17. Hukuk Dairesi 2013/20638 E. , 2015/6341 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, 10/08/2011 tarihinde dava dışı ..." un sevk ve idaresindeki araç ile tek taraflı yaptığı kaza sonucu araç içinde yolcu olarak bulunan destek Mehmet Kuş"un hayatını kaybettiğini, müteveffanın ölümünden sonra müvekkilinin destekten yoksun kaldığını, müvekkilinin murisinin ölümüne neden olan araca ait ve kaza tarihini kapsayan geçerli bir ... trafik sigorta poliçesi bulunmadığından 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu ve Karayolları Trafik Garanti Sigortası Hesabı Yönetmeliği gereği davayı ilgili kuruma yöneltme zaruriyetinin hasıl olduğunu, davanın kabulü ile her bir müvekkili için 2.000,00 TL olmak üzere toplam 10.000,00 TL maddi (destekten yoksun kalma) tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini istemiş, 14.02.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile de taleplerini yükseltmiştir.
Davalı vekili, dava konusu olayda hatır taşıması söz konusu olduğundan davanın müvekkili kuruma yöneltilmesinin yasal olarak mümkün olmadığını, bilirkişi hesaplamasında kusur ve hatır taşıması nedeniyle gerekli indirimlerin de yapılarak geride kalanların yaşı, müteveffanın geride kalanlara hukuken destek niteliğinde olup olmadığı, resmi geliri vs özelliklerin dikkate alınmasını, davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, temerrüt oluşmadığından faiz talebinin reddi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın kabulüne, davacı ... için 126.409,91 TL", ... için 8.976,85 TL, ... için 7.181,48 TL, ... için 19.749,08 TL" ve ....için 16.158,34 TL olmak üzere toplam 178.475,66 TL"nin davalıdan alınarak
davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkindir.
Tazminat talebi kabul edilmiş olmasına rağmen bu tazminatın niteliği, kaynağı ve gerekçesi açıklanmış değildir.
HUMK’nun 388.maddesinin 3-5 bentleri (HMK’nın 297/1-c) hükümlerine göre mahkeme kararlarının asgari olarak iki tarafın iddia ve savunmalarının özetlerini mahkemece incelenen maddi ve hukuki olay ve meselelerin özüne mahkemeyi sonuca götüren gerçeklerin ne olduğu hususlarını içermesi zorunludur. Yine Anayasanın 141/3 maddesi hükmü de tüm mahkeme kararlarının gerekçeli olması gereğini düzenlemektedir. Kararlara konulması gereken gerekçeler sayesinde taraflar hükmün hangi maddi ve hukuki sebebe dayandırıldığı anlayabilecekleri gibi, karar aleyhine kanun yoluna başvurulduğunda da HUMK’nun 428. (HMK’nın 369.) maddesi uyarınca Yargıtay incelemesi sırasında ancak bu gerekçe sayesinde kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı saptanır. Diğer bir ifadeyle Yargıtay denetimi ancak bir kararın gerekçe taşıması halinde mümkün olabilir. Somut olayda Mahkeme hükmünde tazminata ilişkin gerekçe yazılmamıştır. Böyle bir karar, davanın tazminatın hangi nedene dayalı olarak karara bağlandığı hususunu da içermediğinden Anayasa’nın 141/3, 388/3-5 (HMK’nın 297/1-c) maddelerine aykırı olduğu gibi HUMK’nun 428. (HMK’nın 369.) maddesi gereğince Yargıtay denetimi olanağını da ortadan kaldırmaktadır.
Mahkemece yapılacak iş davacının tazminat isteminin niteliği, kaynağı ve kapsamı üzerinde durularak hasıl olacak duruma göre gerekçeli olarak bir karar vermek iken yazılı olduğu gibi tazminata ilişkin gerekçesiz olarak hüküm tesisi doğru değildir.
2-Kabule göre de;
a)Dava, kabul edildiğine göre, mahkemece, kendisini vekille temsil ettiren davacılar lehine A.A.Ü.T. uyarınca, kabul edilen miktarlar üzerinden nispi vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, bu hususta olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru değildir.
b)Davacılar vekili, dava dilekçesinde dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz talebiyle tazminat isteminde bulunmuş olmasına göre, taleple bağlı kalınarak hükmedilen
tazminata dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerekirken mahkemece yazılı olduğu şekilde dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmemiş olması isabetsizdir.
c)Mahkemece yargılama giderlerinin nelerden ibaret olduğu kalem kalem yazılıp dökümü gösterilerek (denetime elverişli şekilde) davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde toplam 790,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine şeklinde hüküm kurularak yargılama giderleri miktar ve kalemlerinin açıkça belirtilmemiş olması isabetli görülmemiştir.
3-Yine kabule göre ;
a)Davalı vekili yargılama aşamasındaki savunmasında, davacıların desteğinin, kazaya karışan araçta hatır için taşındığını ileri sürerek belirlenecek zarardan indirim yapılması gerektiğini bildirmiştir. Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 818 sayılı BK.’nun 43. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hâkim, tazminattan mutlaka indirme yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir. O halde mahkemece, bu savunma üzerinde durularak, Halfeti Asliye Ceza Mahkemesi 2011/132 E. sayılı ceza yargılama dosyası da getirtilerek taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartları göz önüne alınarak araştırma ve inceleme yapılması gerekmekte olup davalının savunmasına itibar edilmeyerek ve karar yerinde tartışılmayarak hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
b)Dosya kapsamına göre; bilirkişi tarafından CSO 1980 yaşam tablosu dikkate alınarak desteğin kaza tarihinden sonraki muhtemel yaşam süresi belirlenmiş ve hesaplama yapılmış olup mahkemece bu rapor hükme esas alınmıştır.
Ancak karara esas alınan hesaplama, Hukuk Genel Kurulu"nun 1989/4-586 esas, 1990/199 sayılı kararı ve yerleşik Yargıtay içtihatlarına uygun değildir. Bu itibarla, Yargıtay kriterlerine uygun olarak .... (PMF 1931) Tablosu esas alınarak muhtemel yaşam süresinin belirlenmesi ile destek tazminatının hesaplanması gerekirken tazminat esaslarına uygun olmayan yaşam süresine göre hesaplama yapılan bilirkişi raporunun hükme esas alınarak
yazılı olduğu biçimde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
c)Davalının sair temyiz itirazının bozma neden ve şekline göre incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (3) numaralı bent c fıkrası nedeniyle davalının sair temyiz itirazının bozma neden ve şekline göre incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalıya geri verilmesine 4.5.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.