15. Hukuk Dairesi 2018/810 E. , 2018/2504 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki asıl ve birleşen dosyada davacı-karşı davalılar vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde asıl ve birleşen dosyada davacı-karşı davalılar vekili Avukat Hilal Yıldız ile asıl ve birleşen dosya davalısı-karşı davacı vekili Avukat Nazlı Zeynep Mutlu geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Asıl ve karşı dava ile birleşen dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olup, mahkemece Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2013/6923 Esas, 2014/1757 Karar sayılı bozma ilâmına uyularak her üç davanın reddine dair verilen karar, asıl ve birleşen dosyada davacı-karşı davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre asıl ve birleşen dosyada davacı-karşı davalıların aşağıdaki bendin dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı arsa sahipleri asıl dosyada açtıkları davalarında davalı yüklenici ... ile aralarında 16.09.2004 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını,
yüklenicinin edimlerini tam olarak yerine getirmediğini, eksik ve ayıplı imalâtlar bulunduğunu ileri sürerek, kendilerine ait 3 daire için 5.000,00’er TL’nin davalı yükleniciden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişler, birleşen davada diğer arsa sahipleri olan davacılar ... ve ... davalarında yüklenicinin sözleşme kapsamında ayıplı imalât yaptığını belirterek, her bir daire için 5.000,00’er TL’nin davalı yükleniciden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı savunmasında sözleşme ile üstlendiği edimlerini tam olarak ve süresinden önce yerine getirdiğini, teslimden uzun zaman sonra bu davanın açıldığını, kendisine süresinde ayıp ihbarında bulunmadıklarını, değişikliklerin arsa sahiplerinin rızaları ile yapıldığını savunarak, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesini istemiş; karşı davasında fazla imalâtlar yaptığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davalıların daire payına düşen 10.000,00 TL bedelin karşı davalılar Yusuf Namık Çevikhan ve ...’den tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece 01.11.2012 tarihinde verilen karar ile asıl ve birleşen dava ile karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu kararın taraflarca temyizi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesi"nin 10.03.2014 gün 2013/6923 Esas, 2014/1757 Karar sayılı sayılı ilâmı ile, yapılan dış cephe kaplamasının ortak alanla ilgili olup, bu imalâttan davalı-karşı davacı yüklenicinin de yararlanması nedeniyle bedel talebinde bulunulamayacağından karşı davanın reddi gerektiği, birleşen davanın konusu bağımsız bölümler yönünden mahallinde mahkemece herhangi bir inceleme yapılmadığı, binada 4 kişilik asansör yerine 3 kişilik asansör yapıldığı belirtilerek bu imalâtın makine mühendisinin uzmanlık alanına girdiği halde, hükme esas alınan raporu veren bilirkişi heyetinde bu uzmanlık alanında bilirkişi seçilmeden mevcut heyetçe verilen raporun hüküm yerinde esas alınmasının doğru olmadığı, kabule göre de karşı davanın sadece arsa sahiplerinden Yusuf Namık Çevikhan ve ... aleyhine açıldığı halde hüküm altına alınan bedelin infazda tereddüt yaratacak şekilde tahsil edilecek davalıların isimlerinin karar yerinde gösterilmemesi ve karşı davadaki davalıların arsa payları farklı olduğu halde bu hususun da dikkate alınmamasının doğru olmadığı, açık ayıplı imalâtlar ile ilgili süresinde ayıp ihbarı yapılıp yapılmadığının incelenmemesinin doğru olmadığı gerekçeleriyle bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozmaya uyularak 14.03.2017 tarihli karar ile üç davanın da reddine karar verilmiştir.
Asıl ve birleşen davada arsa sahipleri eksik ve ayıplı imalât yapıldığını ileri sürerek giderim bedelinin tahsilini talep etmişlerdir. Bozmadan sonra alınan bilirkişi raporunda dosya kapsamına dayalı olarak, mahkemece ayıpların açık ayıp olup süresinde davacı arsa sahiplerinin muayene ve ihbar yükümlülüklerini yerine getirmediklerinden ayıp giderim bedelinin istenemeyeceği kabul edilmiştir. Ayıplı imalât mevcut olup, ayıbın açık ayıp olması halinde süresinde muayene ve ihbar yükümlülüğünü getirilmemiş olması durumunda giderim bedeli talep edilemez ise de eksik iş ve imalatların bulunması halinde bunların giderim bedeli ihbar zorunluluğu bulunmaksızın zamanaşımı süresinde talep edilebilir. Mahkemece sözleşme konusu işle ilgili belediye işlem dosyası ve onaylı projeler ile asansörle ilgili proje
ve ruhsat getirilip bilirkişi kurulundan asıl ve birleşen davada ileri sürülen yüklenicinin yerine getirmediği eksik iş ve imalâtlar bulunup bulunmadığı, bunların nelerden ibaret olduğu ve teslim alma tarihinden itibaren dava açılması için gereken süre sonundaki mahalli piyasa rayiçleriyle giderim bedeli konusunda gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp eksik işlerle ilgili sonucuna uygun karar verilmesi gerekir. Açıklanan bu gerekçeye göre kararın temyiz eden asıl ve birleşen dosyada davacı-karşı davalılar yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen dosyada davacı-karşı davalıların diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden asıl ve birleşen dosyada davacı-karşı davalı arsa sahipleri yararına BOZULMASINA, 1.630,00 TL duruşma vekâlet ücretinin asıl ve birleşen dosya davalısı-karşı davacıdan alınarak Yargıtay"daki duruşmada vekille temsil olunan asıl ve birleşen dosyada davacı-karşı davalılara verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden asıl ve birleşen dosyada davacı-karşı davalılara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 18.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.