17. Hukuk Dairesi 2013/21140 E. , 2015/6345 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların sürücüsü ve işleteni olduğu aracın çarpması sonucu müvekkilinin malul kalacak şekilde yaralandığını, davalı sürücünün kazanın oluşumunda kusurlu olduğunu, müvekkilinin tedavisinin devam etmekte olup kaza nedeniyle maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi, 24.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, maddi tazminat isteminin ispatlanamadığından reddine; manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 3.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava, trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK"nın geçici 3. maddesi delaletiyle mülga 1086 Sayılı HUMK"nun 427. maddesinde öngörülen temyiz kesinlik sınırı 1.1.2013 tarihinden itibaren 1.820,00 TL"sına çıkartılmıştır.
Davacı vekili, dava dilekçesinde, müvekkilinin yaralanması nedeniyle tedavi masraflarının bulunduğunu belirterek 1.000,00 TL maddi tazminat talebinde bulunmuş; aldırılan bilirkişi raporunda ise, davacı tarafından tedavi giderlerine ilişkin herhangi bir belge sunulmadığı belirtilmiş olmasına rağmen rapora karşı herhangi bir itirazda bulunmamaştır. Mahkemece, davacı tarafından herhangi bir belge sunulmadığından ispatlanamayan maddi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir. Temyize konu bu karar yukarıda anılan tarihten sonra verildiğinden kesin nitelikte olup kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi 1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay"ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden ve özellikle tedavi giderlerine ilişkin alınan bilirkişi raporuna itiraz edilmediği hususu da göz önünde bulundurularak davacı vekilinin maddi tazminata yönelik temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK m. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
O halde mahkemece, davacının meydana gelen trafik kazası sonucu malul kalacak şekilde yaralanmasından dolayı duyduğu acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olayın meydana geliş şekli, davalıların sorumluluğunun niteliği gözönünde tutularak olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davacı için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 04/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.