Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/422
Karar No: 2011/864
Karar Tarihi: 21.02.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/422 Esas 2011/864 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2011/422 E.  ,  2011/864 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil

    ... ve müdahil davacı ... ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Bünyan Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 15.04.2009 gün ve 215/73 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
    KARAR

    Davacı ... 19.07.2006 tarihli dava dilekçesiyle; birleştirilen Bünyan Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/45 Esas sayılı dava dosyasına konu 26.02.2009 tarihli dava dilekçesinde mevki ve sınırlarını açıkladığı 5000’er m2’lik iki parça taşınmazı 06.03.1999 tarihli harici satış senediyle Mevlüt oğlu ...’tan satın aldığını, kadastro çalışmaları sırasında sırasıyla 220 ada 14 ve aynı ada 8 sayılı parsel numaralarını aldığını ve ham toprak niteliğiyle Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, bir kısım yerin ise kadastro tespit harici bırakıldığını açıklayarak Hazine adına oluşan tapu kayıtlarının iptali ile tespit harici bırakılan taşınmaz bölümüyle birlikte adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmesini istemiştir.
    Müdahil davacı ... 19.06.2007 tarihli katılma dilekçesinde; kendisinin yurt dışında olması nedeniyle dava konusu taşınmazların Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, esasen bu yerlerin Hazine ve davacı ... ile bir ilgisinin bulunmadığını açıklayarak ... tarafından açılan davanın reddine ve dava konusu taşınmazların adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine temsilcisi, uyuşmazlık konusu taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, ham toprak niteliğinde bulunduklarını, zilyetlikle edinilmesinin mümkün olmadığını ve kazanma koşullarının gerçekleşmediğini belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, 220 ada 14 sayılı parsel bakımından tapu kaydının tamamının, aynı ada 8 sayılı parsele ilişkin tapu kaydının ise krokide A harfiyle gösterilen bölüm bakımından iptaline ve davacı adına tapuya kayıt ve tescillerine, dahili davacı ... tarafından açılan davanın kanıtlanamaması nedeniyle reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, yalnızca Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava; kazanmayı sağlayan zilyetlik, harici satın alma, eklemeli zilyetlik ve imar-ihya hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1, 996, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17.maddeleri gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil isteğidir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. Uyuşmazlık konusu 220 ada 14 sayılı parsel 10.12.2004 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında Mevlüt oğlu ...’ın 20 yılı aşkın zilyet ve tasarrufunda iken 1978 yılında terk etmesiyle bu taşınmazın Hazineye intikal ettiği gerekçesiyle 3402 sayılı Kadastro Kanununun 18. maddesi uyarınca Hazine adına ham toprak, yine aynı tarihte dava konusu 220 ada 8 sayılı parsel ise Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve işlenerek tarım alanına dönüştürülmesi ve ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerlerden bulunması nedeniyle az önce açıklanan Kanunun 18.maddesi uyarınca hali arazi niteliğiyle belgesizden Hazine adına tespit ve tescil edildikleri anlaşılmıştır. Her iki parselin kadastro tutanakları 29.07.2005 tarihinde kesinleşmiştir. Keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar; dava konusu taşınmazların davacı tarafından ...’tan satın alındığını ve zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının davacı yararına oluştuğunu bildirmişler ise de, uzman bilirkişi ziraat mühendisi ... 27.05.2008 havale tarihli raporunda; 220 ada 14 sayılı parsel için verdiği bilgide; “…Taşınmaz üzerinde tarımsal faaliyetin gerçekleşmediği, keşif esnasında taşınmazın bir kısmı üzerine taş yığılı olduğu, zirai açıdan kullanmaya uygun olmadığı, ham toprak niteliğinde bulunduğu…” anlaşılmıştır. Uzman bilirkişinin yaptığı bu açıklamalar 220 ada 14 sayılı parsele ait tutanağın edinme sebebindeki bilgileri doğrulamaktadır. Az yukarıda da açıklandığı üzere tutanağın edinme sebebinde dava konusu parselin 1978 yılından beri tarımsal amaçlı olarak kullanılmadığı ve terk edildiği açıklanmıştır. 1978’den beri terk edilen ve tespitin yapıldığı 2004 yılına kadar devam eden 20 yılı aşkın süre iradi terk niteliğindedir. Uzman bilirkişinin raporu ve açıklanan bilgiler karşısında yerel bilirkişi ve tanıkların beyanlarına üstünlük tanınamaz. Şu halde 220 ada 14 sayılı parselle ilgili davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş olması yerinde değildir.
    Hazine temsilcisinin 220 ada 8 sayılı parsele ilişkin temyiz itirazlarına gelince: Sözü edilen parsel hali arazi niteliğiyle Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Sonuca ulaşmak açısından keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıkların beyanları yetersiz bulunmaktadır. Alınan beyanlar taşınmazın sınırları ve satın almayla ilgili olup, niteliği açısından herhangi bir bilgi içermemektedir. Ayrıca verilen bilgilerin 220 ada 14 veya 8 sayılı parsellerden hangisiyle ilgili olduğu da anlaşılamamaktadır. Öte yandan, uzman bilirkişi ziraat mühendisi ... 27.05.2008 havale tarihli raporunda; sadece 220 ada 8 sayılı parselin içinde kalan ve A harfiyle gösterilen 4013,59 m2’ik kısmın dava konusu olduğunu, taşınmazın ham toprak niteliğinde bulunduğunu bildirmiştir. Bunun dışında bir açıklamaya yer verilmemiştir. Uyuşmazlık konusu 8 sayılı parsel hali arazi ya da ham toprak niteliğinde olduğu belirlendiğine göre, uzman bilirkişinin bu yöne ilişkin raporu da yetersiz olup hükme esas alınamaz.
    O halde mahkemece yapılacak iş; uyuşmazlık konusu 220 ada 8 sayılı parselin hali arazi niteliğiyle Hazine adına tespit ve tescil edildiği gözetilerek taşınmazın imar ve ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı, harici satın alma tarihinden itibaren davacı tarafından tasarruf edilip edilmediği, kullanımını ne şekilde sürdürdüğü, imar ve ihyaya muhtaç yerlerden ise, davacı ve satıcısının hangi tarihte imar ve ihyaya başladığı, imar ve ihyayı ne şekilde sürdürdükleri ve hangi tarihle tamamladıkları hususlarının yeniden yapılacak keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, yerel bilirkişi ve tanıkların HUMK.nun 258 ve 259.maddeleri gereğince davetiye ile çağrılıp keşif yerinde dinlenmelerinin sağlanması, davetiyeye uymadıkları taktirde aynı kanunun 253.maddesinin göz önünde tutulması, daha önce götürülmeyen başka bir uzman bilirkişi ziraat mühendisi veya yüksek mühendisi aracılığıyla keşfin yapılması, dava konusu yapılan taşınmaz bölümü ve çevresi bir bütün olarak düşünülmek suretiyle toprak yapısı ve üzerindeki bitki örtüsü vesaire birlikte incelenip değerlendirilerek dava konusu yerin kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı, hangi tarihten itibaren kültür arazisi olduğu hususlarında tarafların ve Yargıtay’ın denetimine açık gerekçeli ve karşılaştırmalı raporun uzman bilirkişiden alınması, TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddelerinde açıklanan hususların araştırılıp saptanması, bundan ayrı davacı tanığı ... keşifte; “…Öküzler kalktıktan sonra ekilmemeye başlandı” açıklamasında bulunduğuna göre hangi tarihten itibaren kara saban ve öküz gücüyle kullanılan taşınmazın ekilmemeye ve kullanılmamaya başlandığı, ortada iradi terkin bulunup bulunmadığı hususlarının da yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulmak suretiyle belirlenmesi, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu 8 parsel sayılı taşınmazla ilgili davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır.
    Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21.02.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi