17. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/221 Karar No: 2020/4060 Karar Tarihi: 29.06.2020
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/221 Esas 2020/4060 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı banka ile dava dışı bir şirket arasındaki genel kredi sözleşmeleri gereğince müteselsil kefil olan davalı, söz konusu kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle başlatılan takiplerde borçlu kişinin mirasçısı olduğu tespit edilmiştir. Ancak davalı, eşinin borçlarından kurtarmak ve alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla taşınmazlarını oğluna bağışlamıştır. Davacı banka tarafından bu taşınmazların devrine yönelik tasarrufun iptali davası açılmıştır. İlk derece mahkemesi bu davayı kabul etmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesinde, davanın kabul edilmesi yönündeki karar onanmıştır. Hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz incelemesi sonucunda, somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön bulunmadığı ve uygulanması gereken nedenlerin de bulunmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerektiği sonucuna varılmıştır. Kararda geçen hukuk kuralları HMK'nun 353/1-b.1, 369/1 ve 371. maddeleridir.
17. Hukuk Dairesi 2018/221 E. , 2020/4060 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki ilk derece mahkemesinde görülen tasarrufun iptali davasında verilen davanın kabulüne ilişkin hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; esas yönünden istinaf isteminin reddine ilişkin kararın, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili; asıl kredi borçlusu ... Fabrikası A.Ş. ile davacı banka arasında genel kredi sözleşmeleri imzalandığını, dava dışı ..."in de bu sözleşmeyi müteselsil kefil olarak imzaladığını, söz konusu sözleşmelerden kaynaklanan kredi borcu ödenmediğinden İzmir 5. İcra Müdürlüğü"nün 2013/1888 sayılı ve 2014/10713 sayılı dosyalarından ilamsız takipler başlatıldığını, borçlu ..."in 01.03.2014 tarihinde vefat ettiğini, mirasçılar olarak ..., ..., ... ve ..."in olduğunun tespit edildiğini ve Medeni Kanun gereği tüm mirasçılara takibin devam edeceğine dair muhtıranın tebliğe çıkarıldığını, ancak davalı ..."in bir kısım taşınmazlarını eşi ..."in borçlarından kurtarmak ve alacaklılardan mal kaçırmak kastı ile görünürde satış gerçekte ise bağışlama yoluyla oğlu olan davalı ..."e devir yaptığını belirterek dava konusu taşınmazların devrine ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili; davalı ..."in babası olan ..."in mirasını reddettiğini, bu nedenle bu davalıya karşı mevcut davanın yöneltilemeyeceğini beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne, ... ili ...ak ilçesi ... Mahallesi 1196 ada 10 parselde kain 5.kat 27 nolu bağımsız bölümün 1/4 hissesinin borçlu davalı ... tarafından diğer davalı ..."e 21/05/2014 tarihinde satış yolu ile devrine ilişkin, ... ili ... ilçesi ... Mahallesi 621 parselin 1/4 hissesinin borçlu davalı ... tarafından diğer davalı ..."e 02/06/2014 tarihinde satış yolu ile devrine ilişkin, ... ili ... ilçesi ... Mahallesi 148 ada 7 parselde kain taşınmazın borçlu davalı ... tarafından diğer davalı ..."e 26/05/2014 tarihinde satış yolu ile devrine ilişkin tasarrufların iptaline, davacıya İzmir 5. İcra Müdürlüğü"nün 2013/1888 ve 2014/10713 sayılı takip dosyalarındaki alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere dava konusu taşınmazların hisseleri üzerinde cebri icra yetkisi tanınmasına karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından istinaf edilmiştir. İzmir Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. İlk derece mahkemesince verilen karara yönelik olarak davalılar vekilince yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda, Bölge Adliye Mahkemesince verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına, göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, Dairemiz karar örneğinin ise Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine ve aşağıda dökümü yazılı 1.901,67 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına 29/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.