14. Hukuk Dairesi 2016/17818 E. , 2020/6558 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 01/10/2013 gününde verilen dilekçe ile alacak talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 04/02/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, tarafların murisi ...’nın gayet sağlıklı iken 2011 yılı temmuz ayında düşerek kalça kemiğini kırdığını, murisin ameliyat olması için tüm çocuklarının imzasının gerektiğini,bu nedenle murisin çocuklarının babalarının başına geldiğini, bunlardan davalı ...’nın babasının rahatsızlığına kadar ...’da ikamet etmekteyken babasının rahatsızlığı üzerine ...’e geldiğini, davalı ...’nün murisi babası ...’nın bankada 190.000,00 TL parasının olduğunu, ayrıca diğer aktiflerini görüp öğrenmesi üzerine ameliyat sonrası murisi yanına aldığını, murisin davalıyla birlikte yaşarken öldüğünü, davalının birlikte yaşadığı erkek arkadaşıyla beraber 87 yaşında olan murisi yönlendirme, etki altına alma, psikolojik baskı, akıl çelme gibi durumlar ile murisin likit parasını, bankada 2 yıl öncesine kadar duran parasını, maaşını, yüksek miktarlı kira gelirlerini, gayrimenkullerini doğrudan veya dolaylı olarak kendi üzerine geçirdiğini, ayrıca 95 ada 10 parsel, 139 ada 32 parsel, 210 ada 43 parsel sayılı taşınmazları muris muvazaası yoluyla bedelsiz olarak üzerine geçirdikten sonra bu taşınmazları 3. kişilere satarak haksız kazanç elde ettiğini, tarafların babası olan murisin satış tarihi itibariyle malvarlığında tasarrufu gerektirir bir ihtiyacının olmadığını, kaldı ki davalının bu taşınmazlar için bir bedel ödemediğini, murisin emekli maaşı, kira gelirleri olan sakin yaşam süren birisi olduğunu, davalının davacıların miras hakkına tecavüz ettiğini ileri sürerek davalının üzerine geçirdiği taşınmazlardan elde ettiği kazanç ile kendi hesabına geçirdiği murisin bankadaki parasının davacılara miras hisseleri oranında ödenmesini talep ve dava etmişitr.
Davalı vekili, müvekkilinin 16-17 yaşlarında davacıların ve diğer aile bireylerinin ilgisizliği nedeniyle yaşı da büyütülerek genelevlerde çalıştırıldığını, yıllarca genelevde çalışmaya devam ettiğini, buradan elde ettiği gelirle bir çok gayrimenkul aldığını, banka kasasında pek çok para ve altınlarının bulunduğunu, davalının başkaca yatırımlar da yaptığını, davacıların yaptığı iş nedeniyle davalıyı dışladıklarını ve kendi haline terk ettiklerini, davacıların babalarıyla da ilgilenmediğini, onu umursamadan yaşadıklarını, murisin akli dengesinin yerinde olduğunu, davalının ise babası ile sürekli ilgilendiğini, murisin davacı çocukları ile dava dışı çocuklarına mal bırakmama ve malvarlığını satarak elde edilecek tüm gelirlerini hayır mahiyetinde başkalarına vermek niyetine girdiğini, müvekkilin murise ait taşınmazları tamamen kendi parası ile ata yadigarı mahiyetinde satın aldığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalının yıllarca genelevde çalıştırıldığı, çalışma süresi dikkate alındığında elde ettiği gelirle bir çok gayrimenkul alabilme ihtimalinin bulunduğu, genelevde çalışması nedeniyle davacıların davalıyı dışladıkları, davalının murisin hastalığından itibaren murisle ilgilendiği, murisin akli dengesinin yerinde olduğu, davacılar tarafından ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Davacılar tarafından ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/77 Esas sayılı dosyasında davalı aleyhine muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası açıldığı, mahkemece, satış tarihi itibariyle tarafların müşterek murisi ...’nın taşınmazlarını ve aracını satmaya ihtiyacının olmadığı, davalının taşınmazları satın alma gücünün bulunmadığı, satışlar sonrasında murisin banka hesaplarına herhangi bir para girişinin olmadığı, murise ait 351 ada 1 parsel, 395 ada 4 parsel, 444 ada 20 parsel, 376 ada 4 parsel sayılı taşınmazlar ile ... plakalı aracın muvazaalı olarak davalıya satıldığı gerekçesiyle anılan taşınmazların tapu kaydı ile anılan aracın trafik tescil kaydının davacıların veraset ilamındaki payları oranında iptali ile adlarına tesciline, kalan payların davalının üzerinde bırakılmasına karar verilmiş, verilen karar onanarak 12.04.2017 tarihinde kesinleşmiştir.
... Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.04.2014 tarihli, 2013/77 Esas, 2014/64 Karar sayılı, 12.04.2017 tarihinde kesinleşen ilamı eldeki dosya için de güçlü bir delil olduğuna göre, mahkemece davaya konu taşınmazların değerinin hesaplanarak miras payları oranında davacılara ödenmesi; murisin hesabında bulunup davalının hesabına aktarılan 190.000,00 TL paradan davalının muris için yapmış olduğu harcamalar mahsup edildikten sonra varsa kalan kısmının miras payları oranında davacılara verilmesi gerekirken bu hususlar gözetilmeksizin yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.10.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.