10. Hukuk Dairesi 2015/3112 E. , 2015/9457 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İş Mahkemesi
Dava rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 26. maddesi olup, davalının rücu alacağından sorumluluğu, ancak maddede öngörülen koşulların gerçekleşmesi halinde mümkündür. Bu maddeye dayanan rücu davalarında; kusurun belirlenmesinde, mahkemece, öncelikle, iş kazasının ne şekilde olduğu, dosya içeriğindeki tüm deliller takdir olunarak, varsa, çelişki giderilerek belirlenmeli ve kabul edilen maddi olgular doğrultusunda, kusur oran ve aidiyeti konusunda bilirkişi incelemesine gidilmelidir.
Bilindiği üzere, işçilerin beden ve ruh sağlığının korunmasında önemli olan yön, iş güvenliği tedbirlerinin alınmasının hakkaniyet ölçüleri içinde işverenlerden istenip istenemeyeceği değil, aklın, ilmin, fen ve tekniğin, tedbirlerin alınmasını gerekli görüp görmediği hususlarıdır. Bu itibarla işverenler, mevzuatın kendisine yüklediği tedbirleri, işçilerin tecrübeli oluşu veya dikkatli çalıştığı takdirde gerekmeyeceği gibi düşünceler ile almaktan çekinemeyeceklerdir. Çalışma hayatında süre gelen kötü alışkanlık ve geleneklerin varlığı da, işverenlerin önlem alma ödevini etkilemez. İşverenler, çalıştırdığı sigortalıların beden ve ruh bütünlüğünü korumak için yararlı her önlemi, amaca uygun biçimde almak, uygulamak ve uygulatmakla yükümlüdürler.
Davaya konu somut olayda, davalı şirket tarafından üstlenilen inşaatın sıhhi tesisat işini alan taşeron ..."un yanında işçi olarak çalışan sigortalı, 10. kat havalandıma boşluğundan düşerek ölmüş, Mahkemece, hak sahiplerinin açtığı tazminat dosyasında alınan kusur raporu hükme esas alınarak iş kazasında, davalı asıl işveren şirketin ve taşeronun eşit olarak toplamda % 60, sigortalının ise % 40 kusurlu
olduğu, kabul edilmiş ise de, hak sahiplerinin açtığı tazminat davasında Kurum taraf olmadığından, o davada alınan kusur raporu kesin delil teşkil etmeyeceği gibi, dava dışı şirket ortağı ve şantiye şefi olduğu anlaşılan ... haklarında açılan ceza davasında, kusurlu oldukları belirlenmekle birlikte, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Ceza davasında, kusurun varlığına ilişkin maddi olgu hukuk hakimini bağlayacağından, ceza mahkemesi kararı da gözetilerek, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği ile iş kazasının vuku bulduğu iş kolunda uzman bilirkişilerden kusur oran ve aidiyeti konusunda oluşa uygun kusur raporu alınmalıdır.
Mahkemece, bu maddî ve hukukî olgular göz önünde tutulmaksızın, eksik araştırma ve hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 12.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi