22. Hukuk Dairesi 2017/27980 E. , 2020/3899 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVACI-
KARŞI DAVALI : ... ADINA VEKİLİ
AVUKAT ...
DAVALI-
KARŞI DAVACI : ŞEKER SAN. MENS. HAYIR VE EĞT. MÜS. KURMA DERNEĞİ (İKTİSADİ İŞLETMESİ) ADINA VEKİLİ
AVUKAT ... ÖZTÜRK
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı- Karşı Davalı İsteminin Özeti:
Davacı- karşı davalı vekili; müvekkilinin temyiz incelemesi neticesinde onanarak kesinleşen işe iade kararı sonrasında işverene müracaatı üzerine işe başlatıldığını; ancak, işverenin bu konuda samimi olmadığını, iş sözleşmesinin davalı-karşı davacı işverence sona erdirildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile ödenmediğini iddia ettiği bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı- Karşı Davacı Cevabının Özeti:
Davalı- karşı davacı vekili, davanın reddini istemiş; haklı nedene dayanmayan ve bildirimsiz işçi feshinin bulunduğunu ileri sürerek ihbar tazminatı talebinde bulunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece; yapılan yargılama neticesinde yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne; karşı dava yönünden ise davalı - karşı davacının ihbar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı- karşı davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı- karşı davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Taraflar arasında davacının giydirilmiş ücret hesabı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalı işverenliğe ait otel iş yerinde çalışan davacının giydirilmiş ücreti, günde iki öğün yemeğin işveren tarafından karşılandığı kabulü ile hesaplanmıştır. Oysa mahkemece dinlenen davacı tanığı ..."nın günde bir öğün yemek yardımı olduğunu ifade ettiği, diğer davacı tanığı ile davalı tanıklarının ise iş yerinin otel işletmesi olması sebebi ile iş yerinde üç öğün yemek verildiğini ifade ettikleri anlaşılmaktadır. Bu itibarla, davacı tanık anlatımına göre günde 1 öğün yemeğin işverence karşılandığı kabul edilerek giydirilmiş ücretin hesaplanması gerekirken, davacı iddiası doğrultusunda yanılgılı değerlendirme ile davacıya günde iki öğün yemek yardımı yapıldığının kabulü hatalı olmuştur.
3- Mahkeme kararında yazılacak hususlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Maddeye göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Öte yandan, kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararın hüküm fıkralarının, açık, anlaşılır, çelişkisiz ve uygulanabilir olması gerekmekle birlikte, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi sebeplere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak, kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.
Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi sebeple haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 298/2. maddesinde de “Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.” şeklinde özellikle düzenlenmiştir.
10.04.1992 gün ve 1991/7 esas 1992/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 298. maddesi uyarınca hüküm fıkrası ile gerekçe arasında veya tefhim edilen kısa karar ile gerekçe arasında çelişki olması bozma sebebidir.
Somut uyuşmazlıkta; mahkemece hüküm gerekçesinde, davacı- karşı davalının brüt 231,37 TL dört aylık boşta geçen süre alacaklısı olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmesine rağmen, kısa kararda ve hüküm fıkrasında davacı- karşı davalı lehine 4.000,00 TL brüt dört aylık boşta geçen süre ücretine hükmedilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda belirtilen sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 02.03.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir.