19. Hukuk Dairesi 2017/2711 E. , 2018/52 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasında görülmekte olan menfi tespit ve maddi tazminat davalarının ilk derece mahkemesinde yapılan yargılaması sonunda verilen kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine ... BAM 11. Hukuk Dairesi tarafından verilen istinaf talebinin davalılar yönünden reddine, davacı yönünden kısmen kabulüne ve buna göre yeniden hükmün kurulmasına ilişkin kararın bu kere taraflarca temyiz edilmesi üzerine; belli günde yapılan duruşmaya çağrılan taraf vekillerinden duruşmaya gelen davacı vekili Av. ... ve davalı vekili Av. ...’in sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davacı şirketin eski yöneticileri olan davalı ... ile davalı ..."un temsil yetkileri sona erdikten sonra diğer davalı ..."ya gerçek bir borç bulunmamasına rağmen 255.000,00 TL bedelli bir bono verdiklerini ve bonodaki düzenlenme tarihinin davalıların yetkili olduğu dönem içeresinde kalan 31.01.2007 tarihi olarak yazıldığını, bu bononun davalı lehtar ... tarafından takibe konulduğunu, icra dosyasında davalıların davacı şirkete ait 25.000,00 TL değerindeki sağlam aracı parçalayarak gayrifaal şekilde haczedilip 2.450,00 TL"ye satılmasına neden olduklarını bu şekilde davacı şirketi zarara uğrattıklarını ileri sürerek, davacı şirketin icra dosyasına konu bono nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespiti ile %40"dan az olmamak üzere kötüniyet tazminatına ve 25.000,00 TL araç bedelinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... ve ... vekili, dava konusu bononun davacı şirketin de içinde yer aldığı aile şirketlerinin mali krize girmesi nedeniyle davacı ... tarafından davalı ..."dan alınan borç para karşılığı verildiğini, paranın aile şirketleri için kullanılması nedeniyle davacı şirketin senet üzerinde avalist olarak yer aldığını bu bakımdan davacının alacaklı ile ticari ilişkisinin bulunmadığını savunmasının anlamsız olduğunu, davacının davalılar hakkındaki suçlamaları nedeniyle ... 17. Asliye Ceza Mahkemesi"nde açılan ceza davasında beraat kararı verildiğini davanın haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, davalı ..."nun temel ilişkisinin davacı ile değil diğer davalılarla olduğunu, davalı ..."nun diğer davalılara borç verdiğini, karşılığında dava konusu senedi aldığını, diğer davalı ..."un senedin düzenlendiği tarihte davacı şirketin yetkili temsilcisi olduğunu, davacı ile diğer davalılar arasındaki ilişkilerin senedin alacaklısı olan davalı ..."yu etkilemeyeceğini, davacının haczen satılan araç nedeniyle davalı ..."ya dava yönelmesinin mümkün bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, davalıların savunmalarından davacı şirket ile davalı ... arasında bir ticari ilişki bulunmadığı ve şirketin borçlanmasını gerektirecek bir hususun olmadığının anlaşıldığı, davalıların önceden beridir birbirini tanıdığı ve yüksek miktarda borç alıp verecek düzeyde ilişkilerinin bulunduğu, davalılar Mustafa Koç ve ..."un senedin tanzim tarihinde davacı şirketin yetkilisi oldukları, her ne kadar borç parayı şirkete verdiklerini savunmuşlarsa da buna dair hiç bir delil sunamadıkları gibi kendi dönemlerine ait ticari defter ve kayıtları ibraz etmedikleri için savunmalarına itibar edilmediği gerekçesiyle menfi tespit isteğinin kabulü ile davacı şirketin dava konusu senet nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitine, davalı ..."nun kötüniyetli olduğu ispat edilmediği için kötüniyet tazminatı isteğinin reddine, icrada satılan aracın parçalarının eskime nedeniyle değil sökülme nedeniyle eksik olduğu, davalıların şirkete ait aracı korumakla yükümlü bulunmalarına göre aracın uğradığı zarardan sorumlu oldukları, aracın icrada satıldığı tarihteki sağlam değerinden parçaları sökülmüş değeri düşüldüğünde davacı şirketin uğradığı zararın 20.000,00 TL olduğu gerekçesiyle maddi tazminat isteğinin kısmen kabulü ile 20.000,00 TL"nin davalılar ... ve ..."tan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya yönelik isteğin reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı şirket yetkilisi ve davalılar vekilleri istinaf yoluna başvurmuşlardır.
Bölge Adliye Mahkemesince, davalıların istinaf başvurularının esastan reddine, davacının istinaf başvurusuna gelince ilk derece mahkemesinin menfi tespit talebinin kabulüne yönelik verdiği kararının gerekçesinin yerinde görülmediği, davaya konu bononun keşide tarihinin 31.01.2007 tarihi olduğu, hileli iflas ve hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan davalıların da sanık olduğu ... 5. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2014/324 E. sayılı dosyasında davalı ..."nun kollukta verdiği ifadesinde; "..2006 yılında peyder pey ... isimli arkadaşına dostluk gereği borç para verdiğini, bu borç paraların zamanla biriktiğini ve 2008 yılı Mart ayında ... ile bu paraların hesabını yaptığını ve yaklaşık 200.000,00 TL tutarında anlaştıklarını, bu para için ... senet vermek istediğini, kendisinin kabul ettiğini,..." beyan ettiği, davacı şirketin borç para alınmasına ilişkin herhangi bir ortaklar kurulu kararı bulunmamasına, davalılar ... ve ..."un üç ayrı tarihte verdiği iddia edilen bonoların toplam 595.000,00 TL bedelli olduğu ve bu borç miktarının şirket kayıtlarında gösterilmediği, bu denli yüksek meblağlı bir bononun uzunca bir süre takibe konulmadan durdurulmasının ticari hayata aykırı olması hususları karşısında davalıların savunmalarına itibar edilemeyeceği davaya konu bononun 2008 Mart ayında düzenlendiğinin sonucuna varıldığı, 2008 Mart ayında verilen bonoda düzenleme tarihi davalılar olarak ... ve ..."un davacı şirketi temsil yetkisinin devam ettiği 31.01.2007 tarihi gösterilmek suretiyle gerçeğe aykırı bono tanzim edildiği anlaşıldığından davacının bono nedeniyle sorumlu olmadığı, neticesi itibariyle doğru olan ilk derece mahkemesinin gerekçesinin bu şekilde düzeltilmesi gerektiği, icra dosyasında satılan araç bedelinin tamamının vergi dairesine ödenmesi ve alacaklıya bir şey ödenmemiş olması nedeniyle davanın istirdat olarak kabul edilmediğinden bu yönde bir hüküm kurulmadığı, ... 5. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2014/324 E. sayılı dosyasında dinlenilen tanık anlatımları ile dosyaya sunulan fotoğraflardan ve davalı ..."un ... 17. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2013/257 E. sayılı dosyasındaki ifadesinden dava konusu ... plakalı aracın davalı ..."un talimatı ile parçalandıktan sonra icrada değerinden düşük bir şekilde satıldığı ve satıştan sonra tekrar eski parçalarının birleştirilerek kullanması için yine davalı ..."a verildiğinin anlaşıldığı, davalılar ... ile ..."un şirket yetkilisi olarak araç bedelinin tamamından dolayı sorumlu olduğu gerekçeleri ile davacının istinaf başvurusunun esastan yönünden kısmen kabulü ve kısmen reddi ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile davaya konu senet nedeniyle davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine, bononun gerçeğe aykırı düzenlendiğini bildiği anlaşılan davalı ... aleyhine %40 kötüniyet tazminatı verilmesine, aracın değeri olarak belirlenen 25.000,00 TL"nin davalılar ... ve ..."tan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı şirket yetkilisi ve davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Menfi tespit davasının konusu olan takip alacaklısı davalı ..."nun takip dosyasındaki alacağını dava açıldıktan sonra dava dışı Recai Kırmızıtaş"a temlik ettiği anlaşıldığından davacıya HMK"nun 125. maddesi gereğince davayı mevcut davalıya karşı mı yoksa temlik alana karşı mı sürdüreceği sorulmadan davaya devam edilmesi doğru olmamıştır.
2- Objektif dava birleşmesine konu tazminat davasında davacı şirkete ait aracın rayiç değerinin 25.000,00 TL olduğu bu araçtaki önemli parçaların sökülmesi nedeniyle aracın icrada 2.450,00 TL"ye satılması ve bu paranın da şirketin araçla ilgili borçları yönünden vergi dairesine gönderilmesi karşısında davacı şirketin zararının aradaki fark olan olan 22.550,00 TL olmasına rağmen davalılar ... ve ..."un 25.000,00 TL ile sorumlu tutulması doğru olmamıştır.
3- Objektif dava birleşmesine konu menfi tespit davasında Bölge Adliye Mahkemesi’nce, davalı ...’nun ceza soruşturması sırasında dava konusu bono dışında başka bir bonoya ilişkin beyanının dava konusu bonoya ilişkin kabul edilerek karara gerekçe yapılması doğru olmamıştır.
Ancak dosyadaki belgelere göre davalılar ... ve ...’un her ikisinin de davacı şirketi temsile münferiden yetkili bulundukları, kendilerinin keşideci olduğu bonoda davalı ...’un şirketi temsil yetkisini kötüye kullanarak davacı şirketi bonoda avalist yaptığı temsilerinin temsil yetkisin kötüye kullanması nedeniyle bu aval işleminin batıl olduğu ve bu nedenle davacı şirketin dava konusu bonodan dolayı borçlu olmadığı anlaşılmaktadır.
Zira temsilcinin kendisiyle işlem yapması kural olarak yasaktır. Temsilcinin izinsiz olarak kendisiyle yaptığı işlem sakat bir işlemdir. Bu işlem temsil olunanı bağlamaz. Özenli bir temsilci, iyiniyet ve sadakat borcu gereği, temsil ettiği şirketin çıkarına aykırı olarak bir işlem yaparsa bu işlem kural olarak temsil görevinin dışında kalır. ( Doç. Dr. Erol Ulusoy, Anonim Şirketlerde Şirketle İşlem Yapma Yasağı ve Çifte Temsil, Ankara, 2005, S: 67-78-228 )
Öte yandan davalılar ... ve ...’a karşı ileri sürülen davacı iddiası ve oluşa göre bu ikisine husumet yöneltilmesinde bir yanlışlık bulunmamaktadır.
Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi menfi tespit davasıyla ilgili gerekçesinde yukarıda açıklanan temsil yetkisinin kötüye kullanılması üzerinde durmalıdır.
4- Davacının istinaf başvurusu masraflarının ve harçlarının istinaf kararında davacının yargılama giderlerine dahil edilmemesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin 21/02/2017 gün ve 2017/152 E.-2017/122 K. sayılı kararının BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, davalı ... yararına takdir edilen 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ..."ya ödenmesine, dosyanın ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi"ne gönderilmesine, 16.01.2018 günü oy birliğiyle karar verildi.