Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/18461
Karar No: 2020/6557
Karar Tarihi: 22.10.2020

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/18461 Esas 2020/6557 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, müvekkilinin incir bahçesine giden kadim yolu kullanırken, kardeşi olan davalı tarafından söz konusu yola engel olunduğunu ileri sürerek yola elatmanın önlenmesi istemiyle dava açtı. Mahkeme, davacının iddiasının ispatlanamadığını ve davacının taraf sıfatının olmadığını gerekçe göstererek davanın reddine karar verdi. Ancak, yargılama sürecinde çekişmeli yerin davalının parseli içinde kaldığı anlaşıldı ve davacı, dava konusu yolun tapusunun iptali ve yol olarak terkini talebiyle ıslah dilekçesi verdi. Mahkeme, bu durumu dikkate alarak, davacının açtığı kadim yol iddiası ile açılan davanın esastan incelenmesi ve sonuca bağlanması gerektiğini ifade etti. Türk Medeni Kanunu'nun 715. ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun \"Kamu Malları\" başlıklı 16/B maddeleri uyarınca, yollar kamunun yararlanmasına tahsis edilen veya kamunun kadimden beri yararlandığı yerlerdir. Bu nedenle, genel yoldan yararlanma hakkı olan davacılar tarafından açılan kadim yol iddiası davasının incelenmesi gerekmektedir.
14. Hukuk Dairesi         2016/18461 E.  ,  2020/6557 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 03/09/2015 gününde verilen dilekçe ile yola elatmanın önlenmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 02/06/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Dava, yola elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
    Davacı vekili, müvekkilinin 152 ada 9 parsel sayılı taşınmazda incir bahçesinin olduğunu, incir bahçesinin içine kadar gelen yolu kadimden beri kullandığını, kimsenin buna karşı çıkmadığını, bu kadim yolun davalının evinin hemen yanından geçtiğini, davalıyla davacının aynı zamanda kardeş olduğunu, miras anlaşmazlığı nedeniyle bir kaç gün önce davalının söz konusu yolu kapatarak davacının geçmesine engel olduğunu, davacının incir bahçesinden elde edeceği ürünleri başka şekilde taşıma imkanının olmadığını ileri sürerek davalının yola vaki elatmasının önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, davacı vekili 30.05.2016 tarihli dilekçesiyle dava konusu yolun bir kısmının davalının taşınmazı içinde kaldığının anlaşılması nedeniyle dava konusu yerin tapusunun iptali ve yol olarak terkinini, böylece davalının, davacının yoluna yaptığı elatmasının önlenmesini talep etmiştir.
    Davalı, davaya konu yola herhangi bir müdahalesinin olmadığını, yolun açık olduğunu,davacı dışında diğer ihtiyaç sahiplerinin de bu yolu kullandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davalının, davacının geçişine engel olduğu iddiasının ispatlanamadığı, tapu kaydının düzeltilmesini de ancak taşınmazın malikinin ya da yolun maliki Hazine’nin isteyebileceği, davacının taraf sıfatının olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Türk Medeni Kanununun 715. ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun “Kamu malları” başlıklı 16/B maddeleri gereğince yollar kamunun yararlanmasına tahsis edilen veya kamunun kadimden beri yararlandığı yerlerdendir.
    Davacı, dava dilekçesinde kadim yol iddiasına dayanmaktadır.
    Genel yola elatmanın önlenmesi isteğiyle açılan davanın yargılaması sırasında çekişmeli yerin davalının parseli içinde kaldığı anlaşılmış olup davacı ıslahla davasını davalıya ait 177 ada 1 parsel sayılı taşınmazın yola isabet eden kısmının tapusunun iptali ile yol olarak terkini davasına dönüştürdüğünden dava artık tapu iptali ile yola terk davası olarak görülmelidir.Bu nedenle mahkemece, elatmanın önlenmesi isteğine yönelik hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    Davacı, dava dilekçesinde kadim yol iddiasına dayanmaktadır.Bir yerin kadim yol sayılabilmesi için öncesi bilinmeyen bir tarihten beri yol olarak kullanıldığının kanıtlanması gerekir.Bunun için de çekişmeli yerin eski tarihli hava fotoğrafları ve haritalarda yol olarak bırakıldığının belirlenmesi, bu konuda mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına da başvurulması gerekir. Şayet bu gibi yerlerin öteden beri kamunun yol olarak yararlandığı yer olduğu ispat edilirse, taşınmazın tapu kaydının iptali ile haritasında yol olarak gösterilmekle yetinilmesine karar vermek gerekir.Genel yollardan herkesin yararlanma olanağı bulunduğundan bu tür davalar yolun bulunduğu köy tüzel kişiliği veya belde teşkilatı tarafından açılabileceği gibi bu davaları yararlanma hakkı bulunan gerçek veya tüzel kişiler de açabilir. Bu nedenle yoldan yararlanma hakkı olan davacı tarafından kadim yol iddiası ile açılan davanın esastan incelenerek sonuca bağlanması gerekirken, yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.10.2020 gününde oy çokluğuyla ile karar verildi.

    K A R Ş I O Y

    Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının yola el atmasının önlenmesini talep etmiş, bilahare verilen 30/05/2016 tarihli ıslah dilekçesi ile, davalının taşınmazının yola isabet eden kısmının tapu kaydının iptaline karar verilmesi talep edilmiştir. Ancak davalı, yola her hangi bir müdahalesinin olmadığını savunduğu gibi, yeminli olarak dinlenen tanık ..., 05/05/2016 tarihli oturumda, davalının, davacının buradan geçmesine herhangi bir müdahalesinin bulunmadığını anlatmıştır.
    Genel yola yapılan müdahalenin önlenmesini ilgili tüzel kişi isteyebileceği gibi, yolu kullanan gerçek kişiler de isteyebilir. Ancak, yolu kullanan veya yolun açık olmasında menfaati olan gerçek kişinin müdahalenin önlenmesini veya somut uyuşmazlıkta olduğu gibi, yola isabet eden ve davalının tapusunda kalan kısmın tapu kaydının iptalini talep edilmesini isteyebilmesi için, öncelikle yolu kullanmasına engel olunduğunu, yani davaya açmakta hukuki menfaati bulunduğunu kanıtlaması gerekir. HMK"nun 114/1-1 maddesine göre, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması dava şartlarından olup, mahkemece de re"sen dikkate alınması gerekir. Aksinin kabulü, aralarında gerçek anlamda uyuşmazlık bulunmayan kişilere keyfi olarak yargı yoluna başvurabilme yolunu açacaktır. Davanın usulden reddedilmesi halinde taraflar arasında kesin hüküm oluşmayacağından, iddia edildiği gibi, ileri bir tarihte yola müdahale edilmesi halinde, ilgilisi için yargı yolu açık kalacaktır.
    Temyize konu ilk derece mahkemesinin değişik gerekçe ile onanması gerektiği kanaatindeyim. Bu nedenle sayın çoğunluğun bozma yönündeki görüşüne katılmıyorum.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi