4. Hukuk Dairesi 2020/1736 E. , 2020/4157 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 05/10/2011 gününde verilen dilekçe ile trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; davacılar ... ve ..."nın açmış oldukları davanın reddine, davacı ... yönünden davanın açılmamış sayılmasına dair verilen 08/01/2019 günlü kararın Yargıtayda duruşmalı olarak incelenmesi davacılar ... ve ... vekili tarafından istenilmekle daha önceden belirlenen 01/12/2020 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine taraflardan kimsenin gelmediği görüldü, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Gerekçeli karar başlığında, dava tarihinin 05/10/2011 olarak yazılması gerekirken, 26/06/2018 olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak görülmekle bozma sebebi yapılmamıştır.
Davacılar ... ve ...’nın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davacı ...’in maddi tazminat istemi yönünden davanın açılmamış sayılmasına, davacılar ... ve ...’nın manevi tazminat istemi yönünden ise davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili, 22/07/2010 tarihinde davalının sevk ve idaresindeki ... plakalı araç ile davacılardan ..."ın eşi, ... ve ..."nın anneleri ... ’e çarpması sonucu adı geçenin hayatını kaybettiğini, kaza tespit raporuna göre müteveffanın 8/8 kusurlu olduğunun tespitini müteakiben itiraz üzerine Sulh Ceza Mahkemesince hazırlatılan raporda davalının 2/8 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiğini, daha sonra ... Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kusur durumlarının tespiti amacıyla dosyanın Adli Tıp Kurumuna tevdi edildiğini, ancak davalının alkollü olmasına rağmen müteveffanın 8/8 kusurlu olduğunun tespit edildiğini ve davalı hakkında başlatılan soruşturmanın takipsizlik kararıyla sonuçlandığını, kaza ve kusur durumlarına ilişkin yeniden rapor tanziminin gerektiğini, davacılardan ... için 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 30.000,00 TL manevi tazminat, davacı çocuklar için ayrı ayrı 10.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 51.000,00 TL"nin kaza tarihi olan 20/07/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin 50 promilin üzerinde alkollü olduğuna dair iddianın doğru olmadığını, kaza hakkında ... Cumhuriyet Başsavcılığınca 2010/947-625 esasına kayden soruşturma yapılarak alınan ATK raporu ile davalının kusursuz olması nedeni ile hakkında takipsizlik kararı verilmiş olduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; davacı ... yönünden takip edilmediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına, davacı ... ve ... yönünden ise davalının kusursuz olduğuna ilişkin bilirkişi raporları benimsenerek davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; davalı sürücünün sevk ve idaresindeki aracın, davacıların murisine çarpması sonucu ölümlü trafik kazası meydana geldiği, olaya ilişkin birden fazla kusur raporu alındığı, hem savcılık aşamasında hem de yargılama aşamasında ATK’ dan alınan kusur raporlarında davalının kusursuz olduğunun tespit edildiği, bu nedenle davalı hakkında takipsizlik kararı verildiği, fakat takipsizlik kararına yapılan itiraz üzerine Sulh Ceza Mahkemesince alınan raporda davalının 2/8 oranında, yargılama sırasında 04/09/2013 tarihli 3 kişilik bilirkişi kurulundan alınan raporda ise davalının alkollü olması ve hız sınırlarını aşmasından dolayı %25 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, mahkemece davalının kusursuz olduğunu belirten bilirkişi raporları benimsenerek davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Şu halde; sulh ceza mahkemesince alınan kusur raporu ile 04/09/2013 tarihli 3 kişilik bilirkişi kurulundan alınan kusur raporunun kazanın oluşuna uygun olduğu anlaşıldığından davalı sürücünün kusurunun varlığı dikkate alınarak davacılar ... ve ... yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, davalının kusursuz olduğuna ilişkin olayın oluşuna uygun düşmeyen bilirkişi raporları benimsenerek davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan sebeplerle davacılar ... ve ... yararına BOZULMASINA; bozma nedenine göre davacıların vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 01/12/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.