ : 07/05/2019
KARAR TARİHİ : 16/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/09/2021
Taraflar arasındaki istirdat istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı taraf vekillerince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava dışı asıl borçlu ile davalı banka arasında akdedilen tarım kredisine kefil olduğunu, müvekkiline hukuka aykırı ve iradesi dışında genel kredi sözleşmesi ve imece kartına da kefil yapıldığını, davalı tarafından asıl borçlunun kullandığı, müvekkilinin taraf olmadığı tüketici kredisinde temerrüde düşmesi nedeniyle müvekkilinin kefil olduğu kredilerin muaccel hale getirildiğini, vadesi gelmeyen tarımsal kredi alacağı nedeniyle icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin takibe itiraz ettiğini, takibin durduğunu, davalının takibin durmasından sonra aldığı ihtiyati haciz kararı üzerine haciz baskısı altında icra ve takip masrafları ile birlikte 41.139,56 TL ödeme yaptığını, bankanın 757,00 TL'yi iade ettiğini, müvekkilinin ödediği miktarın 40.382,56 TL olduğunu, sözleşmelerin genel işlem koşullarına aykırı bulunduğunu, asıl borçlunun kullandığı tüketici kredisi hakkında yasal işlem yapılmadan müvekkilinin kefili olduğu vadesi gelmemiş kredi nedeniyle takip başlatılmasının hukuka aykırı bulunduğunu belirterek müvekkilinden takip dosyasında haksız tahsil edilen bedelden şimdilik 100,00 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama aşamasında icra takibi yapılmadan ödenmesi gereken miktarın 32.142,68 TL olduğunu, haciz baskısı nedeniyle fazladan 8.239,88 TL ödendiğini belirterek 8.239,88 TL'nin tahsilinin talep edildiği şeklinde açıklama dilekçesi vererek eksik harcı tamamlamıştır.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının genel kredi sözleşmesinde kefil olduğunu, asıl borçluya bu sözleşme kapsamında imece kartı verildiğini, kart borcunun ödenmemesi üzerine kredi hesabının kat edildiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davalı banka tarafından asıl borçlunun kullandığı davacının tarafı olmadığı tüketici kredisinde temerrüde düşmesi nedeniyle davacının kefili olduğu kredilerin muaccel hale getirildiği, asıl borçlu aleyhine tüketici kredisi nedeniyle takip başlatılmamışken, davacı aleyhine asıl borçlunun tüketici kredisinde gecikme nedeniyle vadesi gelmeyen ticari/tarımsal kredileri nedeniyle icra takibi başlatıldığı, davacının icra takibine itiraz ettiği ve takibin durduğu, alınan ihtiyati haciz kararı ile davacıdan borcun ödenmesinin talep edildiği, davacının genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmesi imzaladığı ve Borçlar Kanunun 20 maddesi bağlamında genel işlem koşulları açısından içerik denetimine tabi olduğu, TBK'nun 25. maddesinde amaçlanan karşı tarafın açıkça bilgilendirilmesi, içeriğini öğrenme imkanı sağlansa bile hükmün dürüstlük kuralına aykırı şekilde konulamayacağı, karşı taraf sözleşmeyi rızası ile imzalamış olsa da sözleşmeyi reddetme imkanının olmadığının gözönüne alınması gerektiği, genel işlem koşullarına ilişkin düzenlemelerin tacirler yanında tacir olmayanlar içinde uygulanacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 5.017,21 TL'nin 27/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin kefil olduğu borcun ödeme günü gelmediği halde haciz baskısı altında müvekkilinin ödeme yapmak zorunda kaldığını, tarım kredisine kefil olmak adına imzaladığı sözleşmelerdeki genel kredi sözleşmesi ve imece karta ilişkin maddeler hakkında müvekkiline bilgi verilmediğini, müvekkilinin durumunu ağırlaştıracak hükümlere yer verildiğini, yazılmamış sayılması gereken imece kart kefilliğinden dolayı müvekkilinin bir kısım borçtan sorumlu tutulduğunu, kararın çelişkili olduğunu, müvekkilinin sorumlu olması gereken 31.750,00 TL'nin dikkate alınmadığını, kefalet limitinin üzerindeki miktara ilişkin sorumluluğunun bulunmayacağını, temerrüt faiz oranının hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece davacının iddialarını ispat edemediğini, sözleşmenin hangi maddelerinin genel işlem şartı oluşturduğu hususlarının irdelenmediğini, kararların gerekçeli olmasının Anayasal zorunluluk olduğunu, kararda genel kredi sözleşmesi ve imece karttan kaynaklanan borcun muaccel hale gelip gelmediğinin tespit edilmediğini, imece kart borcunun vadesinde ödenmemesi nedeniyle asıl borçlunun kredi hesaplarının kat edildiğini, doğrudan davacı kefilin kefil olduğu sözleşmeden kaynaklanan borcun muaccel olduğunu, davacının imza inkarı bulunmadığını, iddiaların soyut nitelikte bulunduğunu, davacının beyanlarının çeliştiğini, dava dilekçesindeki iddiaların bilirkişi raporundan sonra değiştirildiğini, iddianın değiştirilmesine muvafakatlerinin bulunmadığını, imece kart sözleşmesinin ayrı bir sözleşme olduğunu, bir sözleşmenin kül halinde genel işlem şartı sayılmasının hukuka aykırı bulunduğunu, davacının kötü niyetli olduğunu, bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmediğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili içini başlatılan icra takibi nedeniyle ödenen bedelin istirdatı istemine ilişkindir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 24/11/2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanun'un 41. maddesi ile değiştirilen 341/2. fıkrasında öngörülen kesinlik sınırı üç bin Türk Lirasıdır. 01/01/2021 tarihinden itibaren ise bu sınır 5.880,00 TL'dir. Davacı yan dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 100,00 TL'nin istirdatı talebi ile işbu davayı açmış ise de yargılama aşamasında icra dosyasına fazladan yatırdığı bedelin 8.239,88 TL olduğunu açıkça bildirmiş, mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilerek 5.017,21 TL'nin 27/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Bu durumda davacı vekilinin istinafa konu ettiği miktar reddedilen 3.222,67 TL'ye, davalı vekilinin istinafa konu ettiği miktar kabul edilen 5.017,21 TL'ye yönelik olması nedeniyle 17/06/2021 tarihli karar taraflar yönünden kesin niteliktedir. Kesin olan kararlara karşı HMK'nun m.346/1 hükmü uyarınca ilk derece mahkemesince istinaf dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi, HMK'nun 352. maddesi gereğince yapılan ön inceleme neticesinde Bölge Adliye Mahkemesince de bu yönde karar verilebilir. Bu karar usule ilişkin nihai bir karardır. (Tolga Akkaya, Medeni Usul Hukukunda İstinaf sayfa 176)
Tüm bu nedenlerle HMK'nun 352. maddesindeki düzenleme gereğince mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı usulden reddine karar vermek gerekmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince verilen bu usulden red kararına karşı temyiz yolu açık değildir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 05/01/2018 tarih ve 2017/3597 Esas 2018/5 Karar sayılı ilamı).
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-İlk derece mahkemesi hükmü HMK'nun 341/2. maddesi gereğince kesin olduğundan taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı USULDEN REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcı ve 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 221,40 TL'nin talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı tarafından yatırılan 87,30 TL istinaf karar harcı ve 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 249,40 TL'nin talep halinde davalıya iadesine,
4-Taraflar tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK'nın 362/(1)-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 16/09/2021
.....
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.