Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/3536
Karar No: 2011/844
Karar Tarihi: 21.02.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/3536 Esas 2011/844 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/3536 E.  ,  2011/844 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil

    ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair İncesu Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinden verilen 24.12.2009 gün ve 63/309 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalılar ... ve müşterekleri tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı ... dava dilekçesinde, dava konusu 291 ara 2 parseldeki 1 nolu bağımsız bölümün evlilik birliği içinde satın alınarak miras bırakan eşi ...adına tescil edildiğini, 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanununa göre edinilmiş malların yarısının kendisine ait olduğunu ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptaliyle 1/2"sinin adına tesciline, ev eşyalarının ise eşi tarafından bağışlandığından tamamının kendisine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiş, sonradan vekili aracılığıyla sunduğu 24.11.2009 havale tarihli dilekçede ise, dava konusu taşınmazın müşterek aile konutu olduğunu kanunen söz konusu konut üzerinde sağ eşe mülkiyet hakkının tanınması gerektiğini bildirmiştir.
    Davalı ... davanın reddini savunmuş, davalı ... davayı kabul etmiş, diğer davalılar yargılama oturumlarına katılmadıkları gibi savunma yapmamışlardır.
    Mahkemece, dosya arasında bulunan bağış senedine göre mülkiyet hakkının seçildiği, TMK.nun 240. maddesi uyarınca haklı sebebin bulunması durumunda müşterek konut üzerinde sağ eşe mülkiyet hakkının tanınmasının mümkün olduğu gerekçeleriyle davanın kabulü ile 291 ada 2 parseldeki 1 nolu bağımsız bölümün 1/2 tapu payının iptaliyle davacı adına tesciline, ev eşyalarının davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesi üzerine; hükmün taşınmaza ilişkin bölümü, davalılar ..., ..., ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
    HUMK.nun 75/2. maddesine göre, hakim müphem ve mütenakız gördüğü iddia veya sebepler hakkında açıklama isteyebilir. Aynı kanunun 213/1. maddesine göre de davanın her aşamasında tahkikat hakimi iki tarafı veya vekillerini çağırarak davanın maddi olguları hakkında beyanlarını dinleyebilir. Davanın doğru biçimde sonuçlandırılması için davanın ne olduğunun anlaşılması gerekir. Davanın niteliği anlaşılamadan hangi kanuni düzenlemeye göre sonuçlandırılacağı noktasına ulaşılamaz. Somut olayda; önce edinilmiş malların yarısının sağ eşe ait olduğu ileri sürülerek tapu iptali ile tescil isteğinde bulunulduğu halde sonradan sunulan dilekçe ile birlikte yaşanan aile konutu üzerinde sağ eşin mülkiyet hakkının bulunduğu bildirilmiştir. Önceki istek TMK.nun 231 vd maddelerine göre çözümlenmesi gerekirken sonraki istek aynı kanunun 240. maddesine göre çözümlenmesi gerekir. Her iki dava türünün başarıya ulaşması için aranan kriterler birbirinden farklı olduğundan istek doğrultusunda ayrı ayrı araştırma ve inceleme yapılması gerekmektedir.
    Mahkemece, az yukarıda açıklanan usul hükümleri uyarınca davacı vekilinden isteklerinin duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklatılması, bundan sonra istek türüne göre iddia ve savunma çerçevesinde taraf delilleri toplanarak uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken davacı tarafın isteği açıklattırılmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
    Tüm bu açıklamalar nedeniyle davalılar ... ve arkadaşlarının yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün taşınmaza ilişkin bölümünün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılar ... ve müştereklerine iadesine 21.02.2011 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY

    Davacı, dava konusu Kayseri İli, İncesu İlçesi, Vali İhsan Aras Mahallesi, 291 ada 2 nolu parsel üzerindeki meskenin miras bırakan ... adına kayıtlı iken bu kişinin sağlığında düzenlediği 13.03.2002 tarihli senetle ½ payını kendisine özgülediğini, yine haricen düzenlenen 08.08.2001 tarihli hibe senedi ile de bu evde bulunan menkul malları kendisinin hibe ettiğini açıklayarak muris adına olan tapu kaydının ½ payının iptali ile adına tescilini ve hibe senedine konu olan menkul malların mülkiyetinin kendisine ait olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ..., TMK.nun 219 ve 220.maddelerinden söz ederek dava konusu taşınmazla ilgili olan davanın reddine karar verilmesini, bu yerle ilgili olarak açılan ortaklığın giderilmesi davasının kabulle neticelenerek kesinleştiğini ve davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Davalı ... 22.05.2008 tarihli oturumda; dava konusu taşınmazın ½ payının davacıya ait olduğunu ve davayı kabul ettiğini açıklamış, beyanını HUMK.nun 151.maddesi gereğince imzasıyla onaylamıştır. Öteki davalılar yanıt vermemişlerdir.
    Mahkemece, davanın mal rejimi ve eşlerden birinin ölümü halinde edinilmiş malların tasfiyesi hükümlerine dayanılarak açıldığı, yasal mal rejiminin tasfiyesi davası olduğu nitelemesi yapıldıktan sonra davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın muris ... adına olan tapu kaydının ½ payının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, arta kalan payın muris üzerinde bırakılmasına, 08.08.2001 tarihli hibe senedinde yer alan ev eşyalarının davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmiştir.
    Hüküm süresi içerisinde davalılar ..., ..., ...., ... ve ... tarafından müşterek dilekçeyle temyiz edilerek bozma istenmiştir.
    Toplanan kanıtlar, tüm dosya kapsamından; davacının eşi olan miras bırakan ... 01.02.2006 tarihinde ölmüştür. Ölümü ile davacı olan dul kalan eşi ve davalı çocukları ..., ..., ..., ..., ..., ..., .., ...ve ... kalmıştır. Tarafların tamamı davada davacı ve davalı olarak yer almıştır. Tapu kaydı getirilmiştir. Dava konusu 291 ada 2 nolu parselin 24/280 arsa paylı 1.Blok, 1 No.lu kattaki bağımsız bölümün Konut Yapı Kooperatifi adına kayıtlı iken kat mülkiyetine çevrilmekle ve üyelere tahsis edilmekle 09.07.2002 tarihinde Durmuş oğlu ... adına tescil edildiği ve halen bu şahıs adına tapulu olduğu görülmüştür. Dava dilekçesi ekinde sunulan 13.03.2002 tarihli “senettir” başlıklı haricen düzenlenen ve yöntemine uygun olarak tanıklar ile azalar ve muhtar tarafından onaylanan ...’ün imzasını taşıyan belge kapsamına göre; dava konusu evin yarı payının davacıya ait olduğu, yarı payının da muris ... adına olması gerektiği, ancak eşlerden birisi somut olayda ... öldüğünde sağ kalan eşin ölümüne kadar bu evin tamamında oturma hakkının bulunduğu yazılı olduğu görülmüştür. Yine dilekçe ekindeki 08.08.2001 tarihli “hibe senedi” başlıklı haricen düzenlenen ... ile tanıklar, azalar ve mahalle muhtarı tarafından imzalanan belge kapsamına göre müşterek oturulan evdeki senette yazılı olan eşyaların ... tarafından davacıya hibe edildiği belirlenmiştir. Keşif yapılmıştır. Davacı tanıkları dinlenmiştir. Senedin doğruluğunu murisin beyanına göre evin yarısının davacıya ait olacağının muris tarafından açıklandığını söylemişlerdir. İncesu Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/154 Esasında kayıtlı davacısı..., davalıları ... ve arkadaşları olan ortaklığın giderilmesi davasının dosyasında yapılan incelemede; dava konusu 291 ada 2 parseldeki 1 numaralı bağımsız bölümle ilgili ortaklığın giderilmesinin talep edildiği, mahkemece davanın kabul edildiği, temyiz üzerine Yargıtay 6.Hukuk Dairesinin 09.06.2008 tarihli onama kararıyla onanarak kesinleştiği, ancak satış için dosyanın satış memurluğuna tevdii edilmediği anlaşılmaktadır. Davalı ...’in kabul beyanı kesin hükmün sonuçlarını doğurur ölçüdedir. Açıklanan olgular tarafların ve yerel mahkemenin kabulündedir. Dairenin Sayın çoğunluğu ile azınlık arasındaki aykırılık; iddianın HUMK.nun 75/2.maddesine göre müphem ve mütenakız olduğu, ayrıca taleplerden birinin TMK.nun 231, diğerinin aynı Kanunun 240.maddesi kapsamında olması nedeniyle bu durumların açıklattırılarak uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığından söz edilerek ortaya çıkmıştır.
    Hemen belirtmek gerekir ki; dava konusu taşınmazın tapu kaydı tarafların miras bırakanı adına kooperatiften tahsis yoluyla 09.07.2002 tarihinde oluşmuştur. 01.01.2002 tarihinden sonra edinilen malların somut olayda yasa gereği ½ payının davacıya, diğer payının da murise, ölmekle mirasçılarına ait olacağı tartışmasızdır. Ayrıca 07.10.1953 tarih 8/7 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararı uyarınca ve yine 05.02.1947 tarih 20/6 sayılı İçtihatı Birleştirme kararı gereğince bu tür davaların yazılı delille kanıtlanması gerekir. Miras bırakan ve davacı, tapunun edinildiği tarihte evli olduklarına ve miras bırakanın elinden sadır olmuş 13.03.2002 tarihli senet kapsamına ve bu senedi doğrulayan tanık anlatımlarına göre; taşınmazın ½ payının davacıya ait olacağı TMK.nun 240/3.maddesi emri de gereğidir. Dolayısıyla mahalli mahkeme HUMK.nun 74 ve 76.maddelerine göre hukuki nitelemeyi son derece somut olaya uygun ve doğru yapmıştır. Kurulan hüküm de yukarıda belirtilen tevhidi içtihatlar ile yasa maddesi kapsamlarına uygundur. Öyle ise, usul, yasa ve dosyasındaki delillere uygun olan yerel mahkeme kararının onanması gerekirken; belirtilen gerekçelerle bozma kararı verilmesinin doğru olmadığını düşünüyorum. Bu nedenlerle, Dairenin Sayın çoğunluğunun görüşlerine katılamıyorum. Netice olarak mahalli mahkeme kararı tümüyle onanmalıdır. 21.02.2011





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi