8. Hukuk Dairesi 2018/3390 E. , 2019/4426 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil, Tazminat
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili; 227 ada 28 parselde bulunan 1 nolu dairenin malikinin vekil edeni olduğunu, ancak davalının bu dairenin kendisine ait olduğunu belirterek haksız mülkiyet iddiasında bulunduğunu, Ümraniye 2 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/706 Esas sayılı dosyasında davalının müdahalenin menine karar verildiğini ve o davada 01.01.2009 - 31.12.2009 tarihleri arasındaki kısım yönünden de ecrimisil kararı verildiğini açıklayarak, davalının mülkiyet iddia ettiği 20.06.2006 ile 01.01.2009 tarihleri arası ve 01.01.2010 ile taşınmazı tahliye ettiği 09.03.2013 tarihleri arasındaki döneme ait ecrimisilin tahsilini, bunun yanında dairenin kullanımından kaynaklı boya, badana, priz ve sökülen kombi bedeli de olmak üzere 2.475 TL tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; süresinde verdiği cevap dilekçesinde davanın reddini savunmuş, 09.12.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile de cevap dilekçesini 2006 - 2007 ve 2008 yıllarına ilişkin zamanaşımı defi yönünden ıslah etmiştir.
Mahkemece; davalı vekilinin ıslah ile birlikte bulunduğu zamanaşımı itirazına itibar edilmemiş, ancak davacı vekilinin 20.04.2015 tarihinde yaptığı bedel artırımına davalı tarafından zamanaşımı definde bulunulmasına itibar edilerek, davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1. Dosya içeriği, mevcut delil durumu ve gerekçeli mahkeme kararına göre davacı ve davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, ecrimisil ve tazminat istemine ilişkindir.
Ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve 6100 sayılı HMK"nin 266. vd. maddelerine uygun olmalıdır.
Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
6100 sayılı HMK"nin 107/1. maddesine göre, "Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir." Belirsiz alacak davalarında dava tarihinde alacağın tamamı için zamanaşımı kesilir. 6098 sayılı TBK"nin 157. maddesine göre dava süresince tarafların yargılamaya ilişkin her işleminden veya hakimin her kararından sonra zamanaşımı yeniden işlemeye başlar. Bu nedenle yargılama sırasında alacağın zamanaşımına uğradığından söz edilmeyeceğinden, davacının talep attırım dilekçesi üzerine ileri sürülen zamanaşımı def"inin de sonuca etkisi olmaz. Ecrimisil davaları da niteliği itibariyle belirsiz alacak davasıdır. Davacı dava tarihinden geriye doğru son 5 yıl için zamanaşımı def"ine maruz kalmaksızın alacağını isteyebilir.
Öte yandan 6100 sayılı HMK"nin 176. maddesine göre "Taraflardan her biri yapmış olduğu usul işlemlerini, kısmen veya tamamen ıslah edebilir." Cevap dilekçesi de bir usul işlemi olup, davalı cevap dilekçesinde ileri sürmediği zamanaşımı def"ini cevap dilekçesini ıslah ederek ileri sürebilir. Yargıtay HGK"nin kararları da bu yöndedir. (Yargıtay HGK 2017/14-1093 Esas, 2017/1090 Karar)
Somut olayda; davacı vekili dava dilekçesiyle 20.06.2006 ile 01.01.2009 arası ve 01.01.2010 ila taşınmazın tahliye tarihi olan 09.03.2013 dönemi için dava dilekçesi ile 5000 TL. ecrimisil alacağı, 2.475 TL zarar bedelinin tahsilini, bedel attırım dilekçesiyle de 26.587 TL"nin tahsilini istemiştir. Davalı vekili ise ilk cevap dilekçesiyle davanın reddini, ıslah ettiği cevap dilekçesiyle de zamanaşımı def"i ile birlikte davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler gereğince davalının cevap dilekçesini ıslah ederek zamanaşımı def"inde bulunabileceği davacının da davalının zamanaşımı def"ine maruz kalmaksızın son 5 yıl için belirsiz alacak davası olarak bedel arttırımı yaparak ecrimisil isteyebileceği kabul edilerek 25.03.2008 ile 01.01.2009 arası ve 01.01.2010 ile 09.03.2013 dönemi için daire içtihat ve uygulamasına uygun olarak bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Ayrıca mahkemece 2475 TL tazminata ilişkin davalının itirazları yeterince araştırılıp, incelenmeden ve gerekçelendirilmeden tesbit raporuna atıf yapan yetersiz bilirkişi raporuna göre kabul kararı verilmesi de doğru değildir
SONUÇ: Davacı ve davalı vekilinin yukarıda 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacı ve davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenle reddine, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 29.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.