20. Hukuk Dairesi 2014/6359 E. , 2014/8769 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 10.01.2011 tarihli dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... Merkez, ... Köyü, ... Mevkiinde bulunan doğusu ... (zeytinlik), güneyi ... (bağ ve zeytinlik) batısı kısmen ... ve ... (zeytinlik) kısmen ... "ye ait (bahçe ve ev) kuzeyi yol olan yaklaşık 8 dönüm civarındaki dava konusu taşınmazın, müvekkili tarafından 1976 yılından bu yana nizasız ve fasılasız malik sıfatıyla zilyet ve tasarrufunda bulunduğunu, dava konusu yerin müvekkilin dedesi ..."a ait olduğunu, dedelerinin 70 yıl kadar önce ölmesinden sonra bu yerin babası ... ve halası ... ile ..."a miras olarak kaldığını, 1976 yılında halaları ... ve ..."nin bu yerdeki hisselerinin tamamını 180.- TL bedelle davacıya sattıklarını, aynı yıl babası ..."in de bu yerdeki hissesini davacıya bağışladığını, davacı müvekkilinin dava konusu yeri bütün olarak 1976 yılından bu yana nizasız fasılasız malik sıfatıyla kullandığını, dava konusu taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir.
Davacı vekili, 01/03/2013 havale tarihli ıslah dilekçesinde; dava konusu yerin tamamının talepleri doğrultusunda müvekkili adına tespit ve tapuya tesciline, bu talepleri kabul olmazsa kısmen kabul edilirse müvekkil adına tesbit ve tesciline karar verilmeyen kısımlar üzerinde bulunan ağaçların müvekkile ait olduğu hususunun tapuya şerh düşülmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, fen bilirkişisine ait 22/10/2012 tarihli rapora ekli krokide, (B) harfi ile gösterilen 4.747,33 m²"lik alanın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, aynı krokide (A) harfi ile gösterilen bölüme ilişkin talebin reddine, (A) harfi ile gösterilen 3.166,67 m²"lik yerin TMK"nun 713/6. maddesi gereğince Hazine adına tesciline, (A) bölüm üzerinde bulunan 2-3 yaşlarında zeytin fidanlarının davacıya ait olduğunun tesbitine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 10/12/1999 tarihinde ilânı yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu işlemi yapılmış ve sonuçları 25/06/1970 - 25/07/1970 tarihleri arasında ilân edilmiş ve kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
1) Davalı Hazinenin krokide (B) ile gösterilen bölüme yönelik temyiz itirazları bakımından;
İncelenen dosya kapsamına kararın dayandığı gerekçeye göre, dava konusu taşınmazın krokide (B) ile gösterilen bölümünün, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş tahdit
haritası, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, hükmün onanması gerekmiştir.
2) Davalı Hazinenin krokide (A) ile gösterilen bölüm üzerindeki zeytin fidanlarının davacıya ait olduğunun tespiti kararına yönelik temyiz itirazlarına gelince;
İncelenen dosya kapsamına ve ziraat bilirkişi raporuna göre, dava konusu taşınmaz üzerinde sabit taş ve kayalık alanlar bulunmakta olup, sığ derinlikte, imar ve ihya edilmemiş, bor, hali arazi vasfında olduğu, üzerine davacı tarafından 3-4 yıl önce zeytin fidanları dikilmiş olması zilyetlikle kazanım için yeterli olmadığından, bu bölüme ilişkin, Hazinenin tescil talebi kabul edilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Ancak, bu kısmın imar ve ihya edilmeden ve zilyetlik süresi dolmadan, yani davacı tarafından zilyetlikle kazanma koşulları gerçekleşmeden, üzerine zeytin fidanı dikilmesi, davacı lehine bir hak doğurmayacağından, zilyetliğin tespitine karar verilmesi doğru değildir. Kaldı ki; muhtesat şerhine ilişkin kararlar, 3402 sayılı Kanunun 19/2. maddesi gereğince, ancak kadastro tesbiti sırasında kadastro komisyonu tarafından ya da dava konusu edilirse kadastro mahkemelerince verilebileceğinden, genel mahkemelerde bu yönlü bir karar da verilemeceğinden, bu bölümdeki zilyetlik şerhi istemine ilişkin istemin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin taşınmazın (B) bölümüne yönelik temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin taşınmazın (A) bölümüne yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu bölüm yönünden BOZULMASINA, 23/10/2014 günü oybirliğiyle karar verildi.