Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/290
Karar No: 2020/2183
Karar Tarihi: 10.03.2020

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/290 Esas 2020/2183 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/290 E.  ,  2020/2183 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki tazminat (asıl ve birleşen dava) davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı ... davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili; müvekkili ..."ın 05.05.2007 tarihinde, Eskisarıbey köyündeki evlerinin terasında gezmekte iken, evin üzerinden geçen elektrik telleri nedeniyle elektrik akımına kapılarak, kolu ve iki ayağının yandığını, akabinde yanıklar sebebiyle iki ayağının kesildiğini, müvekkilinin yaralanmasına hatalı olarak bina üzerinden nakil hattı geçiren davalı şirketin sebep olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak üzere 30.000,00 TL maddi ile 200.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiş,ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 218.883,18 TL "ye yükseltmiştir.
    Birleşen davada davacı vekili, ...Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/198 Esas sayılı dosyasında görülen davalarına ek olarak 40.179,03 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili; öncelikle davanın zamanaşımına uğradığını, kazanın meydana geldiği evin iki katlı olup, ikinci katın sonradan yapıldığını, ikinci kat yapılmadan önce geçirilen nakil hattının yönetmeliğe uygun yükseklikte olduğunu, ikinci katın yapıldığının davalı kuruma yazılı ya da sözlü olarak bildirilmediğini, davaya konu olayda müvekkili şirkete atfı kabil kusur bulunmadığını, ayrıca davacının iki ayağının değil iki parmağının kesildiğini, ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, asıl dava yönünden, davacının maddi tazminat isteminin kabulü ile 218.883,18 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 05.05.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 150.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 05.05.2007 tarihinden itibaren
    işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, birleşen dava yönünden davacının maddi tazminat isteminin kabulü ile; 40.179,03 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 05.05.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair verilen karar Dairemizin 03.07.2017 tarih ve 2016/849 E. 2017/10883 K. sayılı kararıyla hükmedilen maddi tazminat yönünden; meydana gelen zarardan birden fazla kişinin değişik sebeplerle mesul tutulmasının gerekmesi halinde, bu kişilerin müteselsil sorumlulukları cihetine gidilmesi gerektiği, kaza tarihinde yedi yaşında olan davacıya atfedilecek kusur bulunmaması ancak zararın meydana gelmesinde ve artmasında kazazedenin yaşadığı evdeki hane halkının kusuru oranında, kazazede çocuk için takdir edilen tazminat miktarından kusur indirimi yapılması gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
    Manevi tazminat yönünden ise; manevi tazminatın, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmaya yönelik olup, bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmediği, hal böyle olunca takdir edilecek manevi tazminat miktarının, elde edilmek istenilen tatmin duygusunu sağlayacak miktarda olması gerektiği, somut olayda, mahkemece her ne kadar davacı için 150.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiş ise de, davacı ailesinin kusur oranı da gözetildiğinde hükmedilen manevi tazminat miktarının hakkaniyete uygun olmayacak miktarda fazla olduğu gerekçesiyle bozulmuştur. Söz konusu karara karşı davacı vekili tarafından yapılan karar düzeltme talebi Dairemizin 31.05.2018 tarih ve 2017/15866 E. 2018/6186 K. sayılı kararıyla reddedilmiştir.
    Bozmaya uyan mahkemece yapılan yargılama neticesinde; asıl dava yönünden davacının maddi tazminat istemli davasının kısmen kabulü ile 175.106,55 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 05/05/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin 43.766,63 TL talep yönünden davanın reddine, davacının manevi tazminat istemli davasının kısmen kabulü ile 80.000,00 TL manevi tazimnatın kaza tarihi olan 05/05/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin 120.000,00 TL talep yönünden davanın reddine, birleşen dava yönünden davacının maddi tazminat istemli davasının kısmen kabulü ile 32.119,23 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 05/05/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin 8.029,80 TL talep yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 56/2. maddesi gereğince hakimin, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç
    edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir.
    Manevi tazminat, bozulan ruh huzurunun, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nispetinde iadesini amaçladığından hâkim, M.K"nun 4.maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tespit etmelidir.
    Hakim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir. (Hukuk Genel Kurulunun 28.05.2003 gün 2003/21-368-355 ve 23.06.2004 gün 2004/13-291-370 sayılı kararları)
    Somut olayda; olay tarihi itibariyle 7 yaşında olan davacıya atfedilebilecek müterafik kusur bulunmadığı gibi, çocuk yaşta olay nedeniyle kol ve bacaklarının yandığı, ayak parmaklarının kesildiği, % 45 oranında sürekli çalışma gücünü kaybettiği, bozma ilamında dikkate alınması gerektiği belirtilen % 20 oranındaki hane halkının kusuru da dikkate alındığında, bozma öncesinde hükmedilen manevi tazminat miktarında yapılan indirim oranı fazla olmuştur.
    Hal böyle olunca, davacı için daha yüksek miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine; ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/03/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi